Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "200 mehmetçiği silahsız bir biçimde naklederken biraz daha güvenlik önlemi alınamaz mıydı, en azından bir veya birkaç helikopterle güzergâh güvenliği sağlanamaz mıydı?" diye sordum dün.

        Aynı sözleri Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'da tekrarladı.

        Aklın yolu bir.

        Tabii kullanana.

        Kullanmazsan sonrası malum.

        Bol gözyaşlı cenaze merasimi.

        Bol hamasetli demeç.

        Bölgeyi denetim yapmaya "paşa" gönderiyormuş Genelkurmay.

        Boşverin paşayı. Eline silah alıp koruma yapacak hali yok yaşını başını almış adamın.

        Helikopter yollayın.

        Pilot yollayın.

        Tabii varsa.

        Diyeceksiniz ki: "Olmaz mı? Bunca yıldır terörle mücadele eden orduda helikopter mi yok?"

        Benden duymuş olmayın ama ne yazık ki "pek yok".

        Hani o "Süper Cobra"lar var ya, dünyanın her yerinde teröristlerin korkulu rüyası.

        Bizim Silahlı Kuvvetler'imizde kaç tane var biliyor musunuz?

        Diyecekler ki 33 adet var.

        İnanmayın.

        Bunlardan 25'i Cobra.

        Tek motorlu, terörle mücadelede pek kullanılmıyorlar.

        Çift motorlu, yüksek ateş kabiliyetine sahip olan "Süper Cobra"lardan ise 8 tane var.

        S-E-K-İ-Z

        "Azmış" demeyin.

        O 8 Süper Cobra'nın da 4'ü parça yokluğundan, arıza yaratıyor.

        Elde var 4 Süper Cobra.

        İyi mi?

        Ota, b.ka para var, Süper Cobra'ya yok herhalde ne bileyim.

        Gerçi bırak Süper Cobra'yı, konvoyun üzerinden bir Sikorsky, hadi o da yoksa Vietnam gazisi bir UHI uçursan o bile teröristi korkutmaya, püskürtmeye, en azından konvoyu uyarmaya yeter.

        O bile uçmuyor 200 silahsız askerin yolunu temizlemek için.

        Helikopter demişken, bir de hatırlatma yapayım arada.

        Yahu bizim bir "taarruz helikopteri projemiz" vardı, akıbetini bilen var mı?

        İtalyanlar gelmişti, Augusta ile.

        Ruslar, Türkiye için özel bir proje getirmişti. Hatta adını da "Erdoğan" koyacaklardı ihaleyi alırlarsa.

        Amerikalılar da Cobra'dan öneriyordu.

        Suudiler bir teklifte bulunmuştu.

        Son olarak da Güney Kore'den "ortak üretim" teklifi gelmişti.

        36 adet taarruz helikopteri için kuyruktaydı millet.

        Son hatırladığım Berluscone, "Bize verin şu işi" demişti.

        Ben orada kalmışım.

        Geçen nisanda sonuçlanacak ihale de orada kalmış olmalı.

        Bu arada ABD ordusu, Afganistan için alçak irtifada ve düşük süratle uçacak, helikopterden daha uzun menzilli terörle mücadele uçağı projesi geliştirdi.

        Biz daha taarruz helikopteri ihalesini geliştiremedik.

        Diyeceksiniz ki "Sabrımızı taşırmasınlar... Gereken yanıt verilecektir" şeklindeki söylemimizi geliştiremedik ki, nerede kaldı ihale geliştirmek.

        Onda da siz haklısınız.

        En iyisi ben susayım.

        Türkiye'yi sadece Türkiye bölebilir

        SON dönemde çevremde gözlemlediğim bir durum var.

        "PKK ülkeyi bölecek. PKK belli bir bölgede özerklik ilan edecek" diye özetlenebilecek bir "PKK'yı gözde büyütme" hali.

        PKK terör estirebilir.

        PKK askerlerimizi şehit edebilir.

        PKK sağda solda bomba patlatabilir.

        Sivilleri katledebilir.

        Ortalığı kana bulayabilir.

        Asabımızı bozabilir.

        Üzebilir.

        Sinirlendirebilir.

        Ama ne Türkiye'yi bölebilir, ne de Türkiye'nin bırakın bir ilini, bir ilçesini, bir mahallesinde bile egemen olamaz.

        Korkuyla, baskıyla, dehşetle geçici hakimiyet alanları oluşturabilir elbette.

        Ama geçici, hem de çok hızlı geçici olur.

        Bunu siz bilmiyorsanız bile PKK biliyor.

        Kendi gücünü hepimizden, sizden, benden, Türk Silahlu Kuvvetleri'nden de iyi biliyor.

        O yüzden de "PKK paniğine" kapılmanın hiç gereği yok.

        Türkiye'yi bölebilecek tek güç ne bir terör örgütüdür, ne yabancı bir ülkedir. Bunu yapabilecek tek güç yine Türkiye'dir.

        PKK'nın bugünkü azgınlığı da geçmiş dönemle karşılaştırılacak türde bir "azgınlık" değildir.

        Suriye ve İran'la yaşadığımız krizlerle bağlantılı konjoktürel bir azgınlıktır.

        Oslo görüşmeleri sızdırıldığı gün Türkiye'nin bu meseleyi çözmesinin istenmediği açıkca ortaya çıkmış, Suriye'nin karışmasıyla beraber PKK'nın yeniden devreye sokulması gündeme gelmiştir.

        Suriye sorunu şu veya bu şekilde çözüldüğü gün PKK sorunu da ortadan kalkacaktır.

        Bugünkü haliyle paniğe neden olacak bir durum olmadığından emin olun.

        PKK her zaman kandırarak, korkutarak, dağa çıkaracak birilerini bulacaktır.

        Ama bu hiçbir zaman Türkiye'yi bölmeye yetecek bir güç olmayacaktır.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Kendimizi hafife almadığımız zaman.

        Diğer Yazılar