Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİR yanda Paris’te patlayan bombaların yol açtığı çığlıklar...

        Diğer yanda artık kaçmak zorunda kaldıkları ülkelerinden güvenlik içinde yaşama rüyası kurdukları Batı ülkelerine koşarken botları battığı için ölenler...

        Ülkemize gelen dünya liderleri böyle bir puslu atmosferde Antalya’da toplandı.

        Çoğu aslında dünyanın başına böylesine ölümcül dertleri kendilerinin açtığını fark etmeyen liderler bunlar ve ne gariptir ki, toplanmalarının sebebi de, dünyanın şu sıralarda karşı karşıya bulunduğu sorunlar için çözüm üretebilmek...

        Üretebilirler mi? Çok kuşkuluyum.

        Paris’te yüzlerce insanın canını alan terör eylemleri IŞİD tarafından üstlenildi. IŞİD ne? Irak ve Suriye’de “devlet” kurduğu ve buradan dünyanın bütün Müslümanlarını tek sancak altında toplayacak bir “hilafet devleti” oluşturacağı iddiasının sahibi bir terör örgütü...

        Varlığından haberdar olduğumuz son birkaç yıldır, eline geçirdiği topraklarda, kendileriyle aynı dini inanıştan olmayan, aynı dili konuşmayan insanlara etmedikleri zulüm bırakmayan, bazılarını kafa kopararak öldürmeyi, kadınları köle yapmayı kendilerine reva gören bir güruh...

        Kimlerden oluşuyor IŞİD örgütü?

        Örgütün önemli militanlarının büyük bir bölümü, zengin Batı ülkelerinde doğmuş, orada okumuş, orada hayatını kurmuş insanlardan oluşuyor. Kameralar karşısına geçip üzerlerine turuncu renkli formalar giydirdikleri gazetecilerin kafalarını kopartanlar da bu tanıma uyan militanlar...

        Nereden çıktı Irak ve Suriye’de egemenlik sağlamaya çabalayan bu güruh?

        Irak ve Suriye’de gerçek anlamda “devlet” kalmadığı için, yıkılan devlet mekanizmasının yerini doldurmak üzere kurulmuş bir örgüt bu.

        Tamam da, Irak ve Suriye’yi birer “haydut devlete” çeviren, bunu becerdiği için “IŞİD” adlı nevzuhur bir örgütün bölgeye sızmasına ve ele geçirebildiği her yerde egemenlik ilan edip her türlü vahşeti icra etmesine yol açan kim ya da kimler?

        Cevabı en kolay soru bu: Dünyaya nizamat vermek üzere Antalya’ya gelmiş olan dünya liderlerinden bazıları...

        ABD, Irak’a saldırma kararı almasaydı ve G20 içerisinde yer alan ülkelerden bazılarıyla ittifak kurarak bölgeye asker göndermeseydi...

        Rusya, Suriye’de yaşayanların “Artık yeter” diye işbaşındaki kadroyu yönetimden gönderme kararlılığı karşısında sağır kalmasa, BM karar tasarılarına karşı çıkıp veto hakkını kullanmasa, üzerinde uzlaşılmış formüllerin hayata geçirilmesini aylar ve aylar boyu engellemeseydi...

        Evet, duyarsızlıklarıyla IŞİD’i dünyanın başına bela edenler “dünya lideri” diye ortalıkta dolaşanlardır.

        “Nasıl olsa bölgeden binlerce kilometre uzakta bizim ülkemiz, Irak’ta ve Suriye’de devletler çökerse bize bir zararı dokunmaz” diye askerlerini bölgeye gönderdiler...

        “Beter olsunlar, milyonlarca insan yerinden oluyor, yüz binlercesi kendi askerleri tarafından öldürülüyor, binlercesi güvenli olmayan botlar batınca hayatını kaybediyor, ama bizim üssümüz yerli yerinde kalıyor ya” düşüncesiyle, vaktiyle konulan bir kural sayesinde elde ettikleri “veto” hakkını diplomasinin tek kuralı haline dönüştürdüler...

        Paris’teki katliamı IŞİD militanları gerçekleştirmiş olabilir; ancak Fransa’da, Türkiye’de, Irak ve Suriye’de IŞİD’in kanlı eylemlerinde hayatını kaybetmiş, IŞİD’in bundan sonra hedef seçeceği başka ülkelerde hayatını kaybedeceklerin hesabını esas sormamız gerekenler belli.

        Uyguladıkları politikalarla dünyamızı kan denizine döndürenler, hiç değilse bölgeye en yakın ülkede -Türkiye’de- bulunurken, günahlarını hatırlasalar...

        Hatırlamışlar mıdır dersiniz?

        Diğer Yazılar