Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SÜT yaramadı.

        Bazı çocuklar “hastalandı”.

        Bozuk sütten mi, sütü bozuktan mı belli değil.

        “Laktoz intoleransı” diyen de var.

        “Belki de ondandır” diyenler olacaktır.

        Ama bence “haksızlıktan”. Haksızlık olunca büyükler hazmedebildi ama çocuklar hazmedemedi sütü.

        “Devlet baba” babalık yapmaya kalkıştı.

        Dedi ki: “Çocuklarım iyi gelişsin. Sağlam kemikli olsun. Kolay kolay kırılmasınlar. İleride cop mop vurduğumuz zaman hasar almasınlar. Onlara süt vereceğiz.”

        Fena fikir değildi.

        Hemen ihale yapıldı.

        Olmadı bir daha yapıldı.

        İkincide oldu.

        Oldu ama “yamuk” oldu.

        Çünkü devlet baba, çocuklarını her ne hikmetse ayırdı.

        Özel okullara, ki pek de az değiller ve azınlık okullarına, ki pek de çok değiller “Size süt yok” dedi.

        Anlamadık niye öyle dedi.

        Özel okula giden zaten devletin üzerinden yük alıyor. Yetmiyor bir de devlete KDV veriyor. Orada okuyan da bu milletin, bu devletin evladı.

        Ama “Sen muhtemelen zengin çocuğusun. Sana süt yok” dediler.

        Azınlık okulları da aynı şekilde “sütsüz” kaldı.

        Onlara da “Sana süt yok” dediler. “Azınlık çocuğusun” dediler herhalde. Bilmiyorum ne dediklerini.

        Haksızlık oldu.

        Bu haksızlığı büyüklerimizin midesi kaldırdı.

        Ama çocuklarımızın midesi kaldırmadı.

        Çoğunun kaldırsa da, azının kaldırmadı.

        “Onlar da bizim kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, bize var da onlara niye yok?” dediler.

        İçleri almadı o sütü.Haksızlık, hazımsızlık yaptı.

        Süt dokundu onlara.

        O sütten içmedim ama bana da dokundu.

        RTÜK niye engellemiyor?

        RADYO Televizyon Üst Kurulu, Fox TV'de yayınlanan bir diziye uyarı cezası verdi.

        Dizideki kadın karakter, kocasının amca oğluna fiziki ve imalı tacizlerde bulununca RTÜK bunu "aile içi ilişki", "manevi ve ahlaki değerlere" aykırı değerlendirmiş ve cezayı basmış.

        Bu "ahlaksızlık" mı, "gönül mü" tartışılabilir.

        Ama bugün 1. sayfamızdaki olay "gönül veya ahlaksızlık" diye geçiştirilemez.

        Baba demeye bin şahidin bile yetmeyeceği ve hatta bir şahit bile bulunamayacağı bir yaratık, 12 yaşındaki kızını "hemşerisinin oğluyla" evlendirmiş.

        O da babadan aşağı kalır tıynette olmadığı için 12 yaşındaki kızı hamile bırakmış.

        Kız devlete sığınmış.

        "Beni babama vermeyin, anneme verin" diye.

        Ve demiş ki:

        "Kardeşimi de kurtarın. Babam onu da birine vermeye çalışıyor."

        Kardeşi de 10 yaşındaymış.

        Hadi buyurun buradan yakın.

        Bir kez daha diyorum.

        Bu kadar ahlaksızlık hangi dizide var?

        Dizideki ahlaksızlığı engelledik.

        Peki ya o dizilere ilan veren "ahlaksızlıkları" nasıl engelleyeceğiz?

        RTÜK onlara da bakacak mı?

        Tabii ki engellemeyeceğiz.

        12 yaşında kıza tecavüz eden kazık kadar adamlara "iyi hal"den ceza indirimi veren yargı oldukça, siyaset buna seyirci kaldıkça, RTÜK dizilerdeki ahlaksızlığı gözümüzün önünden çekebilir.

        Ama gerçek ahlaksızlığı toplumdan silemeyiz.

        Etik Kurulu öyle demiyor

        ETİK Kurulu raporunun içeriğini ilk olarak biz yazdık.

        İçeriden aldığımız bilgilerle.

        Yazdığımız netti.

        Futbol Federasyonu Etik Kurulu, Aziz Yıldırım'ı aklıyordu ama futbolu tam olarak aklamıyordu. Bazı maçlarda ilgili "şüpheli" durumlar olduğunu söylüyordu. Ali Kıratlı ve İlhan Ekşioğlu'nu suçluyordu.

        Ama her nasıl olduysa, birileri olayla ilgilenenleri yanıltacak yayınlar yapıyor.

        "Etik Kurulu 'Şike sahaya yansımamıştır' dedi" diye yazıp çiziyorlar.

        Etik Kurulu raporu, şikenin sahaya yansıyıp yansımadığı konusunda bir şey söylemiyor.

        Çünkü bu kuruldakiler hukukçu.

        Bu konuda bir şey söyleme yetkisini kendilerinde görmedikleri için bunu söylemiyorlar.

        Şikenin sahaya yansımadığını söyleyen Etik Kurulu değil, Federasyon Başkanı.

        Ama benim gördüğüm bazı belgeler var ki, vahim.

        Bir takımın profesyonel yöneticisinin, başka bir takımın kalecisine şike teklif ettiği belgelere girmiş.

        Hatta şike teklif edilen takımın yöneticileri olayı haber alıp kaleciyi kadro dışı bırakarak maça yedek kaleciyle çıkmışlar.

        Yani iş bitmiş değil.

        Federasyon tarafında "bitirilmek" istense de, yargı tarafında işler öyle değil.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Yargı kararlarının bir önemi olduğu zaman.

        Diğer Yazılar