Olağan şüpheliler: IŞİD...
Yüreklerimize ateş düşüren Ankara’daki kanlı eylemin sahibi olarak “IŞİD” gösteriliyor. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Galiba IŞİD” demekte. Terör konusunda uzman bilirkişiler de “Bunu IŞİD yapmıştır” görüşündeler. Görgü tanıkları arasından “Sırtında kocaman çantayla dolaşan başı takkeli, sakallı biri” tanımını yapan da çıktı.
Diyarbakır ve Suruç’u da o yapmıştı, öyleyse Ankara eylemi de IŞİD’in eseridir... Söylenen bu.
IŞİD nevzuhur bir örgüt; bir ordu disiplini içerisinde meydana çıkıp Musul’u alana kadar varlığından pek az kişi haberdardı. Dünya gündemine esas girişi ise, elinde tuttuğu Batılı gazetecileri en hunhar biçimde birbiri ardına infaz etmesiyle oldu. Toplu kıyımlar, kadınları köleleştirmeler...
Kendisine karşı oluşturulan ittifak içerisine girip topraklarındaki üsleri ABD uçaklarının kullanımına açmasından önce de Türkiye aleyhinde söylemleri vardı IŞİD’in; öfkesi şimdilerde daha artmıştır. Kapağında “istişhad” (şehit olma eylemi) diye “intihar saldırıları”nın reklamı yapılan “Kostantiniyye” adlı Türkçe dergisinde “İstanbul’un yeniden fethinden” söz etmesini, IŞİD saflarına katılmış Türk militanların ülkemize karşı tehditler savurdukları videoları da unutamayız.
“Eylemi yapan IŞİD” diyenler, bu tabloya bakarak tezlerini savunuyorlar.
Olabilir mi? Elbette olabilir. Sonuçta IŞİD insan öldürmeye karşı olmayan, kitlesel yok edişlere onay veren bir örgüt...
Ancak yine de fazla aceleci davranmayalım derim.
Bölgemizde ve ülkemizde faal terör örgütleri arasında IŞİD’in kendine özel bir yeri var. Diğerleri, karşısında konuşlandıkları ülke/leri eylemleriyle zaafa uğratmayı amaçladıkları halde, IŞİD, ülkeleri “fethetmeyi” ve aldığı yerleri bir merkezi otoriteye bağlamayı hedefliyor. Adından da anlaşılacağı üzere, kendisini de “devlet” olarak tanımlıyor.
Dergisinde “İstanbul’un fethi”nden söz etmesi bu yüzden...
Türkiye de IŞİD’in hedefinde... Öyle bir ihtimal yok ama, hani, Irak ve Suriye’yi bütünüyle egemenliği altına alabilirse, bir sonraki hedef ülkesi Türkiye olabilir IŞİD’in...
Diyarbakır, Suruç ve Ankara’daki eylemlerin IŞİD’in işi olabileceğinden neden kuşku duyduğumu herhalde anladınız: Çok genel ortak özellikler yüzünden IŞİD markası üzerine yakışsa bile, bu eylemler, IŞİD örgütünün amacına uygun olmadığı gibi, onun bugüne kadarki davranış tarzına da pek uymuyor.
Nitekim üzerlerine “IŞİD eylemi” damgası vurulmasına rağmen, Diyarbakır ve Suruç’ta meydana gelen kanlı olayları örgütün tam anlamıyla sahiplenmediği de bir gerçek...
“El Kaide eylemi” denseydi bunlara, başka ülkelerdeki benzer kanlı eylemlerine ek olarak 2003’te İstanbul’da bizlere yaşattıklarından çıkardığımız dersle, bunu biraz daha kolay kabul edebilirdik.
Her ülkede uyuyan hücreleri var El Kaide’nin ve zamanı geldiğine inandıkları an, hiçbir yerden talimat gelmesini beklemeden, harekete geçip eylemlerini yapabiliyorlar.
Neyse...
Gerçekten IŞİD’in eseriyse Ankara’daki bombalama eylemi, bu, örgütün vites değişikliğine gittiği ve El Kaide türü bir örgüte dönüşme arifesinde bulunduğu anlamına gelir.
Bu durum, Türkiye için, daha gerçek, daha ölümcül bir tehlike arz eder...
Fazla lafa gerek yok; Ankara’daki kanlı eylemle ilgili değerlendirmelerde bulunurken her taşı kaldırmak ve altına bakmak gerekiyor; buna kuşku yok. Ancak, öncesinde de sağlıklı bir “olağan şüpheliler” değerlendirmesi yapıp fail olabileceklerin sayısını azaltmakta yarar var.
Sürekli yanlış istikamete ilerleyerek doğru menzile ulaşılamaz çünkü.