Hükümetin yapısı ve 'başkanlık sistemi'
ACABA Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı’na getirmeyi vaat ettiği türden yenilikleri Ahmet Davutoğlu da kuracağı hükümete taşıyacak mı?
Yarın yemin ederek görevine başlayacak olan halk tarafından seçilmiş yeni Cumhurbaşkanı, daha aylar öncesinden, Çankaya’daki misyonu hakkında bilgilenmemizi sağladı. Eskilerden farklı bir Cumhurbaşkanlığı olacak Tayyip Erdoğan dönemi... Anayasa’daki bütün yetkiler kullanılacak ve öncenin teamüllerine riayet de edilmeyecek... Hükümetle ve partiyle ilişkilerini nasıl kuracağına da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendisi karar verecek...
Bunlar Türkiye’de şimdiye kadar “Cumhurbaşkanı” denildiğinde akla gelen temel özellikler değil...
Peki ya hükümet? Ahmet Davutoğlu tarafından kurulacak hükümet de “ilk” teşkil edecek yenilikleri içinde barındıracak mı?
Soru boşuna sorulmuyor. Çankaya Köşkü’nü sistemin merkezi haline getiren yeni anlayış, ister istemez, hükümetin alanını daraltır ve Bakanlar Kurulu sıralarında oturacak kişilerin seçiminde dikkate alınacak ölçüleri farklı hale getirir.
Dolayısıyla, yeni kurulacak hükümetin de öncekilerden farklı bazı değişikliklere sahip olması beklenebilir.
Mevcut hükümetin üyelerinin istifalarını sundukları haberi bu bakımdan şaşırtıcı değil; tam tersine, yeni hükümetin farklı oluşacağı beklentisine uygun.
Günlerden beri hükümete kimlerin gireceği merakına cevap teşkil edecek isimler gazetelerde yer alıyor. O isimlere bakıldığında görülen, eski hükümetlerle yenisi arasında belirgin bir farkın bulunmadığı, bazı koltukların sahipleri değişse bile, ana felsefenin korunacağı...
Acaba öyle mi olacak?
Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan’ın “başkanlık sistemi”ni tercih ettiği biliniyor. Çankaya’ya getireceğini duyurduğu yeni uygulamalar, bugünkü anayasal sınırlar içerisinde kalınsa bile, sistem değişikliğine giden yolu açmayı hedefliyor.
Seçimin “cumhurun başkanını seçmesi” olarak ilanı bile niyetini açığa vuruyordu.
Başkanlık sistemine doğru gidişi kolaylaştıracak bir görüntü hükümete yansımayacak mı dersiniz? Eğer yansıması düşünülüyorsa, hükümet beklenenden farklı oluşmaz mı?
Nasıl farklı?
Akla gelen ilk unsur, “başkanlık sistemi” konusunda örnek kabul edilen ABD’de uygulanan formüldür: Bakanların milletvekili olmaması, bakan atananların milletvekilliğinden istifa etmesinin gerekmesi...
Hükümette kimlerin yer alacağı merak edildiğinde dikkatler isimler üzerinde yoğunlaşıyor, ancak isimlerden daha önemli olan nokta başka: Hükümette Meclis dışı isimlerin sayıca fazla olup olmayacağı...
Şimdiye kadarki AK Parti hükümetlerinde Meclis dışı bakan sayısı 1’le sınırlı kaldı. Davutoğlu’nun kendisi milletvekili olmadan bakanlık koltuğuna oturdu; şimdi o kontenjanı İçişleri Bakanı Efkan Âlâ kullanıyor..
Yeni hükümet sıralarında oturanların azımsanmayacak bir bölümü milletvekili olmayanlardan oluşursa, “başkanlık sistemi” yolunda çabaların hızlanacağını düşünebiliriz.
Öyle olursa şaşırmayasınız istedim.
Çankaya’dan Gül Ailesi geçti
DÜNÜN önemli bir bölümünü Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Prof. Mustafa İsen’in davetiyle gittiğim Tarabya Köşkü’nde geçirdim. Vesile, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya’da geçirdiği 7 yıla tanıklık etsin diye hazırlanan kitapların tanıtımıydı.
Cumhurbaşkanı Gül’ün değişik ortamlarda yaptığı konuşmalar bir araya getirilmiş; ayrıca Cumhurbaşkanlığı düzeyinde ihtimamı hak eden mekânlar ve sanat eserleri ile Çankaya’da ve Tarabya’da uygulanan devlet protokolü de unutulmamış. Tamamı 17 kitaplık bir külliyat... Kitaplara göz gezdirince, Abdullah- Hayrünnisa Gül çiftinin ülke için ne kadar değerli hizmetler yaptığı daha iyi anlaşılıyor.