
Lezbiyen açılımlı romantik-komedi
Oscar adayı filmin ilk eleştirisi HABERTURK.COM’da! “Kids are All Right”, !f İstanbul’da izlenebilir...
keremakca@haberturk.com
Daha önce eşcinsel yasak ilişki konusunu ya da Hollywood çatısının altındaki grup seks gerçeğini kurmaca zeminlere oturttuğunu bildiğimiz, ‘ilişki filmi’ erbabı Lisa Cholodenko; son filminde lezbiyen açılımlı bir romantik-komedi ile çıkagelmiş. “İki Kadın, Bir Erkek”, eşcinselliğin artık aileye sızdığı ve alışık olduğumuz o kutsal tablonun yıkıldığı gerçeği üzerine bir eser. Yönetmenin cüretkar seks sahnelerini uzun planlarla kesintisiz çekme becerisiyle ‘yasak aşk’ kavramına da el attığı filmi, babasızlık meselesiyle ilgili tespitleriyle de dikkate değer bir görünüme sahip. Her şeyden önemlisi Cholodenko’nun oyuncu yönetimi odaklı stilini, evli çifti canlandıran Julianne Moore ve Annette Bening ile onların arasına sızan Mark Ruffalo’nun varlığıyla ayaklarının üzerine oturtabilmesi. Olağan ilişki karşıtı ve feminizm yanlısı yönetmenin kariyerinin içinde sıradan bir çalışma olsa da genel anlamda banliyödeki kutsal aile tablosuna yaklaşımıyla dikkat çeken bir eser bu.
Ülkemizde pek bilinmese de sinemaya “High Art” (1998) ile giriş yapan, “Laurel Canyon”la (2002) da hayranlarını tatmin eden Lisa Cholodenko, sanat dalına 90’lı yıllarda damga vuran bağımsız ruhlu isimlerdendir. Kadınlık kimliğiyle de öne çıkan yönetmenin, esas derdi geleneksel Hollywood kalıplarıyladır. Bu bağlamda ‘kadın hikayeleri’ anlatırken bunları ana akım formüllerin dışına çıkarıp anti-kahramanların izini süren, dramatik yönü ağır basan ve cinsel içeriği tartışmalı filmlerin has ismi olmuştur Cholodenko.
Alışık olduğumuz aile tablosunu yıkmak için yola çıkmış
Bizde “İki Kadın, Bir Erkek” adıyla vizyona girecek “The Kids are All Right” ise yönetmenin alternatif romantik-komedisi olarak anılabilir. Ancak aynı zamanda da eldeki eser eşcinsel toplumun tercihlerini ele alan bağımsız tür filmlerinden biri. Yani herhangi bir Hollywood izleyicisinin adapte olabileceği bir şeyle karşı karşıya değiliz. İşin garibi burada aynı evde yaşayan lezbiyen çifti de Annette Bening (Nic) ile Julianne Moore (Jules) gibi oyunculukları kabul görmüş iki saygı değer isim canlandırıyor.
Henüz ilk karede tipik bir banliyö evinde iki çocuklarıyla yemeğe oturan bu karakterlerden Jules’un sahneye giren Nic’e ‘Merhaba tatlım’ deyip onu öpmesiyle birlikte ise alışık olduğumuz portre yıkılıyor. Bunun devamında aslında ‘gerçek anne-döllenmeyle gelen anne’ karşılaştırmasının dramatik yapıya ‘donör baba’ kavramının girişiyle derin bir incelemeye tabi tutulduğuna tanıklık ediyoruz. Bir anda ortaya çıkan Mark Ruffalo’nun dağınık, sarsak ve hafif sinsi baba karakteri Paul, hem çocukların hem de Jules’un hayatını alt üst ediyor.
Yasak ilişki, cinsel tercih, aidiyet gibi meseleleri inceleyen banliyö yaşamı filmi
Onun böylesine bir dramatik hücuma geçmesi, ailesel değişimler, cinsel tercihlerin yarattıkları, aidiyet duygusu gibi şeylerle ilgili alt metinlere inmesini sağlıyor Cholodenko’nun senaryosunun. Bir anda da yönetmenin o çok sevdiği, anti-muhafazakar yasak ilişki filmine dönüşüyor “İki Kadın, Bir Erkek”.
