Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)

        Beyaz bir kapının önündesiniz...

        Umudu bekliyorsunuz...

        Kapı açılıyor, umut lacivert önlüklü bir doktor olarak çıkıyor kapıdan...

        Siz koşar adım umuda doğru giderken o karşınızda öylece dikilip, olabilecek en soğuk ses tonuyla, "Hastanızın kalbi durdu" diyor...

        Hiç beklemediği anda suratının ortasına okkalı bir kroşe yiyen boksör gibi olduğunuz yerde geriye doğru sekiyorsunuz...

        Siz koca bir boşlukta öylece sallanıp dururken, umut arkasını dönüp gidiyor, beyaz kapı kapanıyor yavaşça...

        Umut gözden kaybolurken siz 6 milyar insanın içinde bir başınıza kalakalıyorsunuz.

        Önce sessizlikten kulaklarınız sağır oluyor, sonra kör oluyorsunuz aydınlıktan...

        YERE ÇAKILACAĞIN GÜN BUGÜN

        Başınızı zar zor üzerinde tuttuğunuz hayat bir kez daha boyunuzu aşıyor...

        Uçurumdan düşerken bütün çizgi film kahramanlarının imdadına yetişen o kuru dalı arıyorsunuz tutunmak için ama siz çizgi değilsiniz, hayat da film değil...

        Ve hatırlıyorsunuz, "Önemli olan düşüş değil, yere çarptığın andır!" diyen rahibin hikâyesini...

        Hep bildiğiniz ama kendinize bile söylemeye çekindiğiniz, yere çakılacağınız günün o gün, o an olduğunu anlayıp kollarınızı iki yana açıyorsunuz...

        Bütün hayalleriniz, istekleriniz yukarıya doğru hızla sizden uzaklaşırken, aşağıda kaderinizin kollarını açmış sizi beklediğini görüyorsunuz...

        HER ŞEYİ HATIRLIYORSUNUZ BİR BİR

        Saniyenin bilmem kaç binde biri bir zaman aralığında içeride kalbi duranla yaşadığınız her şeyi masanın üzerine yayıp, sonra tek tek hatıralar derliyorsunuz. "Bunu nasıl hatırlıyorum?" diye kendi kendinize şaşıp kaldığınız en alakasız, en olmayacak şeyler dönüp duruyor kafanızın içinde... "Şimdi sırası mı bunun?" diye kendinize kızarken, dizlerinde yattığınız bir öğleden sonra gelip oturuyor gözlerinizin önüne... Ağlasanız olmuyor, gülseniz olmuyor...

        Hatıralar, nasıl başladığı belli olmayan kırk ikindi yağmurları gibi sağınızdan solunuzdan akmaya başlıyor birden...

        Güldüğünü hatırlıyorsunuz; ağladığını, bağırdığını, sustuğunu, yürüdüğünü, durduğunu

        hatırlıyorsunuz...

        Az önce beyaz bir kapıdan çıkıp gelen lacivert önlüklü umudun, artık atmadığını söylediği kalbinin sesini duyuyorsunuz...

        HALT ETMİŞSİN SEN MONTAIGNE BEY!

        Daha önce hiç bilmediğiniz bir duyguyla tanışıyorsunuz ayaküstü! Ne aşka, ne ihanete, ne sevince, ne acıya benzeyen; alabildiğine yıkıcı ve alabildiğine gerçek bu duyguyla sarmaş dolaş oluyorsunuz bir anda, sanki 40 yıllık iki eski dost gibi... Ve az sonra hiçbir şey hissetmiyorsunuz...

        Ve hiçbir şey hissetmediğinize utanıyorsunuz...

        Hızla yaklaşırken aşağıda kollarını açmış sizi bekleyen kaderinize, ne varsa cebinizde biriktirdiğiniz kalbi durana ait, bir bir atıyorsunuz... Gülüşünü, kokusunu, saçlarını, ellerini, en sevdiği çiçeği, en nefret ettiği yemeği, ağladığı filmi, sakladığı yüzüğü, en güzel gömleğini, en komik sözlerini bir bir bırakıyorsunuz boşluğa...

        Sonra da geriye bir şey kalmıyor...

        'Ölüm' başlıklı denemesinde, "Hayatta başımıza bir kez gelen şey büyük bir dert sayılmaz" diyen Montaigne'e okkalı bir küfür sallayıp biraz önce masanın üzerine yaydığınız tüm hatıraları birer birer tuzla buz etmeye başlıyorsunuz...

        ★★★

        Tam da "Her şeyi biliyorum artık" dediğiniz anda bir ameliyathanenin bekleme salonunda hiç tanımadığınız bir ailenin dramından hayatınızın dersini alabilirsiniz... Ben aldım...

        Diğer Yazılar

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.