Asıl mesele 1 Nisan'dan sonra
Birkaç gün sonra Türkiye 4.5G’ye resmen geçmiş olacak, ancak nasıl geçmiş olacağını daha sonra birlikte göreceğiz. Çünkü bu köşede defalarca kaydettiğim üzere, ülke imkân ve fırsatlarını 4.5G vesilesiyle daha verimli kullanabilirdik. Bunun için ihalenin en az bir yıl ertelenmesi gerekirdi. Yapılmadı.
Ayrıca ihalenin yerlilik kriterleri sebebiyle, ülkemize katma değer sağlayacak, üretime, istihdama ciddi yansımalar olacak şekilde de hazırlıklar yapılmadı. GSM operatörlerinden de lisans paraları alınıp devletin kasasına konulunca, iş bitti sanıldı.
27 Ekim 2015’te 3 GSM operatörü; Turkcell, Vodafone ve Türk Telekom ile kamu otoritesi lisans anlaşması imzaladı. Ve 6 ay gibi kısa bir sürede 4.5G için hazır olun dendi. Ama kamu, fiber altyapının şirketlere yansıyan tarafında ve sahada belediye engellemelerini aşacak mevzuat düzenlemeleri yapmadı. Şirketler, yeni baz istasyonu kurmaktan ziyade, bazı bölgelerde mevcutları korumakta bile sıkıntı yaşamaya başladı.
Bu kadar kısa sürede telekomünikasyon altyapı şirketleri; Ericsson, Huawei, ZTE, Nokia, Alcatel ve Samsung’dan gelip ülkemizde yerlilik kriterini karşılaması için tesis kurmasını da kimse bekleyemezdi. “Yeterli arza erişim imkânı olmadığı takdirde, şirketler yerlilik kriterlerinden muaftır” mealinde bir cümle ihale şartnamesinde yer alınca, milyarlarca dolar hacimli sektörden ülkenin üretimine, teknolojisine, Ar-Ge’sine gereken katkı da sağlanamadı.
Ayrıca arz tarafında bir tek yerli “ULAK” projesiyle de yol alamadık. Şirketlerin bu ürünümüzü kullanması için ya destek anlamında bir şeyler yapacağız ya da arz tarafında rekabeti sağlamanın yollarını arayacağız. Başka şekilde teknolojide sürdürülebilir işlere imza atma şansımız da yok.
Evet, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) koyduğu kurallara göre abonelerin rızası alınarak 4.5G’ye geçilecek. Operatörler bir yılda ancak 4 defa aboneyi “4.5G geçin” diye uyarabilecek. Ancak birileri de 4.5G’ye geçerken yerlilik kriterleri için Türkiye’nin rızasını sorsaydı, iyi olmaz mıydı?
İLAHİ ÖMÜR GEDİK!
Türk Hava Yolları’nın (THY) sponsor olduğu “Batman v Superman: Adaletin Şafağı” filminin New York’taki galası kadar dikkat çekecek, ses getirecek diğer olayı ise İstanbul’a getirilen Batmobile olacak. Çünkü yakında hizmete girmeye hazırlanan İstanbul Boğazı’nın 3. gerdanı Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden ilk geçen sivil araç olarak Batman’in filmde kullandığı Batmobile tarihe geçecek.
THY, Batmobile aracını 3. köprüden geçirerek dünyanın başının terörle belada olduğu şu günlerde, ülkemiz adına dünya semasına hoş bir seda bırakmayı amaçlarken, birileri de erken davranıp rol kapmaya çalışıyor.
Hürriyet’in magazin eki Kelebek’in yazarı Ömür Gedik, nereden icap ettiyse Batmobile aracını kendisinin kullanacağını ilan etti. “Niye Ömür Gedik?” sorusunu bile sormuyorum. Çünkü hiçbir şekilde karşılığı yok.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen, sponsorluklar konusunda da dünyaya parmak ısırtan THY ekibinin, böyle bir konuyu, bu kadar boşlukta bırakacağını Ömür Gedik nereden akıl etmiş, hangi cesaretle ortaya atlayıp kendini lanse etmeye kalkmış, şaşırmamak elde değil. Bırakın Batmobile aracını kullanmayı, Ömür Gedik arkasından su bile dökemeyecek, hatta ardından el bile sallayamayacak. Çünkü görme şansı bile olmayacak. Benden hatırlatması...
THY’NİN BATMOBİLE ARACINI KİM KULLANACAK?
THY’nin sürprizi için de birkaç kelam edeyim. Batmobile İstanbul’un 3’üncü gerdanından geçerken, hiç tahmin etmeyeceğiniz birisi direksiyonda olursa şaşırmayın. Tahminde bulunmaya da çalışmayın, çünkü en az filmde Batmobile aracını kullanan kadar tecrübeli birinden bahsediyorum.
Dolayısıyla Türkiye ve dünya kamuoyuna yansıyacak boğaz manzarası eşliğinde geçiş yapan Batmobile direksiyonunda herkes en az Ömür Gedik kadar kedini hayal edebilir. Sonrası da var. THY’nin sponsorlukların her şeyini en iyi şekilde değerlendiren ekibi, bu geçişi de çeşitli kıvamlarda dünyaya pazarlamaya hazırlanıyor. Azcık sabredin, merakla beklemeye değdiğini göreceksiniz.
