Darbe hazırlığı suç, muhtıra vermek yasal
ERGENEKON davasında mahkeme heyetinin aldığı kararlar tartışılıyor.
Belli ki, Türkiye tarihine geçecek ve tarih boyunca da tartışılacak.
Başbakan Erdoğan’ın bile eski Genelkurmay Başkanı ile ilgili olan bölümüne açıkça “itiraz” ettiği mahkûmiyetlere yönelik çok farklı yorumlar da yapılıyor.
Kimi Başbakanlık danışmanlarının kararları “olumlu” bulan açıklamaları ise biraz kafaları karıştırıyor doğrusu.
Şimdi de yeni bir Yargıtay içtihadı gündemde.
Yargıtay’ın, “Bir sanığın sorgulamasını yapan hâkimler, o sanığın yargılandığı davada mahkeme heyeti içinde görev alamaz” şeklinde özetlenebilecek bir kararının emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un başka bir mahkemede “yeniden yargılanmasının” yolunu açacağı söyleniyor.
Olur, olmaz bilmiyorum.
Zaman, gerekçeli karar ve Yargıtay her şeyi daha iyi görmemizi, anlamamızı sağlayacak.
Benim bu davadaki “adaletle” ilgili sıkıntım bambaşka bir noktada.
Hem bu davada hem de Balyoz davasında müebbet gibi çok ağır cezalar alan sanıkların tamamına isnat edilen suç “hükümeti iş yapamaz hale getirmek ve hükümeti devirmeye yönelik faaliyet içinde bulunmak”.
Bunu polis tarafından bulunduğu söylenen birtakım kanıtlara, bazı toplantılara, yazışmalara ve açık-gizli tanık ifadelerine dayandırıyor mahkeme.
İyi hoş da, hiçbir tanığa gerek olmadan, gerek kalmadan, çok açıkça, toplumun ve dünyanın gözü önünde “hükümeti iş yapamaz hale getirmeye ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni Cumhurbaşkanı seçmek gibi çok önemli ve anayasal bir görevi yerine getiremez hale getirmeye” yönelik bir muhtıra veren ve bu muhtırayı “Evet ben yazdım” diye açıklayan bir başka Genelkurmay Başkanı hakkında en küçük bir işlem bile yapılmıyor.
Bunu söylerken, darbe hazırlıklarıyla ilgili tüm olayların tam göbeğinde yer aldığı açıkça görünen bir başka komutan hakkında hiçbir işlem yapılmamış olması da ayrı bir garabet olarak önümüzde duruyor.
Aynı suç örgütü içinde yer aldığı mahkeme tarafından kabul gören Şener Eruygur ile İlker Başbuğ arasında bir sorun olduğu ve Şener Eruygur’un, İlker Başbuğ’un terfisini engellemeye çalıştığı ise bu davayı savunan bir gazetede, delillere dayanarak yazılıyor.
Ki o da bir ayrı garabet.
Galatasaray sizi kandırmasın
SİZ bakmayın spor gazetelerinin ve spor sayfalarının “şişirmelerine”. Galatasaray “iyi değil”.
Sezon öncesi kazanılan “Emirates Kupası” ve önceki gece kaldırılan Süper Kupa kimsenin gözünü boyamasın.
Son iki yılın şampiyonu, son iki Süper Kupa’nın sahibi Galatasaray “çok kötü” oynuyor.
Niye mi?
Anlatalım.
Son iki sezonun en büyük sıkıntısı savunmadaydı.
Koca bir transfer dönemi geldi geçiyor, Galatasaray hâlâ aynı savunmayla oynuyor.
Chedjou diye bir adam alındı.
Nerede? Savunma niye sağlamlaştırılmadı?
Sneijder hazırlık maçlarında iyiydi. Süper Kupa finalinde de çok iyi oynadı.
Ama Selçuk ortalıkta yok. Sahada boş boş geziniyor. Selçuk nerede?
Hamit Altıntop diye “süper” yetenek olduğu iddia edilen bir adam var Galatasaray’da.
Ben bir yıl boyunca iyi oynadığı 1.5 maç ya gördüm ya görmedim. Taraftarın yıllardır dalga geçtiği Sabri bile Hamit’ten daha iyi olabiliyorsa o Hamit’in ilk 11’de hâlâ ne işi var?
Amrabat da farklı değil.
Sınırlı olan yabancı kontenjanını Amrabat ile kullanmak neyin nesi? Onun da Hamit gibi geçen yıl iyi oynadığı maç sayısı ya 1 ya 1.5. Riera sol bek oynatılmıyorsa, asıl yeri olan sol açıkta Amrabat’a 5 basmaz mı?
Amrabat yabancı kontenjanından mı oynuyor, yoksa “Terim’in yalakası” kontenjanından mı?
Geçen yılın gol kralı, Avrupa’nın gözdesi, Şampiyonlar Ligi’nin büyük golcüsü ve Drogba’nın en iyi anlaştığı oyuncu Burak Yılmaz niye yok?
Terim’in keyfi öyle istediği için mi, yoksa satılması gündemde olduğu için mi?
2 yıldır birlikte oynayan bir takımın hâlâ oturmuş bir 11’i ve net bir oyun anlayışı olmaz mı?
Hocası yeni, kadrosu yeni ve eksik bir Fenerbahçe karşısında bu kadar mı aciz kalınır?
En önemli savunma oyuncusu atılmış ve 10 kişi kalmış bir rakip karşısında 1-0 öne geçildikten sonra kalesinde üst üste net 4 pozisyon görmek ve kalecinin büyük başarısı ve şansla yenilgiden kurtulmak normal mi?
Diyeceksiniz ki, “Avrupa’nın en iyi 10 teknik direktörü arasına girmiş bir adamı mı eleştiriyorsun? Haddini bil”.
Onda da siz haklısınız.
Bu sene de başı sıkıştığında tribüne atılarak şampiyon olacaksa Terim, benim eleştirilerimi dikkate almayın.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Muhalefet görevini gençlerin sırtına yıkmadığımız zaman.