Özelleştirme değer artırmazmış meğer
PETKİM’in özelleştirilme hikâyesini herhalde hatırlıyorsunuzdur.
Önce bir halka arz, sonra yüzde 51’lik bir blok satış.
Satış sırasında iptaller, tartışmalar, falan filan.
Hikâye uzun, hepsini yazmaya gerek yok.
Önemli olan bölümü şu:
PETKİM’in yüzde 51’i 2007 yılında SOCAR-Turcas grubuna satıldı.
Yüzde 51 hisse için ihale sonucu belirlenen fiyat 2 milyar 40 milyon dolardı.
Ucuzdu, pahalıydı bilmem.
Fiyat buydu.
Aradan 5 yıl geçti.
Yeni sahipleri Petkim’e bir sürü yatırım yaptı.
Ama her nasılsa şirketin piyasa değeri artmadı. Hatta kamuda kalan yüzde 10’luk son bölümün satışı gündeme gelince şirketin borsa değeri artacağına düşmeye başladı.
Tam bu sırada ben de bir yazı kaleme aldım ve uyardım.
“PETKİM’in kalan yüzde 10’luk bölümü ucuza kapatılmak isteniyor. 110 milyon dolara satacakları söyleniyor” diye.
Ve o yüzde 10 dün satıldı.
SOCAR’a.
Kaça satıldı dersiniz?
Okumadıysanız söyleyeyim.
169 milyon dolara. Benim uyardığım ve daha önce konuşulan 110 milyon doların yaklaşık yüzde 50 fazlasına.
Çok şükür memleketime 50 milyon dolarlık bir faydam oldu, ama yine de fiyat tam bir facia.
5 yıl önce yüzde 51’i 2 milyar 40 milyon dolar.
Bugün yüzde 10’u 168 milyon dolar.
O yüzde 10’u 5 yıl önce satsalar değeri 408 milyon dolar.
Ya da bugün 5 yıl önceki değerden satsalar fiyat bu.
Benim bu işten anladığım şu:
Özelleştirilen PETKİM 5 yıl içinde yarı yarıya değer kaybetmiş.
5 yıl önce 2 milyar 40 milyon dolar eden yüzde 51’in bugünkü değeri 850 milyon dolar civarı.
Vah vah vah.
Çok üzüldüm bu SOCAR’a.
5 yılda 1.2 milyar dolar kaybetmişler.
Gizli başarılar
GEÇEN hafta sonunda İstanbul'da bence çok önemli bir yarışmanın finali ve ödül töreni vardı.
Ama kamuoyundan öylesine ustalıkla gizlendi, iletişimi öylesine ustalıkla kötü yapıldı ki, kimsenin doğru düzgün haberi bile olmadı.
Bu önemli yarışmanın finalini ve ödül törenini kamuoyundan "büyük bir maharetle gizleyen" organizatörleri alkışlıyorum.
Sözünü ettiğim yarışma ve ödül töreni, dünyanın en prestijli tekne üretim yarışmasının finaliydi.
Boat International yayın grubu tarafından organize edilen bu yarışma, yıllardır süren bir gelenek ve her yıl finali Monako'da yapılırdı.
Bu yıl ilk kez olarak Monako dışına taşındı ve İstanbul'da her nedense gizli kapaklı bir şekilde Çırağan Sarayı'nda yapıldı.
Dünyanın en büyük yat üreticileri, tekne tasarımcıları ve yat kiralama şirketleri, bunların yöneticileri, sahipleri ve bu tekneleri yaptıran milyarder işadamları Çırağan'da buluştu.
Bu sektörde kalitesini giderek artıran ve üretim kapasitesiyle dünyada ilk üç arasına giren Türkiye açısından önemli bir gece, önemli bir organizasyondu.
Türk üreticilerin tekneleri de bu zorlu ve önemli yarışmanın finalistleri arasındaydı.
Ve her zaman olduğu gibi Türk üreticileri bu yarışmada da ödüller aldı.
Proteksan Turquoise favoriler arasında olduğu halde ödüle uzanamazken, Koç Grubu'na ait RMK Tersaneleri hem motoryat, hem de yelkenli yat kategorilerinde jüri özel ödülüne layık görüldü.
Doğrusu RMK üretimi Karia'nın aldığı ödülü çok önemsemiyorum ama RMK'nın Oyster Marine'le üç yıl önce imzaladığı anlaşmanın ilk ürünü olan Sarafin adlı Oyster 100 yelkenlinin ödül alması, şimdiye kadar Türkiye'nin üretiminde başarılı olamadığı üst sınıf yelkenlilerin Türkiye'de üretilmesi açısından önemli bir adımdı.
Üstelik Sarafin'in üretiminde dünya çapında pek çok yenilik vardı ve gövdenin yapımı sırasında bir de dünya rekoru kırılmıştı.
Türkiye açısından gurur verici olan böylesine önemli bir gecenin neden Türk kamuoyundan gizlenircesine yapıldığını ise gerçekten çok merak ediyorum.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Hiç değilse aydınlar yavşaklaşmadığı zaman.