Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)

        Kızıl Çöl”de uygulandığını gördüğümüz ‘anti-felaket filmi’ konsepti son 10 senede “Wonderful Town” ve “Pus” gibi başarılı örnekler verdi. “Sığınak” da bunların arasına girmek isterken ABD’nin alt-orta sınıfına mensup sıradan bir aile babasının şizofrenik dünyasına bu tabanı uygun bulmuş. Jeff Nichols’ın Antonioni’vari yaklaşımıyla, Michael Shannon’ın ise adeta ‘bir gözü açık diğer gözü daha çok açık’ performansıyla perdeyi esir aldığı, yer yer kalp çarpıntısı yaratan bir ilk film var karşımızda. Benim Eylül ayında 36. Toronto Film Festivali kapsamında seyrettiğim 2011’in bağımsız hitlerinden “Sığınak”, 16-26 Şubat tarihleri arasında düzenlenen 11. !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nde ‘Nisan’ vizyonu öncesi Türk seyircisiyle buluşuyor. Festivalin dün gece genç, interaktif ve alternatif ruhuna yakışan üç boyutlu bir açılış gecesi ile start aldığını da ekleyelim.

        Antonioni’nin 1964’de “Kızıl Çöl” (“Il Deserto Rosso”) ile sinemaya soktuğu ‘anti-felaket filmi’ şablonu dünya sinemasında kendine yer yer temsiller buldu. “Cennet Günleri”nden (“Days of Heaven”, 1978) “Manolya”ya (“Magnolia”, 1999) uzanan bir çerçevede ‘motif’ veya ‘ana araç’ niyetine kullanıldı. Son 10 yılda ise “Wonderful Town”dan (2007) “Pus”a (2010) “Ağaç”tan (“The Tree”, 2010) “Sığınak”a (“Take Shelter”, 2011) kadar uzanan bir skalada daha aktif bir rol oynadı. Jeff Nichols’ın filminin duruşu da bu konseptin içinde irdelenmeli. Zira ancak o şekilde sözü geçen eserin artılarını ve eksilerini masaya yatırabiliriz.

        Wonderful Town” ve “Pus”un seviyesinde değil

        Aslında “Wonderful Town” ve “Pus” gibi 2000’lerde üretilen başarılı örneklerini görebiliyoruz anti-felaket filmlerinin. Zira bunlar nihilizmi ve hikayesizliği sonuna kadar kullanan bir karşı duruş benimsiyorlardı. “Sığınak” ise günümüz dünyasında hakimiyet kuran muhafazakar Hollywood felaket filmlerini ters yüz etme derdinde. Bu noktada da aslında filmin onlara göre daha çok önemsenmesi normal. Çünkü sözünü ettiğimiz yapıtlar, ancak festival dolaşımıyla öne çıkabilen kayda değer sanat filmleri.

        Sığınak”ın ise bu eğilime ulaşırken minimal, hafif şiirsel, bolca pastoral ve hipnotize edici bir yapı kuran Nichols’ın yönetmenlik portföyünde adından söz ettirecek bir eser olduğu söylenebilir. Ancak filmin son 20 senede moda olan şizofreni ile ilgilenirken, onu konu alan ‘formül filmleri’ arasında özgün durmadığı kesin. Uzun lafın kısası her gece başka bir kabus gören ve ikincisinde bunların gerçek olmadığını anladığımız bir karakter var halihazırda servis edilen.

        Şizofreninin üzerine giderken ‘tavizsiz’ duruşuyla dikkat çekiyor

        Bunun yanında o tiplemenin, sabah uyandığında veya yatarken yanında karısını ya da çocuğunu görememesiyle birlikte de adeta bir ‘senaryosal açmaz’la yüzleşiyoruz. Bu da “Hayal ve Görüntü” (“Images”, 1972), “Dövüş Kulübü” (“Fight Club”, 1999) ve “Tersyüz” (“Adaptation.”, 2002) gibi bu hastalıktan alternatif sinema temsili çıkaran işlerin seviyesinde bir zeka sunmasını engelliyor filmin. Aksine bir kısım felaket parçalarıyla yaklaşık 105 dakikalık süreyi boşa geçirmemizi sağladığı dahi söylenebilir.

