Suriye konusunda tam mutabakat
BAŞBAKAN Erdoğan’ın Başkan Obama ile yapacağı görüşme öncesi üç ana başlığı önemsediğimi yazdım.
1-Suriye...
2-Serbest Ticaret Anlaşması...
3-Kuzey Irak...
Suriye meselesinde Putin ve Cameron’un vardığı yarı anlaşmaya Obama’nın da iştirak etmesi, Türkiye’yi Suriye karşısında yalnız bırakacaktı ve benim en büyük kaygım buydu.
Ama Obama “Esad gitmeli’’ diyerek Türkiye ile aynı politikayı benimsediğini gösterince rahat bir nefes aldım. Tahmin ediyorum görüşmeye katılan heyet de almıştır.
Serbest Ticaret Anlaşması girişimi ise tam bir hayal kırıklığı bence.
Obama son derece anlamsız bir “Ticari ilişkilerin geliştirilmesi için çaba göstereceğiz’’ cümlesiyle konuyu geçiştirdi.
Zaten farklı bir şey de beklenmiyordu.
Bu konu başkanla yapılan tek görüşmede çözüme bağlanacak bir mesele değildi.
Uzun lobi faaliyetleri gerektiren bir konuydu. Bugün bu faaliyete başlasak 5 yıl sonra belki başarırız.
Bu arada ihracattaki kaybımız çok büyük olabilir.
Irak konusunda ise hiçbir şey açıklanmadı.
Belli ki, taraflar pozisyonlarını korumaya niyetli.
ABD, İran yanlısı Maliki’yi desteklemeye devam edecek. Türkiye ise Kürt yönetimiyle ilişkileri geliştirmeye.
En önemli sürpriz, Başbakan’ın Gazze’ye gideceğini söylemesi oldu.
Erdoğan bunu söylerken Obama’nın gülümsemesi, “Ne yapayım engelleyemedim’’ der gibiydi.
Geziye Batı Şeria’nın da dahil edilmesi ise sanki Obama hatırına yapılmış gibi.
Erdoğan bu gezinin bölge barışına katkı sağlayacağına Obama’yı ikna etmiş.
Obama da kerhen ikna olmuş.
Bence Suriye meselesindeki mutabakat bile bu görüşmeyi başarılı kabul etmek için yeterli.
‘Benim evim burada’
BAŞBAKAN Erdoğan ile Obama’nın basın toplantısı, Beyaz Saray’ın Rose Garden’ında, yani “Gül Bahçesi”ndeydi.
Görüşme uzayınca 2 saate yakın bekledik.
Bu arada önce 30 dereceyi bulan sıcaktan piştik, sonra ara ara yağan yağmurda ıslandık.
Obama, “Sayın Başbakan şemsiye ister misiniz?” diye sordu.
Erdoğan “Gerek yok” deyince Obama, “Bana göre hava hoş. Benim evim burada, ıslanırsam yukarı çıkar değiştiririm’’ dedi.
İki dakika sonra iki deniz piyadesi, ellerinde şemsiyelerle gelip iki lideri yağmurdan korudu.
Bu arada Zafer Çağlayan, “Artık Obama’ya da ‘Beraber ıslandık yağan yağmurda’ diyebiliriz’’ diyordu.
Obama basketbolu yeni bırakmış bir NBA oyuncusu kadar fit görünüyordu.
Bizim Başbakan da Obama kadar sağlam görünüyordu ama yüzünde biraz yorgun bir ifade vardı.
Erdoğan’ın takımı daha şıktı.
Obama’nın ise gömleği daha modaya uygundu.
Başbakan Erdoğan’ın ayakkabıları ise belli ki, ilk bu görüşmede giyilmişti ve kürsüden ayrılırlarken dikkatimi çektiği kadarıyla tabanları gıcır gıcırdı.