Böylece isminin gerektirdiği gibi ‘çocukların iyi olduğu mutlu aile tablosu filmi’ne veya ‘banliyö yaşamı absürd komedisi’ne girmekten ziyade derin meseleli bir romantik-komediye geçiş yapmayı seçiyor. Böylelikle de çocukların sadece göstermelik mutluluk aşıladığı bir aile ocağının tanımını yapıyor.
Moore ve Bening olmasaydı yönetmen belki de filmi çekemezdi
Bu yöne girerken Cholodenko’nun alışık olduğumuz, rahatsız etmeyen ve hikayeyi ilerleten yaklaşımı, bizi bu meselelerle ilgilenmeye ve bunun devamında eğlenmeye itiyor. Böylece eser amacına ulaşırken, ‘feel-good filmi’ni (kendini iyi hisset filmi) ‘eşcinsel çiftle feel-good filmi’ haline çevirerek yine beklenen atılımı yapıyor.
Elbette bağımsız piyasada bunun gibi filmler özellikle 90’lardan beri çok üretildiğinden böylesine bir kavramsal değişimi çok da abartmamak gerek. Ancak burada Bening’in baskın, Moore’un hassas karakterlerini canlandırarak müthiş bir ikili oluşturmaları, elbette eldeki toplamın inandırıcılık ve sarsıcılık düzeyini arttırıyor. Cholodenko o ikiliyi bulmasaydı belki de filmi çekemezdi.
Cholodenko’nun filmografisinin gereklerini yerine getiriyor
Zira “İki Kadın, Bir Erkek”; eşcinsellik, seks, donör baba gibi şeylerle ilgilenen bir eser. Bunlara ek olarak Ruffalo ile Moore’un arasında geçen iddialı seks sahneleri de içeriyor. Üstelik Cholodenko’nun öyle sahneleri ‘doğaçlama’ ve ‘gerçeklik’ aşılamak için mümkün olduğunca kesintisiz geçme güdüsünü de taşıyor.
Bu durumlar ister istemez alternatif olma düzeyini ve saygı duyulma oranını yükseklere çekiyor. Ancak beklentiyi büyütmeden elbette. Öyle ki yönetmenin önceki filmlerinde ‘lezbiyen yasak aşk’ ve ‘Hollywood’daki yozlaşmış grup seks’ meselelerinin üzerine, içine uyuşturucu dolu hayatı da sokarak giderken, dramatik dönüşleri tercih ettiğini biliyoruz.
“İki Kadın, Bir Erkek” ise bütün anti-aile ve anti-Amerika duruşuna karşın, bunu ‘hafif’ bir dokuya kavuşturunca Cholodenko’nun kariyerinin en zayıf filmi olmaktan kurtulamıyor. Her şeye rağmen seks sahnelerini gerçekçi bir dokuya yerleştirme becerisi, tabulara saldırma arayışı ve oyunculuk odaklı yönetmenlik stilini yerine getirmesiyle, yönetmenin filmografisinin içinde tutarlı durduğu söylenebilir eldeki eserin.
FİLMİN NOTU: 6
KEREM AKÇA’NIN !F İSTANBUL FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:
22 Mayıs (22 Mei / 22nd of May): 7.8
Akbaba (Carancho): 6
Amrika (Amreeka): 5.5
Atlıkarınca: 5.5
Bizim de Günümüz Gelecek (Notre Jour Viendra / Our Day Will Come): 5.5
Feminist Kevaşeler Sahnede: 5
Gerçeğin Parçaları (Winter’s Bone): 3
Golyat’ın Yazı (Verano de goliat / Summer of Goliath): 3.7
Görünmeyen Göz (La Mirada Invisible / The Invisible Eye): 6.3
Her Şeyim Satılık (Everything Must Go): 3.5
İki Kadın, Bir Erkek (The Kids are All Right): 6
İtiraflar (Kokuhaku / Confessions): 8.5
İz Peşinde (True Grit): 4
L.A. Zombie: 2
Noelden Sonraki Salı (Marti, dupa craciun / Tuesday, After Christmas): 6
Rahim (Womb): 6.5
Sineklik (La Mosquitera / The Mosquito Net): 7
Siyah Kuğu (Black Swan): 9
Soğuk Balık (Tsumetai nettaigyo / Cold Fish): 6.2
Udaan: 2.6
Ultra Mega Süper Kahraman (Griff the Invisible): 4
Üç (Drei / Three): 7
Not: Yıldızlar 10 üzerinden verilmektedir. Festival süresince güncellenecektir.