Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MISIR muhalefetinin en önemli ismiydi.

        Öylesine muhalifti ki 16 yaşında politikaya merak sardı.

        Hep muhalif oldu.

        Özellikle üniversite yıllarında rejim karşıtı muhalif hareketlerin önemli bir ismiydi.

        1981 yılında Enver Sedat'a karşı düzenlenen suikasttan sonra pek çok muhalif gibi tutuklandı.

        İngiltere'ye sürgüne yollandı.

        1980'lerin ortasında ülkesine geri döndü ve "İhvan-ı Müslimin" yani Müslüman Kardeşler hareketinin aktif üyelerinden biri oldu.

        Hareketin Kahire kolunun başına geçti.

        Aynı zamanda doktorasını yaptı ve öğretim üyesi oldu.

        Mübarek rejimi sırasında tutuklandı. 6 yıla yakın hapis yattı.

        Mısır'da İhvan'ın 2 numarası oldu.

        Aynı zamanda başarılı bir işadamıydı. Mobilya ve tekstil sektöründe önemli yatırımlar yaptı. Ülkenin önde gelen zenginlerinden biri oldu.

        Ama siyasetten ve İhvan'dan asla uzaklaşmadı.

        Türkiye dostu olarak anıldı.

        Bu yüzden olsa gerek, 10 çocuğundan biri, kızlarından biri Kahire Üniversitesi'nde Türkoloji okudu.

        Mısır'da Mübarek'in devrilmesinden sonra cumhurbaşkanı adayları arasında adı en fazla öne çıkan ve seçilmesine kesin gözüyle bakılan kişiydi.

        Ancak adaylığı "Konsey" tarafından veto edilince şimdiki cumhurbaşkanı Mursi'yi destekledi.

        Hâlâ Mısır'ın en etkili politik figürü.

        Hâlâ Arap Baharı'nın mimarı Müslüman Kardeşler'in 2 numaralı ismi.

        Bahsettiğim kişi Mısır'ın en karizmatik politikacısı olarak tanınan ve Mısır'ın bundan sonraki cumhurbaşkanı olarak görülen Muhammed Hayret el-Şâtır.

        Dün Habertürk'ü ziyaret etti.

        Ortadoğu'nun bu yeni güçlü adamıyla Arap Baharı'nı ve bundan sonraki muhtemel gelişmeleri konuştuk:

        - Mısır'da Mübarek rejiminin devrilmesinden sonra önemli sayılabilecek bir süre geçti. Seçimler yapıldı. Ülke hızla normalleşme yoluna girdi. Şu anda Mısır'daki durum ne?

        - Mısır'ı yeniden inşa ediyoruz diyebilirim. 30 yıllık bir diktatörlükten sonra Mısır içten çürümüştü. Sağlıklı bir ekonomi kalmamıştı. Hüsnü Mübarek çok derin bir devlet inşa etmişti ve tamamı kendine bağlı halktan kopuk bir bürokrasi oluşturmuştu. Yine halkla hiçbir bağlantısı olmayan ve rejime göbekten bağlı bir zengin sınıfı oluşmuştu. Mübarek halktan kopuk bir rejimi ordu, kendi oluşturduğu bürokrasi ve kendi oluşturduğu bir zengin zümre üzerinden elinde tutuyordu. Şimdi bunu değiştirmek için kolları sıvadık. En önemli sorunumuz, 1 milyar 250 milyon Mısır Lirası borcumuz. 12 milyon Mısırlı gerçek anlamda işsiz. Hiçbir gelirleri yok. Üretim çok az. Bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Öncelikli meselemiz bu. Ekonomiyi düzeltmek, orta sınıfı güçlendirmek, hatta yoktan var etmek. Haksızlığa dayalı ortamı ortadan kaldırmak.

        - Demokrasi anlamında...

        - Orada da çok yolumuz var ama diğer Arap ülkelerine oranla şanslıyız. Biraz daha fazla bilgimiz, deneyimimiz var. Güçlü bir basın, güçlü siyasi partiler oluşmalı. Bunun için de çalışıyoruz.

        '3 TRİLYON DOLARLIK YOLSUZLUK VAR'

        - Mısır'a ilk 30 yıl önce gelmiştim. Son olarak önceki yıl gittim. Her gidişimde Mısır'ı biraz daha kötü buldum. 150 yıl önce bölgenin en zengin, en donanımlı, en kültürlü ülkesi olan Mısır ne oldu da giderek kötüleşti?

