Bizim mahalleye doktor gerek
TÜRK dış politikasını uzun zamandan beri eleştiriyorum. Şimdi anlatacağım hikâye, aslında dış politikada neye ihtiyacımız olduğunu göstermesi açısından önemli...
Doktoru olmayan bir mahalleye bir doktor muayenehane açmış.
Ve tabelasına “İstanbul’un en iyi doktoru” diye yazmış.
Epey bir hastası olunca, mahalleye ikinci bir doktor daha taşınmış ve aynı sokağa bir muayenehane açmış.
O da tabelasına “Türkiye’nin en iyi doktoru” diye yazdırmış.
Bir süre sonra sokağa üçüncü doktor gelmiş.
Bakmış İstanbul ve Türkiye kapılmış, o da tabelasına “Dünyanın en iyi doktoru” diye yazdırmış.
Aradan biraz daha zaman geçmiş ve sokağa dördüncü doktor gelmiş.
O da sloganlı bir tabela yaptıracak ama “İstanbul’un en iyi doktoru” kapılmış, “Türkiye’nin en iyi doktoru” kapılmış, yetmemiş “Dünyanın en doktoru” da kapılmış.
“Ben ne yazayım” diye düşünmüş taşınmış ve sonunda ne yazacağını bulmuş.
“Bu mahallenin en iyi doktoru.”
Aklı başında tüm hastalar da ona koşmaya başlamışlar.
Umarım dışişlerimize yön verenler bu hikâyeden bir pay çıkarırlar.
Müttefiklerimiz satışta
SURİYE'nin Türk Fantom'unu düşürmesinin ardında giderek "uluslararası bir komplo"nun izleri varmış gibi görünmeye başladı.
Daha doğrusu, Türkiye'ye karşı uluslararası bir komplo var gibi görünüyor.
Aslında ilk işaretlerden biri, Irak Başbakanı Maliki ile ilgili gelişmelerde kendini gösterdi.
Türkiye, Irak'ı İran'a yakınlaştırmaya çalışan, daha doğrusu Irak'ı İran'ın uydusu haline getirme niyetinde olan Maliki'ye karşı cephe açtı.
Muhalifini bağrına basmakla yetinmedi, Maliki'den rahatsızlığını en üst seviyede dile getirdi.
Bu sırada Irak'ta da önemli gelişmeler olmaya başladı.
Cumhurbaşkanı Barzani ve Şii lider Es Sadr gibi isimler de Maliki'ye karşı çıkmaya başladılar.
Es Sadr'ınki ilginçti; çünkü Es Sadr da Maliki gibi Şii ve İran'a yakın bir isimdi, ama yine de Maliki'ye karşı durdu.
Tam bir organizasyonla Maliki koltuktan indirilecekti ki birden her şey tersine döndü. Maliki görevde kaldı. Muhalifler kılıçlarını kınlarına soktular. Türkiye şaşırdı kaldı.
Sonra anlaşıldı ki, ABD devreye girmiş ve İran yanlısı, Türkiye karşıtı Maliki'nin görevde kalmasını el altından İran'la da uzlaşarak sağlamıştı.
Sonra uçağımız düşürüldü.
Uçağın düşmesinin ardından Türkiye haklı olarak kıyameti kopardı ve uçağımızın uluslararası hava sahasında düşürüldüğünü açıkladı. Üzerine basa basa.
Suriye ise tam tersini söylüyordu.
NATO konuyla ilgili toplandı ve NATO Genel Sekreteri bir açıklama yaptı. Açıklamada uçağın uluslararası hava sahasında düşürüldüğüne hiç değinmedi.
Sonra ABD'de bir gazete, "Uçak Suriye hava sahasında düşürüldü" diye yazdı ve haberi Pentagon'a dayandırdı.
Amerikan yönetimi sert çıktı ama haberin içeriğini yalanlamadı. "Bu gibi bilgi sızdırmaları kabul edilemez" dedi.
Yani bir anlamda bilgiyi doğruladı.
Rusya'nın "İsterseniz elimizdeki verileri paylaşalım" demesini ise hiç tartışmıyorum bile.
Türkiye bu meselede müttefiklerinden bile gol yerken, Rusya'nın yaptığına kızmak abes olur çünkü.
Zaten ABD Dışişleri Bakanı, Rus Dışişleri Bakanı ile buluşmasında Suriye meselesinde Türkiye'nin hiç de hoşuna gitmeyecek bir takvim üzerinde anlaştılar gibi.
Burada açıkta kalan tek ülke Türkiye oldu ve ben Türkiye'nin Suriye meselesinde "niye satıldığını" gerçekten merak ediyorum.
Markamız ve logomuz
MARKA değerlendirme kuruluşu Brand Finance'a göre Türkiye, dünyadaki ülkeler arasında en güçlü 19. marka olmuş.
Bilmem yalan bilmem sahi.
Aslında fena değil.
Fakat listeyi öyle bir inceleyince ülkelerin marka değerlerinin ekonomik büyüklükleriyle bağlantılı olduğu gibi bir hisse kapıldım.
Bu yüzden de işin ciddiyeti benim için biraz kaçtı.
Meseleye biraz farklı bir noktadan bakmak istedim.
Apple'ın ilginç bir aplikasyonu var, daha doğrusu bir tür oyun ya da bulmacası.
iPad'inize veya iPhone'unuza indirebiliyorsunuz.
Çok basit bir oyun.
Ekranda yüzlerce logo çıkıyor ve siz bu logoların hangi markalara ait olduğunu buluyorsunuz.
Buldukça oyunda seviye atlıyorsunuz.
Sonunda binlerce logo görmüş oluyorsunuz.
Evde kızım bu oyunu oynarken alıp inceledim.
Epey bir seviye geçmiş ve haliyle binlerce logo gelmiş ekrana.
O binlerce logo arasında bir tane, ilaç için bir tane bile bir Türk markasının logosu yok.
Sıfır.
Gerçekten sıfır.
Dünyanın en büyük 17. ekonomisiyim diyorsunuz.
2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi koyuyorsunuz.
Ama binlerce markanın logolarının olduğu bir oyunda tek bir marka logonuz yok.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Kendini kandırarak yaşayanlar, başkaları tarafından kandırıldığında kızmaya hakları olmadığını
anladığı zaman.