Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Başrollerinde Benicio Del Toro, Tim Robbins ve Olga Kurylenko’nun oynadığı “Mükemmel Bir Gün” (A Perfect Day) 1995 yılında Balkanlar’daki iç savaşın son günlerinde bir su kuyusunu temizlemek isteyen inatçı yardım gönüllülerinin ironik öyküsünü anlatıyor.

        Yıl 1995. Mekân, bir zamanlar Yugoslavya olarak anılan ülke... Barış görüşmelerinin yapıldığı, iç savaşın bitmek üzere olduğu günlerdeyiz. Farklı ülkelerden gelen yardım gönüllüleri, yöre halkı için hayatî önem taşıyan bir su kuyusuna atılan cesedi çıkarmak için ip ararlar. İş, basit gibi görünür ama savaş koşulları nedeniyle önlerine birçok zorluk çıkar. Karşılarında silahlı bir güç ya da kötü adamlar değil ama onları aratmayan engeller vardır. Fırsatçılar yörede dolaşıp fahiş fiyattan su satarken yardım istedikleri herkes farklı gerekçelerle onları reddeder. Birleşmiş Milletler için önemli olan mevzuattır. Bölge esnafı farklı gerekçelerle gönüllülere ip satmak istemez. Kimileri içinse bayrağın dalgalanması insanların temiz suya ulaşmasından çok daha önemlidir...

        PES ETMEMELERİNİN ALTI ÇİZİLİYOR

        2002 tarihli “Güneşli Pazartesiler” (Los lunes al sol) ile tanınan İspanyol yönetmen Fernando Leon de Aranoa imzalı “Mükemmel Bir Gün”, savaş fonunda geçen kara bir komedi olsa da iç savaşın sonuçlarıyla ilgili duyarlı, etkili birçok sahne barındırıyor. Top peşindeki küçük Nikola (Eldar Residovic) ve ekibin çevirmeni Damir (Fedja Stukan) yöre halkının yaşadığı ağır travmaları yansıtan karakterler... Filmin asıl olarak “yardım etme inadı” üzerine bir öykü anlattığı söylenebilir. Kendisi de bir yardım gönüllüsü olan ve Sınır Tanımayan Doktorlar için çalışmış olan Paula Farias’ın bir romanından sinemaya uyarlanan film, savaşın ortasında hayatlarını tehlikeye atan gönüllüleri idealize etmiyor; onları kahraman olarak göstermiyor. Hatta çabalarının bazen hiçbir işe yaramadığını, işlevsiz kaldıklarını gösteriyor. Ama yardım etme konusundaki kararlılık ve ısrarları, en zor koşullarda dahi pes etmemelerinin altı özellikle çiziliyor. Sonuçta, dünyanın her yerinde bir sürü korkunç olay yaşanıyor. Bağnazlık, akıl dışılık, şiddet, umursamazlık ve kötülük alıp başını gitmiş durumda ama birtakım insanlar her şeye rağmen ellerinden geleni yapıyorlar... Ve film ilerledikçe şahit olduğumuz bu inatçı yardımseverlik tuhaf bir şekilde ruha iyi geliyor. Film boyunca mayınlara basmamak için inekleri takip eden yaşlı kadının sakinliği hepimize bir uyarı gibi. İnsan çaresiz kaldığında, doğa bazen bir yolunu buluyor...

        MÜZİKLER FARKLI BİR HAVA KATIYOR

        “Mükemmel Bir Gün”, iyi yazılmış, iyi oynanmış renkli karakterleriyle öne çıkan bir film. Ekibin acemisi, idealist Sophie (Melanie Thierry); fevri çıkışlarıyla bazen işleri daha da karıştırıyor. Tecrübeli olanlardan Mambru (Benicio Del Toro), sakin, temkinli ve sinik bir karakter. Tim Robbins’in oynadığı B. ise risk almaktan çekinmeyen ve her şeyle matrak geçmeyi ihmal etmeyen tam bir çılgın. Ekibe daha sonra katılan Mambru’nun eski sevgilisi Katya (Olga Kurylenko) ise sivri dilli, soğuk ama duyarlı bir kadın. Bu dört ana karakter arasındaki ilişkiler, çatışmalar ve diyaloglar filmin mizah duygusunu ayakta tutuyor. Arnau Bataller’in imzalı müzikleri kadar gönüllülerin dinlediği rock şarkılarının da savaş atmosferiyle ilginç bir kontrast oluşturduğunu ve filme farklı bir hava kattığını belirtelim.

        Diğer Yazılar