Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne yalan söyleyeyim, ‘kırmızı kitap’ konusunun yeniden popüler olacağını rüyamda görsem inanmazdım. Hani Metin Akpınar’ın başrol oynadığı ‘Papatyam’ dizisinde, evin büyük oğlu, karısına, “Ömrümü yedin” deyip dururdu ya, ‘kırmızı kitap’ konusu da benim ömrümü yemiştir işte...

        Meslek hayatımda kimbilir kaç kez ülkeyi yönetmeye aday kadroların iktidara gelince çizgi değiştirdiği gerçeği şaşkınlığını yaşamışımdır. Benden kıdemli gazeteciler, “Nasıl oluyor bu?” soruma karşılık, tebessüm eşliğinde telâffuz ederlerdi ‘kırmızı kitap’ sözcüklerini...

        Devletin herkesi aynı çizgiye getiren ‘gizli anayasası’, siyasi kadrolar değişse de devlette devamlılığı sağlayan temel metin olarak...

        Farklı uygulamalar söz konusu olduğunda, bir general --muhtemelen dönemin MGK genel sekreteri-- başbakanı ziyaret eder ve ‘milli güvenlik siyaset belgesi’ adını taşıyan ‘kırmızı kitap’ı başbakanın masasına atarmış...

        Bakanlara belgenin bütünü gösterilmez, yalnızca kendi alanını ilgilendiren sayfaları okutulurmuş...

        Pek çok bakana “Doğru mu?” sorusunu yönelttiğimde sergiledikleri çaresizlik görülmeye değerdi.

        ‘Kırmızı kitap’ın günlük siyasi tartışma diline girmesini Mesut Yılmaz sağlamışsa da onun ağzından çıkanı yaygınlaştırmada benim payım büyüktür.

        Hatırlatayım: Tansu Çiller başbakan olup ‘Kürt sorunu’nun çözümü için arayışa girdiğinde Kürtçe TV ve eğitimden söz etmeye başlamıştı. ANAP lideri Mesut Yılmaz’ın “Konuyu MGK’ya getirdin mi?” diye sesini yükselttiği duyuldu. ‘Kırmızı kitap’ sözcükleri de ilk defa onun ağzından ve bu vesileyle gündeme girdi.

        haberi

        Gazete, 1999’da alınan bir kararla özel eğitim kurumları üzerinde uygulanan baskıyı ve dini vakıfların yurtdışı faaliyetlerini ‘rejim aleyhtarı’ sayan kararların 14 Aralık 2010 tarihinde yapılan bakanlar kurulu toplantısında kaldırıldığını duyurduğu haberinde ‘kırmızı kitap’ diye anılan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin değiştirildiğini de okuyucularına müjdeliyordu.

        Dört yıl sonra, yani günümüzde, yeniden değiştirileceği anlaşılıyor ‘kırmızı kitap’ın; iç tehditler arasına ‘legal görünümlü illegal yapılar’ eklenerek...

        ABD’nin de başkan imzasıyla her beş yılda bir Kongre’ye sunulan, güvenlik riski taşıyan konuların sıralandığı bir ‘milli güvenlik siyaseti belgesi’ var. Aradaki en önemli fark, ABD’deki belge kitap halinde yayınlanıp aleniyet kazanırken, bizdekinin kem gözlerden saklanmasıdır.

        Orada anayasal ve yasal sınırlar içerisinde kaleme alınan belge, bizde anayasadan ve yasalardan üstün tutulan bir ‘gizli anayasa’ muamelesi görüyor.

        Cumhuriyet ve demokrasi ideallerine ters düşerek...

        Talihsizlik, ‘kırmızı kitap’ sözcüklerinin o kavramı tarihe kavuşturmakla yakın zamana kadar övünen bir siyasi kadro eliyle yeniden günlük kullanıma sokulmasında... ‘Legal görünümlü illegal yapılar’ formulünün bugünkü şartlar değiştiğinde kendilerine uzak olmayan çevreler için de kullanılabileceğini düşünmüyor olmalı Ak Parti kadrosu...

        Meclis’te görüşülmekte olan ceza yasası değişikliğinde öngörülen ‘makul şüphe’ kavramı gibi; Ak Parti’ye uzak olmayan kesimler, hatta bizzat iktidar sahipleri için bile kullanılabilecek esneklikte bir kavram o da...

        Önceki iktidarlar dönemlerinde yazdığım türden bir uyarı yazısı bu; eskiler kulak asmamışlardı, bildiklerini okudular.

        Ne yapalım; kaderim bu benim, böyle yazılmış yazım...

        Diğer Yazılar