        - Çok doğru bir tespit. Kaynaklarını kötü kullanarak, yolsuzlukla kaynaklarını tüketerek Mısır dediğiniz hale geldi. Her gün kötüye gitti. Şimdi uluslararası denetim kuruluşlarına Mısır'daki durumu incelettiriyoruz. Şu ana kadar tespit ettikleri en az 1 ama doğrudan veya dolaylı 3 trilyon dolarlık bir yolsuzluk var. Bir ülkenin halkının cebinden bu parayı çalarsanız o ülkenin gelişmesini bekleyemezsiniz.

        - Şimdi bu yolsuzlukların olmayacağını ima ediyorsunuz. O zaman hızlı bir düzelme olacak mı?

        - Bakın Mısır'daki rejimin Batılı destekçileri vardı. Mübarek rejimini hem Avrupa, hem Amerika, hem de İsrail destekledi ama bu destek Mısır'a pahalıya patladı. Şimdi biliyoruz ki, İsrail Mısır'ın ekonomik olarak güçlenmesini istemiyor. Bunun anlamını siz de bilebilirsiniz. Ama Mısır'ın olanakları var, kaynakları var.

        - ABD ile önemli bir serbest ticaret anlaşmanız var. ABD'ye gümrüksüz, kotasız ihracat yapıyorsunuz. Bu başta Türkler olmak üzere pek çok yatırımcıyı Mısır'a çekti. Bu anlaşmalar sürecek mi? ABD'nin bu konudaki tavrı nasıl?

        - O anlaşmaları gözden geçiriyoruz. Çünkü sözünü ettiğiniz anlaşmalar zannettiğiniz kadar masum değil. Mesela ABD'ye ihraç edeceğimiz malların yüzde 20'sinin İsrail katkılı olması gerekiyor. Bu şu demek: Mısırlılar İsrail için çalışacaklar. Bu anlaşmaları inceleyeceğiz ve Mısır'ın lehine çevirmeye çalışacağız.

        - Bu anlaşmaları iptal etme olasılığınız var gibi görünüyor fakat Türk yatırımcılar bu anlaşmaların cazibesiyle geldi Mısır'a.

        - Mısır o anlaşmalar olmadan da cazip. Afrika ülkeleriyle ortak pazar anlaşmamız var. Mısır'da üretim yaparsanız tüm Afrika ülkelerine gümrüksüz ihracat yapıyorsunuz, serbestçe. Bu Türkler için daha büyük ve daha az rekabetçi bir pazar olabilir.

        - Biliyoruz ki Arap Baharı denilen devrimler ya da demokrasi kalkışmaları sırasında Katar ve Suudi Arabistan parasal, Türkiye ise deneyim ve düşünce bazında destek verdi. Türkiye'nin Mısır'a desteği sürüyor. Katar ve Suudi Arabistan'ın parasal desteği sürecek mi? Ekonomik kalkınmanız için bu ülkelerden kaynak gelecek mi?

        'MISIR'DAKİ DEVRİM TERTEMİZDİR'

        - Burada yanılıyorsunuz. Mısır'daki devrim, yüzde yüz Mısır malıdır. Bizi Libya ve Tunus'ta olanlarla karşılaştırmayın. Oralarda fazla dış destek ve şiddet vardı. Ama Mısır dışarıdan hiçbir destek almadı, istemedi, aramadı. Bir iç savaş ya da çatışma ortamı da olmadı. Mısır Devrimi oradakilerden farklıdır. Tertemiz, pırıl pırıl bir devrimdir.

        - Peki bu devrimler yayılır mı? Herkes "Sırada kim var?" diye soruyor. Sırada kim var?

        - Bu demokratik devrimlerin olması için önce bir bilinç oluşması lazım. Demokrasi talebinin olması lazım. Zorla, olsun diye olmaz. Bu talep en fazla Mısır'da vardı. Ve oldu. Diğerlerini de gördünüz. "Sıra nerede?" sorusunun yanıtı şu olabilir. Kimin halkı gerçekten demokrasi istiyorsa sıra oradadır. Açıkçası ben şu anda öyle bir beklenti olan ülke göremiyorum. Önce demokrasi bilinci oluşacak, sonra talep ve devrim olacak.

        - Ya Suriye? Orada neler bekliyorsunuz?

        - Suriye'de insanlar ölüyor. Bizim Suriye meselesindeki durumumuz belli. Türkiye ile çok paralel. Orada insanlar özgürlük ve demokrasi istiyor ve bu istekleri yüzünden öldürülüyorlar. Şimdi hem Esad, hem de Esad'a destek veren ülkeler, diğer ülkelerin muhaliflere silah verdiğini söyleyerek üçüncü ülkeleri suçluyorlar. Ben size bir şey söyleyeyim. Bugün Suriye'de muhaliflere verilen silahın yüzlerce kat fazlası Esad'a veriliyor. Kim veriyor bunları, söylemeye gerek yok. Herkes biliyor. Muhaliflere verilen tüfektir, tabancadır. Buna karşılık Esad'a füze veriliyor, bombalar veriliyor, misket bombaları veriliyor, uçaklar veriliyor, tanklar veriliyor, hatta adam veriliyor. Muhaliflere verilen tüfekle bunlar aynı şey mi? Çin, Rusya ve özellikle de İran bilmeli ki, Esad'a bu desteği verdikleri sürece Suriye'de daha çok insan ölür. Tahmin edebileceğimizden daha çok insan.

