Singapur-ABD hattına özel uçak
Singapur Havayolları, 19 saati aşan Amerika-Singapur hattı için özel tasarlanan ve 19 saat uçuş yapacak, plastik gövdeli Airbus A350-900 ULR (ultra long range) modelini dünyada kullanan ilk havayolu olacak. Uçağın menzilinin uzatılması için 141 bin litrelik yakıt kapasitesini, 165 bin litreye çıkaracak ek yakıt tankı konulacak. Böylece Singapur, dünyanın en uzun uçuş yapan havayolları arasında yine ilk sıralarda yer alacak.
Singapore, çift motorlu, çift koridorlu, kompozit gövde ilk A350 uçağını Ocak 2016’da teslim alarak, dünyada A350 ailesini kullanan beşinci operatör olacak. Hafta içi Airbus’ın merkezi Toulouse’de düzenlenen medya brifingiyle, A350-900-ULR modelinin ilk müşterisi olarak Singapur’un ilan edildiği roll-out yani fabrika çıkış töreninde Türkiye’den sadece Airport ekibi yer aldı.
A350-900’lerden toplam 63 uçak siparişi bulunan Singapur, bu uçaklardan 7’sini ABD hattında kullanılmak üzere ultra uzun menzilli olarak sipariş etti. Bunlardan 11’ini önümüzdeki yıl içinde teslim alacak ve ilkiyle Nisan 2016’da ortalama 13 saatlik Singapur-Amsterdam hattında uçmaya başlayacak. Singapur’un A350’lerinde first class olmayacak, ancak 300’ün üzerinde yolcusunu business class, premium ekonomi ve ekonomi olmak üzere 3 sınıfta ağırlayacak.
Singapur Havayolları, 2008’de de filosundaki 5 adet Airbus A340-500 uçağını, ekstra yakıt tankı ve kabin içinin yeniden düzenlenmesiyle Singapur-New York arasındaki 15 bin 344 km’lik mesafeyi nonstop uçtu. Bu uçuşlar, uzunca bir süre dünyanın en uzun non-stop uçuşları listesinin ilk sırasında dikkat çekti. Ancak 2013 itibarıyla A340’lar ile yapılan bu seferlerin ekonomik yükü ve verimliliği de hesaplanarak öncelikle 777’lere, akabinde ise A380 ve A350’ye doğru bir dönüşüme gidildi.
Singapur’un öncülük ettiği ek yakıt tankıyla menzil uzatma işlemini, Türk Hava Yolları da (THY) 6-7 saat süren Afrika hattındaki uçuş noktalarında kullandığı Boeing 737-900ER model uçaklarıyla uygulamaya koymuştu.
Singapur, Avrupalı üretici Airbus’a ilk siparişini 1979 Mayıs’ında A300B4 modeli ile verdi. O günden bu yana Airbus’ın ciddi bir müşterisi haline gelen şirket, aynı zamanda da Airbus’ın pek çok konudaki ilki olarak tarihe adını yazdırdı.
Bunlardan en dikkat çekeni ise havada 2 kişilik yatağa dönüşen süit kabiniyle popüler olan dünyanın en büyük yolcu uçağı Airbus A380’in ilk müşterisi olmasıydı. Takvimler 25 Ekim 2007’yi gösterdiğinde Singapur Havayolları, Airbus’ın merkezi Toulous’da benim de katıldığım törenle Airbus A380’in ilk operatörü olmuştu.
Singapur’un Airbus A380 uçaklarıyla gerçekleştirdiği ilklerinden biri de kabindeki premium ekonomi sınıfı uygulaması olmuştu. Bu sınıf Singapur’dan Sydney’e olan uçuşlarda denendikten sonra Pekin, Delhi, Hong Kong, Frankfurt, Londra, Mumbai, New York, Şanghay ve Zürih destinasyonlarında da kullanılmaya başlandı. Filodaki 19 tane A380’in tamamında yer alan bu sınıf, sipariş edilen A350’lerin ilk 20 tanesinde de yer alacak.
BİNİŞ KARTINIZ BAŞINIZI YAKABİLİR!
Yaşanmış bir gerçek hikâyeden hareketle lütfen bu uyarıma dikkatlice kulak verin. Check-in esnasında uçağa binmeniz için size verilen biniş kartınızı (boarding pass) kesinlikle fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşmayın, imha etmeden çöpe atmayın!
Evet, bilgisayarınızdan çıktı şeklinde aldığınız uçuş kartınızı, uçuş sonrasında koltuğun gözünde bırakırken veya çöpe atarken bir kez daha düşünün. Çünkü biniş kartlarınızın üzerinde yer alan iki boyutlu barkod veya QR kodları, tahmin edebileceğinizin çok daha üzerinde bilgi taşıyor. Bir sonraki seyahat planınız, mil hesabınıza ait bilgiler, kişisel bilgileriniz ve çok daha ötesi. O masum görünümlü çizgiler ve bulanık pikselli siyah izler, hesaplarınızı ele geçirmek isteyen kötü niyetli insanlar için çok büyük hazineler içeriyor. Dikkat etmezseniz, başınıza büyük işler açabilirsiniz.
Buyurun yaşanmış hikâyeye…
Her şey Cory’nin bir arkadaşının uçağa binmeden önce biniş kartının fotoğrafını Facebook’ta paylaşmasıyla başlıyor. Cory bu biniş kartında yer alan barkodun içinde ne tarz bilgilerin saklı olabileceğini merak ediyor; ekran görüntüsünü alıyor, genişletiyor ve data okuyabilen çevrimiçi bir sitede incelemeye koyuluyor. “Inliteresearch” isimli sitenin online barkod okuyucu ve çözücü sayfası üzerinden barkodu deşifre ederek çok sayıda bilginin bu barkodun içerisinde olduğunu görüyor.
Kod çevirici, yolcunun isminin yanı sıra sık uçan yolcu hesabındaki üyelik numarası ve diğer kimlik bilgilerini çözüyor. Hatta Cory, o günkü Lufthansa uçuşuna dair “kayıt anahtarı” olarak bilinen şifreyi elde etmeyi de başarıyor.
Yetmiyor, Lufthansa’nın web sitesi üzerinden ilerleyerek, barkodun çözümünden elde ettiği yolcunun soyadı ile birlikte kayıt anahtarını da kullanarak kişinin tüm hesabına erişimini de elde ediyor.
Ve bunu yapabilmesini sağlayan tek şey ise, tüm uçuşların THY’nin de üyesi olduğu Star Alliance bünyesindeki sık uçan yolcu programına ait numara üzerine kodlanmış olması.
Lufthansa sitesi üzerinde elde edilen bu bilgilerle neler yapılabilir?
Seyahatlerin tarihiyle oynanabilir, koltuk değişiklikleri yapılabilir, hatta uçuşların iptali gerçekleştirilebilir. Ayrıca ilgili kişinin hesabına müdahale etmek, pin kodunu değiştirmek de mümkün. Böyle bir durumdan korunmak için biniş kartlarınıza sahip çıkın, sosyal medyada paylaşmayın, iyi imha etmeden çöpe atmayın.