Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        GALATASARAY geçen yıl 9, bu yıl da şimdilik 10 puan farkla şampiyon oldu.

        Aslına bakarsanız Futbol Federasyonu'ndan hâlâ bir son dakika hamlesi beklemiyor değilim.

        Demirören Federasyonu'na yakışacak olan "Yeniden play off oynanmasına karar verdik. Bu kez puan farkları beşe bölünecek" açıklaması bekliyorum.

        Çünkü Federasyona yakışacak olan budur!

        Galatasaray, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da çok rahat şampiyon oldu.

        Sergen'in sezon başında söyledikleri de aynen çıktı.

        Lig başlarken Sergen, Habertürk'teki köşesinde "Galatasaray şampiyon, ikincilik için mücadele olur" demişti.

        Dediği gibi de oldu.

        Pazar akşamı maçı Ali Sami Yen'de izledim.

        Maç bitti, koltuğa oturdum kaldım.

        Herkes sordu "Ne oldu, kötü müsün" diye.

        Yıllardır benimle maç izleyenler benim yerime yanıt verdi.

        "O, şampiyon olduğumuz her maçın sonunda öyle oturur."

        Gerçekten de öyle otururum şampiyon olduğumuz maçların sonunda.

        Bütün bir yılın yorgunluğu çöker üzerime.

        Mutlu, keyifli bir yorgunluk.

        O an soyunma odasındaki sevinci, coşkuyu ve tatlı yorgunluğu hayal ederim.

        Futbolcusundan, teknik direktörüne, yönetimine kadar bir yılın ağır stresinin bittiği dakikadır.

        Kutup kâşifinin, uçsuz bucaksız buzlar arasında ulaştığı içinde soba yanan merkez gibi, denizde kalmış kazazedeye kurtarma gemisinde uzatılan bir bardak su gibidir o an.

        Bu yıl Galatasaray'ın şampiyonluğu için çok şeyler söylendi, çok kahramanlar bulundu.

        Ama bence geçen yılın da, bu yılın da "En kahraman"ı Selçuk'tur.

        Terim, ordu komutanıdır belki ama savaş alanındaki en önemli adam hiç kuşkusuz Selçuk'tur.

        Ben bütün takımımı kutluyor, kucaklıyorum.

        Ama bir Galatasaraylı olarak Selçuk'un önünde saygıyla eğiliyorum.

        Galatasaray'ın son yıllarda bulduğu en büyük değerdir Selçuk.

        Hem futbolculuğuyla, hem adamlığıyla.

        O gün gelirse Galatasaray Fenerbahçe'yi alkışlar

        16'da 16 yaparken ligde hiçbir sorun görmeyen Aykut Kocaman ise hâlâ bir şeyler geveliyor ama bir şey de söylemiyor.

        Varsa bildiği bir şey söylesin de, herkes bilsin.

        Ya da gitsin savcılara suç duyurusunda bulunsun.

        Bu arada Aykut Kocaman'a "Galatasaray'ı Saracoğlu'nda alkışlayacak mısınız" diye sordu birisi basın toplantısında.

        Soru karşısında suratının hali görülmeye değerdi.

        Ve verilebilecek en abuk yanıtı verdi.

        "Böyle bir milat için ortam uygun değil."

        Yani "Hayır".

        Aykut Kocaman'ın çizmeye çalıştığı "kişilik tablosu" ile "gerçek kişiliği" arasındaki fark, bu yanıtın içindeydi aslında.

        Keşke "Buna ben değil yönetim karar verir" deseydi.

        Ben bir Galatasaraylı olarak bu konuda da ilki Galatasaray'ın yapacağından eminim, en azından istiyorum.

        Olur a, bir gün Fenerbahçe Ali Sami Yen'e şampiyon olarak gelirse, biz alkışlamalıyız.

        Zaten bu soru Terim'e sorulsaydı büyük ihtimalle "Alkışlayacağız" derdi.

        AK Parti Anayasa'yı Meclis'e getirir

        CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, "Görülüyor ki, yeni Anayasa olmayacak" dedi Lizbon'da.

        Bu yıl Lizbon, Türkiye'nin umutlarının yıkıldığı yer oldu anlaşılan...

        Ama ben Cumhurbaşkanı kadar karamsar değilim.

        Türkiye'nin bu yasama döneminde "yeni bir Anayasa" yapacağı konusunda umudum var.

        Umutsuzluğum, bu yeni Anayasa'nın TBMM çatısı altında, uzlaşmayla yapılmasına ilişkin ki, zaten hiçbir zaman bu konuda umutlu olmadı.

        Ama bir Anayasa yapılacak.

        Eğer uzlaşma komisyonundan bir metin çıkmazsa, ki çıkmayacağı hemen hemen kesin, orada uzlaşılan maddeler, AK Parti'nin hazırlayacağı Anayasa'nın içine de konulur ve "yeni Anayasa" AK Parti'nin teklifi olarak TBMM'ye gelir.

        Büyük ihtimalle içinde Başkanlık sistemi veya Partili Cumhurbaşkanlığı da yer alır.

        AK Parti farklı maddelerde farklı partilerle işbirliği yaparak bu yeni Anayasa'yı referanduma götürecek sayıyı yakalamaya çalışır.

        Büyük bir olasılıkla da bunu başarır.

        Sonunda bu Anayasa halka sunulur ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kişisel gücü, AK Parti'nin güçlü iletişimi sayesinde yüzde 50'lerin üzerinde bir destekle kabul edilir.

        Ama bu destek yüzde 60'ı asla bulamayacağı için de tartışmalar bitmez.

        Önümüzdeki 10 yıl içinde "yeniden" bir "daha yeni Anayasa" yapmaya çalışırız.

        Böylelikle 2013-2014 döneminde iki seçim ve bir referandumla rekor da kırmış oluruz.

        NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

        Gözün görmediğini gönül gördüğü zaman.

        Diğer Yazılar