Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FİLMİN NOTU: 6.5

        Video oyunları ve dizileriyle popüler kültüre damgasını vuran “Angry Birds” şimdi film olarak karşımızda. Başrolde öfkesini kontrol edemeyen Red’in yer aldığı “Angry Birds Film” (The Angry Birds Movie) eğlenceli bir aksiyon

        Kısa sürede bir tür salgın haline gelen bilgisayar oyunlarından biriydi “Angry Birds”. Aralık 2009’dan bu yana popülaritesini pek kaybetmedi. Video oyunları çeşitlendi, animasyon dizilerin sayısı arttı ve çıkan oyuncakların ardı arkası kesilmedi... Şimdi de üç boyutlu bir sinema filmi olarak geliyor karşımıza.

        DOMUZLAR ORTALIĞI KARIŞTIRIYOR

        “Angry Birds”te her şey yumurtalarını yeşil domuzlardan korumak isteyen kuşlarla ilgilidir... Ne var ki film, kuşlarla domuzların henüz karşılaşmadığı bir dönemde başlıyor. Uçamayan kuşlar, cennet güzelliğindeki adalarında huzur içinde yaşarken bir gün gemileriyle güler yüzlü ve sevimli domuzlar çıkıp geliyor. Red, Chuck ve Bomba hariç bütün kuşlar domuzları çok seviyor. Domuzların gerçek niyeti anlaşıldığında ise ortalık karışıyor...

        OYUNUN RUHU KORUNMUŞ

        Orijinal oyunda kuşlar konuşmaz; ayakları da yoktur. Filmde ise konuşuyor, yürüyor ve davranışlarıyla insanları andırıyorlar. Ama tüm değişikliklere rağmen orijinal Angry Birds’ün ruhu ve duygusu korunuyor. Fergal Reilly ile Clay Kaytis’in yönettiği film, her çocuğu yakalayabilecek bir hikâyeye sahip. Mutlu kuşların hukuk devleti, açgözlü domuzların ise krallıkla yönetilmesi bir yana, film asıl olarak herkesin birbirine benzediği, uyumsuzların dışlandığı bir toplum fikrini eleştiriyor. Domuzlar bildiğimiz kötülere benzemiyorlar. Ana karakter Red de alıştığımız kahramanlardan biri değil. Toplumla uyumsuz olan Red yaşadığı sinir krizleri nedeniyle toplumdan uzaklaştırılarak “öfke yönetimi” derslerine gönderiliyor. Orada tanıştığı Chuck, Bomba gibi diğer öfkeli kuşlar, X-Men’in farklı yeteneklere sahip mutant kahramanlarını hatırlatıyorlar aslında... Birlikte ekip olduklarında, sadece takım çalışmasının değerini değil, kendi özelliklerini olumlu yönde kullanmayı da öğreniyorlar. Kuş toplumu Red’in değerini anlarken, Red de arkadaşlığın ve insanlarla birlikte yaşamanın değerini keşfediyor...

        BİRİNCİ SINIF BİR ANİMASYON

        Oğlum nedeniyle yakından tanıdığım “öfkeli kuşlar”ın sinema serüveni açıkçası beklediğimden daha iyi çıktı. Kuşkusuz gerek öyküsü gerekse anlatımıyla hayli çocuksu ve naif bir yanı var. Ama yine de “öfkeli kuşlar”ın dünyasına aşina olan ya da olmayan yetişkinleri yakalayabilecek bir enerjiye ve görsel cazibeye sahip. Farklı ve zengin karakter tasarımları, özenli arka plan çalışmasıyla birinci sınıf, üç boyutlu bir bilgisayar animasyonu bekliyor sizi. Oyunu tanıyanların hiç yabancılık çekmeyeceği aksiyon sahnelerinin de çok iyi tasarlandığı kesin.

        EV ALMA, KOMŞU AL!

        FİLMİN NOTU:5.5

        İlkini iki yıl önce seyrettiğimiz “Kötü Komşular 2” (Neighbors 2: Sorority Rising), yan evdeki üniversiteli öğrencilerin gürültülü partileriyle başı dertte olan evli çift Mac (Seth Rogen) ve Kelly’nin (Rose Byrne) hikâyesini anlatıyordu. Zac Efron’un büyümeye hiç niyeti olmayan aile düşmanı, baş belası öğrenci Teddy’yi canlandırdığı film, fazla geveze olsa da özellikle kontrolden çıkan “komşu savaşları” bölümlerinde seyirciyi güldürmeyi başarıyordu. Nicholas Stoller’ın yönettiği yeni filmde yan eve, bu kez başlarını Shelby’nin (Chloe Grace Moretz) çektiği kız öğrenciler yerleşiyor. Teddy başlangıçta kızlara destek oluyor ama bir süre sonra, evlerini satıp sakin bir mahalleye taşınmak isteyen Mac ve Kelly’nin tarafına geçiyor...

        KOMEDİ MANTIĞI AYNI

        İlk filme oranla daha az diyalog ve daha çok hareket olsa da komedi mantığı yine aynı. Oyuncuların sözel ve fiziksel şovuna dayalı “Kötü Komşular 2”, biz dahil son yıllarda tüm dünyada moda olan kaba komedi anlayışının Hollywood’da gerçekleştirilen bir örneği. Ara sıra dalga geçse de politik doğruculuktan sapmamaya gayret eden bir film olduğunu belirtelim. Dişe dokunur bir şey anlattığını söylemek mümkün değil ama güldürmeyi başardığı söylenebilir. Belden aşağı ve mide bulandırıcı esprilerin sayısı da az değil.

        Diğer Yazılar