Altın Portakal'ın favorileri
Antalya’da bu yıl kesin favorilerden söz etmek zor. En büyük çekişmeyse kadın oyuncu dalında yaşanacak. Bu dalda Songül Öden ve Şebnem Bozoklu’nun yanı sıra Funda Eryiğit ile Ecem Uzun da öne çıkıyor
Antalya'daUlusal Yarışma’ya katılan adayların heyecanlı bekleyişi bu akşam sona eriyor. Festival konukları her yıl olduğu gibi kendi favorilerinden ziyade Semih Kaplanoğlu’nun başkanlı- ğındaki jürinin kararlarını tahmin etmeye çalışıyor. Geçmiş yıllardaki tecrübelerim, festival boyunca kendi içinde bir çeşit ‘eko sistem’de yaşayan jürilerin birçok sürpriz karara imza atabildiğini gösteriyor. Dolayısıyla bu yazı, tahminlerden ziyade kişisel favorilerimle ilgili.
‘TEREDDÜT’EN İYİLERDEN BİRİ
En iyi film dalında tek bir filmin açık ara öne çıktığı söylenemez. Ama Yeşim Ustaoğlu’nun ‘Tereddüt’ü prodüksiyon kalitesi, görüntü yönetimi, ele aldığı temayı senaryoya dökmekte ve karakter yaratmaktaki başarısıyla festivalin en iyilerinden biri olarak öne çıkıyor. Birçok diyalogdan daha çok şey anlatan sevişme sahneleri ve sinir krizleriyle dikkat çeken ‘Tereddüt’, farklı kültürlerden ve sosyal sınıftan gelen iki karakter üzerine kurulu. İlki, evliliğin içinde sıkı- şıp kalmış bir ‘çocuk gelin’. İkincisiyse sorunlu bir ilişkinin içinde çıkış arayan bir kadın... Bu karakterleri canlandıran Ecem Uzun ve Funda Eryiğit en iyi kadın oyuncu ödülünün adayları arasındalar. Yeşim Ustaoğlu da yönetmen dalının favori ismi...
ÖDEN VE BOZOKLU GÜÇLÜ ADAYLAR
Bu yazının teslim tarihine kadar izleyemediğim ‘Eşik’i dışarıda tutarsam Ulusal Yarışma’da kendi adıma en beğendiğim film Seren Yüce’nin yazıp yönettiği ‘Rüzgarda Salınan Nilüfer’ oldu. Film, samimiyetini kaybetmiş, ikiyüzlü ve yalancı bir erkekle evli olan bir kadının ruhundaki derin boşlukla ilgili... Film ilerledikçe, o boşluğun kitap yazmak ya da kafe açmakla kapanamayacağını, meselenin daha çok bir ‘imaj ve başarı arayışı’ olduğunu hissediyorsunuz. Yazar arkadaşında da onu çeken şey ‘başarılı kadın’ imajı aslında... ‘Rüzgarda Salınan Nilüfer’e sadece sınıfsal bir eleştiri olarak bakmak çok doğru değil. Hep sahip olmadığını isteyen, her şeyin özüyle değil dış görünüşüyle ilgilenen doyumsuz ve mutsuz insanlar üzerine bir film bu... Songül Öden, filme çok şey katan sade ve son derece duyarlı oyunuyla kadın oyuncu dalının en güçlü adayı. Bu dalda ‘Albüm’deki performansıyla Şebnem Bozoklu’yu da unutmamak gerek.
‘RÜYA’NIN SENARYOSU YARATICI
Festivalin sevdiğim filmlerinden biri de Derviş Zaim’in ‘Rüya’sı oldu. Zaim, son 15-20 yıldır dünya sinemasındaki eğilimlerin çok uzağında, her seferinde farklı denemelere giriştiği kendine özgü filmler çekmeyi sürdürüyor. Aynı karakterin 4 ayrı oyuncu tarafından canlandırıldığı ‘Rüya’, Luis Bunuel’den David Lynch’e, Yedi Uyurlar efsanesinden inşaat sektöründeki usulsüzlüklere kadar uzanan, cami mimarisi ve estetik tartışmalar üzerinden günümüz Türkiye’si üzerine anlamlı alt metinlere sahip bir film. Zaim’in yine sembollerle oynayan, tuhaf bir biçimde masalsı yanlara sahip ‘Rüya’sının seyirciyi en çok irkilten yanıysa galiba gösterişsiz, iddiasız anlatımı... Son yıllarda eleştirmenler ve jüriler Zaim’in filmlerine genelde kayıtsız kalı- yor. ‘Rüya’ en azından yaratıcı senaryosuyla umarım bu eğilimin dışında kalır.
SAMANCILAR VE KILIÇ ÖNE ÇIKIYOR
Festivalden çok önce izlediğimde Barış Kaya ve Soner Caner’in yönettiği ‘Rauf’un kadrajlarını ve hikâyesini sevmiş, daha az müzikle daha iyi bir film olacağını düşünmüştüm. İyi niyetli bir işçi sınıfı filmi olan, Kıvanç Sezer’in yönettiği ‘Babamın Kanatları’nıysa başta ‘kötü adam’ klişeleri olmak üzere seyircinin duygularını hedefleyen anlatımı nedeniyle çok sevdiğimi söyleyemem. Ama Menderes Samancılar’ın ‘Albüm’deki Murat Kılıç’la birlikte erkek oyuncu dalında öne çıkan adaylardan biri olduğu söylenebilir.
KİM KAZANMALI?
Film: Rüzgarda Salınan Nilüfer
Yönetmen: Yeşim Ustaoğlu (Tereddüt)
Senaryo: Derviş Zaim (Rüya)
Kadın oyuncu: Songül Öden (Rüzgarda Salınan Nilüfer)
Erkek oyuncu: Murat Kılıç (Albüm)