Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MECLİS’te dört eski bakanla ilgili yolsuzluk iddiaları oylamasının sonucu sizleri şaşırttı mı? Sanırım şaşırtmamıştır. 17 ve 25 Aralık 2013’ten bu yana meydana gelen siyasi ve hukuki gelişmelere yakından bakanlar, adım adım bu sonuca gelindiğini görüyorlardı.

        Şaşıranların sebebini biliyorum: Siyasi hayata “3Y” (yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar) ile mücadele teminatıyla başlamış bir siyasi partinin, “yolsuzluk” konusunda kendisine dönük iddiaları yargıya emanet edeceği düşüncesiyle...

        Başka herhangi bir zaman diliminde iddialar ortaya atılsaydı AK Parti’nin davranışı büyük ihtimalle farklı olur, milletvekilleri yolsuzluk iddiasına muhatap bakanları “Yüce Divan”a göndermekte daha az tereddüt ederlerdi. Ancak iddiaların siyasete dışarıdan müdahale, hatta “darbe girişimi” olarak görülmesi, şimdiki tercihe yol açtı.

        AK Parti kadroları “darbe” konusunda aşırı duyarlı.

        Muhaliflerinin anlamakta zorlandığı gerçek şu: AK Parti kuruluşundan bugüne toplumun nabzını tutarak geldi; her önemli dönemeçte anketlere yansıyan eğilimleri dikkate aldı. Konumuzla ilgili olarak, halk, demokrasiyi yolsuzluktan fazla önemsiyor.

        Nereden biliyorum? Şuradan:

        Kadir Has Üniversitesi dört yıldır sürdürdüğü “Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması”nın sonuncusunu dün açıkladı. Rektör Prof. Mustafa Aydın’ın aktardığı sonuçlar konumuzla ilgili göz açıcı. Sözgelimi “Türkiye’nin en önemli sorunu nedir?” sorusuna cevap verenlerin ihmal edilebilecek kadar küçük bir bölümü (1000 kişiden sadece 7’si) “yolsuzluklar” cevabını vermekte.

        2013 yılındaki orandan da (yüzde 14.2) küçük bir oran...

        İnsanların büyük bir bölümü (57.7) ekonomiyle ilgili sorunları dert ediyor. Terör de (13.9) bir başka endişe konusu.

        Temsil özelliğine sahip 26 ilden 1000 kişiyle yüz yüze yapılan görüşmelerin sonucu olan araştırma raporunu bütün partilerin didik didik etmesinde yarar var.

        Liderlerin özellikle...

        Şundan dolayı: AK Parti’ye yönelik eleştirileri kamuoyunun hiç de dert etmediği konular üzerinde yoğunlaştırdıkça yalnızca liderlerin popülerlikleri azalmakla kalmıyor, AK Parti’ye önceleri ödünç olarak verilmekte olan oylar da kalıcıya dönüşüyor...

        Araştırmayı yürüten bilim insanlarının çeşitli yönlerden sağlamasını yaparak vardıkları sonuç, her hal ve şartta oylarını AK Parti’ye vermeye kararlı seçmen oranının yüzde 40’ın üzerinde olduğu... Buna yüzer gezer oylardan gelecekler eklendiğinde, her seçimde sandığa yansıyan orana ulaşılıyor...

        “Demokrasi mi, yolsuzluk mu?” sorusuna, insanlarımızın, tereddütsüz “Demokrasi” cevabını verdiği anlaşılıyor... Araştırmacıların hemen her sorusunu belli miktarda denek cevapsız bırakırken, Türkiye’nin demokratik performansını irdelemek için yöneltilen sorulara 1000 kişiden yalnızca 1’i görüş belirtmemiş...

        Ülkemizdeki sorunları “demokrasi” ekseninde değerlendiriyor insanlarımız... Parlamenter sistemi önemsiyor (79.3) sözgelimi; buradan, AK Parti’nin “başkanlık sistemi” vurgusunun son zamanlarda neden azaldığını çıkarabiliyoruz. Paralel oluşumun varlığına sürekli vurgu ise toplumun yarısını (50.3) ikna etmişe benziyor.

        Başkanlık sistemine (12.6) destek verilmiyor, ama ülkede yaşanan değişim olumlu (55.7) bulunuyor ve değişimin iyi yönde olduğuna (55.7) inanılıyor. En önemlisi de şu: Türkiye’de yaşadığı için “mutsuz” olanlarımız az (19.7).

        Kadir Has Üniversitesi’nin araştırmasını göz önünde tutarak baktığımızda, Meclis’te dün yapılan oylamadan çıkan sonuca şaşırmamız gerekmiyor.

        Farklı sonuç bekleyenler, AK Parti’yi zaman içerisinde kazandığı “siyasi” kimliğinden öte bir yere yerleştirenler...

        Diğer Yazılar