Yenilmezler'in 'iç savaşı'
FİLMİN NOTU:6
Dünyayla aynı anda Türkiye’de de gösterime giren “Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı” (Captain America: Civil War), “Yenilmezler” olarak anılan süper kahramanların kendi içlerinde ikiye ayrılıp birbirleriyle mücadele etmelerini anlatıyor.
“Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı”, Kaptan Amerika’nın üçüncü solo macerasından ziyade “Yenilmezler” (Avengers) serisinin yeni bir halkası aslında. Thor ve Hulk dışında neredeyse bütün ekip karşımızda... Üstelik hikâye, tümüyle Yenilmezler ekibinin parçalanmasıyla ilgili. Dolayısıyla, hayranlar için serinin en ilginç filmlerinden biri olacağı kesin. Iron Man (Robert Downey Jr.)-Kaptan Amerika (Chris Evans) anlaşmazlığından oluşan iki farklı cepheyi ve kimin kiminle nasıl kapıştığını görmek mümkün...
HUYSUZ ÇOCUKLARIN KAVGASI
Film hem “Kaptan Amerika: Kış Askeri” (2014) hem de “Yenilmezler Ultron Çağı”nın (2015) devamı niteliğinde. Hikâyeyi, Soğuk Savaş döneminden kalma eski hesaplar ve gizli “Sovyet tehlikesi” kadar, ikinci Yenilmezler filminde Doğu Avrupa ülkesi Sokovia’da gerçekleşen savaşın etkileri de şekillendiriyor. “Batman v Supeman” ile benzerlikler ilgi çekici... Hikâye, süper kahramanların savaşta neden oldukları sivil kayıpların yarattığı sonuçlar üzerinden ilerliyor. Üstelik, tek benzerlik bu değil. Devletler, süper kahramanları kontrol altına almak için harekete geçerken süperler de kendi içlerinde anlaşmazlık yaşıyor. Bu arada “birileri” terörizmi kullanarak süreci kendi lehine çeviriyor... “Batman v Superman”, süper kahramanlara yeryüzündeki tanrılar gibi bakarak bir tür modern mitoloji peşinde koşuyordu. Bu film ise Marvel’in liberal yaklaşımını takip ederek devletin güvenilmezliğinin altını çiziyor. Zaten kopuş, devletin kontrolünü kabul etmek ya da etmemek noktasında gerçekleşiyor. Iron Man devletten yana çıkarken Kaptan Amerika bağımsızlığı tercih ediyor... Tercihlerin politik ya da psikolojik nedenleri ise belirsiz ve yüzeysel kalıyor. İlk Yenilmezler, süperlerin ego savaşlarını; ikincisi, olgunlaşma ve yalnızlık sıkıntılarını iyi hikâyelerle karşımıza getiriyordu. Bu filmde ise birbirlerini seven arkadaşların, mahalledeki huysuz çocuklar gibi sürekli dövüşüp durmasını seyrediyorsunuz. Aralarında çelişkiler hem inandırıcılıktan uzak hem de ilginç şekilde geliştirilemiyor. Daha iyi bir kurgusuyla öykünün en ilgiye değer karakteri olabilecek Zemo’nun (Daniel Brühl) asıl meselesinin finalde anlaşılmasının da filme bir hayrı dokunmuyor. Finalden geriye dönük düşündüğünüzde entrika çok sahici durmuyor. Kaptan Amerika ve Iron Man dışında diğer karakterlerin yaptığı seçimlerdeki duygusal, psikolojik motivasyonları anlamak da mümkün değil. X-Men’deki Xavier ile Magneto arasındaki ayrılık ve bunun diğer mutantlar üzerindeki etkilerinin nasıl anlatıldığını düşündüğünüzde “Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı” çok hafif kalıyor. Belli ki öykü daha çok, “maksat çatışma olsun, kahramanlar da birbirine düşsün” diye yazılmış.
YARATICILIKTAN UZAK DÖVÜŞ SAHNELERİ
Filmin en güzel sahnesi, yönetmen Anthony ve Joe Russo’nun iyi bir iş çıkardığı “havaalanı kapışması”... Sadece bu sahne için bile filmin görülmesi gerektiği söylenebilir. Marvel dünyasından gelen süpriz kahramanlarla zenginleşen sahnede sadece aksiyon değil, mizah duygusu da çok iyi. Bunun dışında çoğunlukla yaratıcılıktan uzak dövüş ve çarpışma sahneleri var; öyle unutulmaz bir aksiyon bölümü ya da akılda kalıcı duygusal bir andan söz etmek zor...