Türk Akımı'nda başa döndük
Türkiye’nin haziran seçim atmosferiyle oluşan sisli havayı 1 Kasım’da dağıtmasından sonra birçok projede işler başa döndü. Daha doğrusu Türkiye’nin koalisyon hükümetiyle yoluna devam edeceğini sananlar bunu pazarlık unsuru olarak kullanmanın yollarını ararlarken heveslerine ulaşamadılar. Türk Akımı Projesi de bunlardan biriydi.
G20 Liderler Zirvesi’nde, Türkiye’nin yeniden güçlü iktidarla yola devam etmesinin yansıması net bir şekilde ortaya çıktı. Gazprom’un CEO’su Aleksey Miller’in, Türk Akımı Projesi’nin en kısa zamanda hayata geçirileceğinin altını çizerken aslında Türkiye’de oluşan siyasi atmosfere dikkat çekmek istediğini söylemek mümkün. Ancak bu projenin önünde Türkiye mevzuatlarında aşılması gereken epeyce husus var. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun’un, “Türk Akımı’nda bazı konular için zamana ihtiyaç var” sözleri de benim başından beri bu köşede vurguladığım detayları doğrular nitelikte.
Ayrıca Rus doğalgazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak projenin kapasitesinin % 50 azaltılması, Avrupa ayağının da sıkıntılı olduğunu gösteriyor. Fakat Türk Akımı Projesi’nin Türkiye-Rusya arasında hâlâ imzalanamayan hükümetler arası anlaşma asıl meseleyi oluşturuyor. Zira Rusya, anlaşmanın hemen imzalanmasını, projenin başlamasıyla teknik detayların konuşulmasını istiyor ki, bu ÇED raporu başta olmak üzere Türkiye mevzuatlarıyla çelişiyor.
Antalya’da G20 Liderler Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ele aldığı konulardan biri Türk Akımı’ydı. Fakat projenin Avrupa ayağındaki sorunlar sebebiyle kaç hat olacağının belirsizliğini koruması, hattın fizibilitesi ve Rusya’nın projeyi finanse etme sorunları da masada duruyor.
Öte yandan, Türkiye de artık doğalgazda geçiş güzergâhı olmaktan öte hesaplar yapmaya başladı. Gaza daha bütüncül bakılıyor. “Gaz alıp kendi sistemine koyabilmeli ve re-eksport yapabilmeli” gibi açıklamaları ilk defa Bakan Alaboyun net şekilde gündeme getirmeye başladı ki, bu ülkemiz adına güzel bir gelişme. Özetle, bu konuda zaman Türkiye’nin lehine işliyor.
RUS USULÜ UÇAK KAZASI RAPORU...
Batılı ülkeler ile Rusya ve Mısır arasında devam eden uçağın nasıl düştüğüne yönelik tartışma, Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB) Başkanı Aleksandr Bortnikov’un, uçağa bomba konulduğunu tespit ettiklerini açıklamasıyla bitmiş oluyor. Halbuki Batılı ülkeler kazadan kısa süre sonra uçağın dış etkenlerle, muhtemelen uçağın içine konulan bir bombayla düştüğüne dikkat çekmiş, Rusya ve Mısır ise bunu reddetmişti. İlginç bir şekilde FSB Başkanı, uçak kazasını araştıran “kaza kırım heyeti”nin tespitlerini beklemeden durumu açıklığa kavuşturdu. Şimdi sırada Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in söz verdiği şekilde “saldırının sorumlularını bulma ve cezalandırma” işi var. Bakalım Mısır ve Rusya bu konuda nasıl çalışacak, ipuçları IŞİD’i gösteriyorsa nasıl bir tablo ortaya çıkacak?