        - Bir barış planı söz konusu.

        - Evet, biz de destekliyoruz. Türkiye de destekliyor. İran da destekleyeceğini açıkladı. Umarım yararlı olur ve işler.

        - Mısır'da yakın dostunuz Mursi cumhurbaşkanı olur olmaz ilk iş olarak Mısır'ın uluslararası anlaşmalara saygılı olacağını açıkladı. Bundan anladığımız şu oldu: "Camp David Anlaşması'na uyacağız ve İsrail'le barışçı ilişkilere devam edeceğiz." Bu tavır uluslararası kabulünüzü kolaylaştırmak ve barışçı mesajlar vermek için miydi?

        'FİLİSTİN'İN 'EVET' DEMESİ ÖNEMLİ'

        - Mısır bir devlettir. Büyük bir devlet, geleneği olan bir devlet. Bir devrim de olsa biz aynı ülkeyiz. Mısır'ız. Devleti yıkmadık. Aynı kurumlar üzerinde yeni devlet yapısını kuruyoruz. Bunu vurgulamak istedik. Mısır geçmişten gelen ve geleceğe uzanan bir devlet. Camp David Anlaşması bir hükümetin veya bir liderin anlaşması değildir. Mısır halkının anlaşmasıdır. Referandumla kabul edilmiş bir anlaşmadır. Mısır halkının kabul ettiği bir anlaşmayı, bir cumhurbaşkanı veya yeni bir yönetim Mısır halkına sormadan geçersiz ilan etmez.

        - İsrail'le ilişkiler aynı dozda sürecek o halde.

        - Bizim İsrail ile ilişkimizin mihenk noktası Filistin'dir. İsrail, Filistin halkının kabul edeceği bir barışa yanaşmak zorundadır. Biz Filistin halkının kabul edeceği her çözüme "Evet" deriz. Ama Filistin halkı derken Mahmud Abbas'ı kastetmiyorum. Abbas tüm Filistin'i temsil etmez. Abbas'ın kabul edeceği değil, tüm Filistin'in kabul edeceği anlaşma bizim için anlaşmadır ve kabul ederiz.

        - Gazze kapısını açık tutuyor musunuz?

        - Uluslararası anlaşmaların öngördüğü sınırlar dahilinde Gazze'ye olan kapımız sürekli açık. Her zaman geçiş var. Bireysel geçişler, insani malzeme geçişleri konusunda bir kısıtlama yok.

        - İhvan hareketi geçmişte çok daha sert ve şiddete de açık bir hareketken son yıllarda tarz değiştirerek daha demokratik, daha barışçı yollardan ilerleyen bir hareket oldu. Bu değişikliği tetikleyen neydi?

        'İHVAN ASLA ŞİDDETTEN YANA OLMADI'

        - Bu yanlış bir algı ama ne yazık ki genel algı da bu. Yani sizin değil, herkesin algısı bu. Şunu söyleyeyim ki, İhvan-ı Müslimin asla çizgi değiştirmedi. Sadece yasaklı olduğumuz, ezildiğimiz dönemde yeraltına indik ve sesimizi duyuramaz olduk. O arada olan her şey bizim hanemize yazıldı. Buna şiddet hareketleri de dahil. Biz bunu yapmadığımızı, tasvip etmediğimizi söylemeye çalışsak da "Siz yaptınız" dediler. Üzerimize kaldı her şey ve böyle bir algı oluştu. Ama ne zaman ki kafamızı yeraltından çıkarabildik ve kendi mesajlarımızı seslendirmeye başlayabildik, o zaman görüldü ki İhvan asla bir şiddet hareketi değil. Tam aksine halkın haklı taleplerini dile getiren bir halk hareketi. Demokratik bir hareket. Bunu daha da iyi görecek dünya.

        - Peki İhvan'ın bundan sonraki hedefi ne?

        - Mısır'ı kalkındırmak, güçlendirmek, bölgede iyi ilişkiler kurmak. Bölgede etkin olmak. Türkiye ile çok yakınlaşmış bir Mısır.

        - Ben Ortadoğu'daki hedef anlamında sormuştum. Diğer ülkelerdeki durumla ilgili.

        - Biz Mısır'ın geleceğiyle ilgiliyiz. Diğer ülkelerle değil.

        Diğer Yazılar