Halkımız ne istedi, şimdi ne istiyor?
İKTİDAR partisi adına konuşanlar günlerden beri “Sandıktan ders çıkardık” deyip duruyor. Muhalefet partilerinin sözcüleri de “Seçmenin verdiği mesajı aldık” iddiasını seslendirmekten geri durmuyor.
Sanki seçmen sandığa oy değil de üzerinde görüş açıkladığı bir pusula bırakmış...
Aslında verilen oyları mesajlı bir pusula saymamızda hiçbir mahzur yok; yeter ki pusulada yazılanlar doğru okunabilsin...
Her sözlerine “seçmenin mesajını okudukları” iddiasıyla başlayanlar, acaba mesajı gerçekten doğru okumuş mudur?
Yürütülen koalisyon arayışlarına da ışık tutabilecek bir soru bu.
Bunu anlamanın tek bir yolu var: Araştırma şirketlerinin seçimden sonra seçmenlere yönelttikleri sorulara verilen cevaplar...
Elimizde böyle bir araştırma var. Seçimin sonucunu gerçeğe en yakın bilen Metro- Poll şirketinin 9-13 Haziran tarihleri arasında 2483 kişiyle 28 ilde yürüttüğü araştırma...
ABD’de Baba Bush ile Bill Clinton arasında geçen başkanlık yarışında (1992), küçük bir ilin valisi olan Clinton’ın, 1. Irak Savaşı’ndan muzaffer çıkmış Başkan Bush karşısında seçimi kazanmasının sebebi, “It’s the economy stupid” (“Aptallık yapma, önemli olan ekonomidir”) kampanya sloganıyla özetlenir.
7 Haziran seçiminde bizde de ekonominin durumu (Seçmenlerin yüzde 58’i hâlâ “Ekonomi kötü yönetiliyor” kanaatinde) ile geleceğe umutla bakıp bakmamak birincil önemdeydi. Partilerin ekonomik vaatleri (CHP’nin “emekliye 2 maaş ikramiye”, MHP’nin “asgari ücretin artırılması” vaatleri) beğenilirken, AK Parti’nin herhangi bir vaadi seçmen tarafından anılmaya değer bulunmamış...
Raporun MHP açısından önemli bir bulgusu şu: MHP’nin “çözüm sürecinin bitirilmesi” vaadi sadece yüzde 1 tarafından beğenilmiş... MetroPoll, “Bu sonuç” diyor, “Çözüm sürecinin bitirilmesi fikrinin toplumda ciddi ve öncelikli bir beklenti olmadığını gösteriyor”.
“AKP bu seçimde neden yeterince başarılı olamadı?” sorusuna cevap olarak, parti adına kitlelerin karşısına çıkanların performansları sorgulanıyor... Hem de büyük çapta. Seçmenin iktidar partisinin medyayı kullanma biçiminden rahatsızlık duyduğu da anlaşılıyor.
HDP’nin de ders çıkarmasını sağlayabilecek sonuçlar var araştırmada. Toplumun yüzde 53’ü seçimde aldığı sonucun HDP için “Türkiyelileşme” anlamı taşıdığı kanaatinde. Ancak bunun kalıcıya dönüşmesi için, siyaset dışı telkinlere kendini kapatmasının gerekliliğine de inanıyor HDP’ye oy verenlerin yüzde 62’si...
CHP seçimden oyları 1 puan azalarak çıktı; ancak CHP seçmeninin partisini “başarısız” bulmadığı anlaşılıyor; “başarısız” bulanlar sadece yüzde 5... Rapor, bu durumu, bazı CHP’lilerin barajı aşsın diye oylarını HDP’ye ödünç vermesinin farkındalığına bağlıyor.
İlgisiz görünebilir, ama ben yine de aktarayım: Cumhurbaşkanlığı makamının Beştepe’den Çankaya’ya taşınmasını isteyenler azımsanmayacak bir oran teşkil ediyor: Yüzde 48. AKP seçmeninin yüzde 16’sı da böyle düşünüyor. “Taşınmasın” diyenlerin oranı yüzde 42...
Peki ya koalisyon formüllerine halkın bakışı ne?
Önce en az destek görenden başlayayım: AKP-HDP koalisyonu yalnızca yüzde 6 tarafından arzulanıyor. En fazla arzu edilen (yüzde 23), koalisyonun AKP-MHP arasında kurulması... İkinci tercih, şaşıracaksınız, CHP-MHP-HDP koalisyonu (yüzde 20)... Şimdilerde en fazla konuşulan AKP-CHP koalisyonuna ise destek hayli az (yüzde 8).
Ağızlarını her açışlarında söze “Sandıktan çıkan mesaj” cümlesiyle başlayanlar, MetroPoll raporuna göz atarak konuşsalar iyi olacak...