Biz de çatladık Bülent Bey
BÜLENT Arınç'a suikast hazırlığı günlerini hatırlarsınız herhalde.
Ankara Çukurambar'da bir otomobilin içinde birkaç asker, kendilerini izleyen polis ekipleri tarafından yakalanmış, yakalanan askerlerden biri elindeki bir kâğıt parçasını yutarak imha etmişti.
Askerlerin elinde Bülent Arınç'ın evinin krokisinin bulunduğu iddia edilmişti.
Ardından da savcılar harekete geçmiş, Genelkurmay'ın kozmik odasına bir hâkim girmiş ve bütün gizli-açık belgeler incelenmiş, bazıları dava dosyasına konulmak üzere alınmıştı.
Yıl 2009'du. Aylardan aralık.
Yani tam 3 yıl önce.
Dün Bülent Arınç çok haklı bir çıkış yaptı:
"Bana yönelik suikast girişimi soruşturması ne oldu meraktan çatlıyorum, ama yargıya müdahale diye algılanmasından korktuğum için arayıp soramıyorum."
Ne güzel söylediniz Bülent Bey.
Vallahi biz de çatlıyoruz.
3 yıl geçti.
Ne açılan bir dava var, ne de yürütüldüğünü zannettiğimiz soruşturmayla ilgili bir bilgi sızıntısı.
3 koca yıl geçti.
Bu suikast girişiminden çok sonra ortaya çıkan bazı olaylarda davalar açıldı, yargılamalar yapıldı, hatta bazılarında karar bile verildi.
Ama Arınç'a suikast girişimi dosyası bildiğimiz kadarıyla bir arpa boyu bile ilerlemedi.
Duyduğumuz kadarıyla ilgili savcının "çok işi olduğu" için bu dosyaya sıra gelmemiş.
Öyle diyorlar.
Doğru mu yalan mı bilmiyoruz.
Bu ülkenin Başbakan Yardımcısı'na yönelik bir suikast girişiminden veya planından daha önemli hangi iş var, onu da kestiremiyoruz.
En azından birisi çıkıp, "Yanılmışız, böyle bir girişim yokmuş" desin de rahatlayalım.
Biz meraktan kurtulalım...
Bülent Arınç da çatlamaktan.
Az laf, az çark
ARINÇ'tan bahsetmişken, bu konuyu da boş geçmeyelim.
Bülent Arınç, Gültan Kışanak'la empati yapıp, "Ben de olsam dağa çıkardım" deyince buradan yazdım, "Bir devlet adamı ne olursa olsun dağa çıkmayı savunamaz. Hak arama yeri dağa çıkıp silaha sarılmak değildir" diye.
Bülent Arınç'tan bir ses çıkmadı o günlerde, "Yanlış anlaşıldım" falan deme ihtiyacı hissetmedi.
Ta ki Başbakan Erdoğan çıkıp, "Bizim inancımızda dağa çıkmak yok. Bizim yolumuz bu değil" deyinceye kadar.
Başbakan'ın bu sözü üzerine Bülent Arınç, "Ben de dağa çıkmadım. Dağa çıkmayı da doğru bulmuyorum" demek zorunda kaldı.
Bu benim gördüğüm en hızlı ve en net dönüştü.
Bülent Arınç hayli tecrübeli bir politikacı, akıl vermek bize düşmez.
Ne kadar az konuşursa o kadar az çark etmek zorunda kalır.
Biz de onu özü sözü bir olarak hatırlamaya devam ederiz.
Bu da otel olur
İSTANBUL'da İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün tarihi binası birkaç saat içinde yandı.
Yangın başlayınca itfaiye ekipleri olay yerine gidiyor ama her nedense müdahale etmiyor.
Sonra bir patlama oluyor ve yangın büyüyor.
Ondan sonraki müdahale de işe yaramıyor.
Bina kullanılamaz hale geliyor.
Şimdi ben size olacağı söyleyeyim.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bir başka bina verilir.
Sonra tarihi bina ihaleyle birilerine kiralanır ve yerine butik bir otel yapılır.
Aynen Boğaz'da, Ortaköy'de yandıktan sonra şimdi THY-DOCO ortaklığı tarafından ihaleyle alınıp otel yapılan Gaziosmanpaşa İlköğretim Okulu gibi.
Herkesi kızdıran anketler
BİR anket yayınladık, kızan kızana.
Kimi, "AK Parti niye 3 puan düşsün. Hele hele CHP'yi 3 puan yükseltecek hangi gelişme oldu ki" diye kızıyor.
Kimiyse, "AK Parti nasıl hâlâ yüzde 50'nin üzerinde olur" diyerek öfkesini belirtiyor.
Size şu kadarını söyleyeyim...
Ben de bu anketi ancak yapıldıktan sonra görüyorum.
Allah şahidimdir ki, yapıldığı dönemden bile haberim olmuyor.
Sadece Konsensus'un patronu Murat Sarı bazen arayıp, "Anket için özel bir soru sormamızı ister misiniz?" diyor.
Aklıma gelen bir şey varsa o soruyu da ekletiyorum. Gerisine hiç karışmıyorum.
Anketi bittikten sonra görüyorum.
Sonuçlar bazen beni de şaşırtıyor, ama sonra bir de bakıyoruz ki, seçimlerde de hemen hemen aynı sonuçlar çıkmış.
Her anketimizden sonra eleştiriliyoruz, hakarete uğruyoruz.
Seçim sonuçları ortaya çıkınca, o eleştirenlerden biri bile arayıp, "Ya kusura bakmayın. Günahınızı almışız" demiyor.
Zaten böyle bir beklentimiz de yok.
Biz sadece toplumun nabzını tutmak istiyoruz.
Hoşunuza gitse de, gitmese de!
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Doğrulardan korkmadığımız zaman.