        Hayal-gerçek arasında kalmışlık kabak tadı vermişken “Sığınak”, bunu felsefik bir evlilik bölünmesine çevirip çekici durmasa bile her daim ‘sürpriz dönüş sunmayan’ haliyle tavizsiz bir tılsım da taşıyor ilginç bir şekilde. Yapıtın son 15 dakikada bozucu felaket filminin işlevlerine nokta koymayan finali ise amacına düz yoldan ulaşması açısından takdir edilebilir.

        Antonioni hayranlığı belli bölümlerle hissediliyor

        Bu bağlamda Michael Shannon’ın; adeta ‘bir gözü az açık diğer gözü daha çok açık’ karakterinin kendisini teleobjektifin ‘yakınlaştırıcı’ etkisine bırakan portresiyle seyirciyi abluka altına aldığı görülebiliyor. Jessica Chastain’in eş tiplemesi de bu duruma destek verip ‘ailenin konuşan ağzı’ olarak bir azarlama işlevine kavuşmuş. Buna istinaden günümüzün alt-orta sınıfının sorunlarını ele alması açısından bir belirsizlik de hakim filmin yapısına.

        Nichols belki belli dertleri olan, Antonioni hayranı bir yönetmen. Ancak kendisinin onun yaptıklarını günümüzün çatısına yüzde yüz anlamda taşıyabildiğini söylemek güç. Bozmak karakterlerin ana akıştan kaybolması değildir. Öncelikle onu öğrenmesi lazım. Zira “Sığınak” paranoyak felaket filmi atmosferi ve etkileyici sonuyla dikkat çekiyor.

        Anlık kalp çarpıntıları yaratabilir

        Ancak geriye çok fazla bir şey de bırakmıyor. Öyle ki ortadaki 90 dakikayı aşkın kısmı boş yere soyut sanrılar arasında heba edip elindeki malzemenin altını gerektiğince dolduramamış. Sadece birtakım ‘sürpriz’ olduğunu düşündüğü asap bozucu sahne ile ilerlemiş. Buna psikolog-hasta ilişki noktasındaki inandırıcılık sıkıntısı ve Shannon’ın karakteriyle duygusal ilişki kurulması da eklenince ‘çöküş’ tamamlanmış gibi.

        Nichols, elindeki malzemeyi daha iyi yontup Shannon’ın sorunlu karakterinden Antonioni gibi uzaklaştırmalıymış bizi. Ancak seyirciye “Akıl Oyunları”nda (“A Beautiful Mind”, 2001) deneyimlediğine benzer bir özdeşleşme duygusu yaşatıyor. Bu noktadan da bir şekilde yüreklere ‘acıma’ duygusuyla saldırıyor. Böylelikle 120 dakikalık süresinin orta kısmında birçok dakikayı boşa harcamış oluyor. Kabus üstüne kabus, borç üstüne borç geldikçe bir acıma ve hassasiyet duygusuyla baba karakterine kapılıyorsunuz. Bu da filmin etkisini azaltırken anlık kalp çarpıntılarına, tabiri caizse ‘artçı şoklar’a mahkum kalmasını sağlıyor.

        FİLMİN NOTU: 6.4

        Künye:

        Sığınak (Take Shelter)

        Yönetmen: Jeff Nichols

        Oyuncular: Michael Shannon, Jessica Chastain, Shea Whigham, Katy Mixon, Tova Stewart

        Süre: 120 dk.

        Yapım yılı: 2011

        KEREM AKÇA’NIN !F İSTANBUL FİLMLERİ İÇİN YILDIZ TABLOSU:

        Bir Gecelik (Nuit # 1): 3.8

        Bu Dans Senin (Take This Waltz): 5.8

        Eğer Bir Ağaç Devrilirse (If a Tree Falls): 3.7

        Haftasonu (Weekend): 4.2

        Kaçakçı (Smuggler): 4

        Koşul (Circumstance): 6.9

        Senden Bana Kalan (The Descendants): 5

        Sığınak (Take Shelter): 6.4

        Şansa Bak (50/50): 5.6

        Volkan (Edjfall): 4.8

        Not: Yıldızlar 10 üzerinden verilmektedir. Festival süresince güncellenecektir.

        keremakca@haberturk.com

        Diğer Yazılar

        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.