Erkek zorbalığına karsı
Güney Koreli yönetmen Chan-wook Park’ın Türkiye’de gecikmeyle gösterime giren filmi ‘Hizmetçi’ (Ah-ga-ssi), 1930’lu yıllarda Kore’de geçen bir zorbalık ve aşk hikâyesini anlatıyor
Güney Kore sineması deyince aklıma gelen ilk yönetmenlerdendir Chan-wook Park... Her filminde heyecan verici bir yan vardır. Sadece saplantılar, şiddet, marazi tutkular ve aşırılıklarla sınırlı değildir Chan-wook Park sineması. Filmlerinde cinsellik ve aşk da belirleyici bir rol oynar. “Hizmetçi”, Park’ın ilgilendiği her şeyin bir araya geldiği bir film. Şiddet örtük, cinsellik açık biçimde kullanılıyor. Sondaki bir sahne hariç, açık şiddete çok yer verilmiyor. Buna karşılık, erkek zorbalığının öyküye damga vurduğunu söylemek gerekiyor. Hatta bütün filmin erkek iktidarına karşı verilen bir mücadele olduğunu da...
Sarah Waters’ın “Fingersmith” (2002) adlı romanı, 19. yüzyıl Londra’sında geçiyor. Chan-wook Park ve Seo-kyeong Jeong ise hikâyeyi 1930’lu yıllara, Japonya’nın Kore’yi işgal ettiği yıllara taşımışlar... Bir çete tarafından hırsız olarak yetiştirilen genç Sook-Hee (Tae-ri Kim), dolandırıcı Fujiwara (Jung-woo Ha) tarafından Lady Hideko’nun (Min-hee Kim) özel hizmetçisi olarak Kouzuki (Jin-woong Jo) adlı zengin bir kitap koleksiyoncusunun evine yerleştiriliyor. Japonlarla işbirliği yapan ev sahibi Kouzuki’nin amacı, intihar etmiş eşinin yeğeni Hideko’yla evlenip mal varlığına el koymak. Sook-Hee’nin görevi ise dolandırıcı Fujiwara’nın Hideko’yu baştan çıkararak, onunla evlenmesine yardımcı olmak...
Dört karakter arasında dönen oyunları, aldatmacaları, gizli hedefleri tam olarak anlayabilmek için finale kadar sabretmek gerekiyor. Çünkü “Hizmetçi” şaşırtmacalı şekilde gelişen bir hikâye kurgusuna sahip. Filmde olaylar önce Sook-Hee’nin, daha sonra da Hideko’nun bakış açısından anlatılıyor. Bu, kuşkusuz yeni bir numara değil. “Hizmetçi”nin farkı, ikinci bölümü seyrederken, ilk bölümün sadece seyirci değil, bazı karakterler için de aldatmacalarla dolu olduğunu fark etmemiz. Daha önemlisi, kısa bir süreliğine olayları Sook-Hee’nin değil, Fujiwara’nın bakış açısıyla seyrettiğimizi keşfediyor olmamız... Bütün bunlar aynı hikâyeyi iki, hatta üç farklı yorumla izlemek gibi tuhaf, derin bir etki bırakıyor; kendi hayatımızda da gerçekliğin tek bir bakış açısından kavranamayacağını düşündürüyor.
Chan-wook Park’ın aynı olayları farklı kamera açıları ya da kurguyla anlatması bir yana, “Hizmetçi” öykünün odağının, ana karakterinin, hatta temalarının değişmesiyle de çarpıyor bizi. Sook-Hee’nin saflığı ve vicdan azaplarıyla başlayan ‘Hizmetçi’, herkesin kendi çıkarı peşinde koştuğu, marazi bir suç filminden bir aşk hikâyesine doğru evriliyor.
“Hizmetçi”nin parlak yanı, erkek egemen dünyaya karşı koyan iki kadının hikâyesini Japon sömürgeciliği, ayrımcılık ya da sınıfsal çelişkiler gibi yan temalarla harmanlayabilmesi...
“Hizmetçi”, erkeklerin pornografi takıntısıyla kadınların tutkulu aşkını karşı karşıya getiren bir film aynı zamanda. Filmde erkekler için aşk ve cinsellik, sahip olmak ve hükmetmekle ilgili. Kadınlarda ise her şey dokunmakla başlıyor ve aşk eşitlenmeye dönüşüyor...
Sook-Hee’nin öfkesi; zayıf ve kırılgan Hideko’nun sahip olduğu o şaşırtıcı güç; zenginlerin hayat tarzına özenen taşralı Fujiwaar’ın çıkmazı ve Kouzuki’nin mide bulandırıcı, derin karanlığıyla ‘Hizmetçi’ baştan sona ilgiye izlenen sağlam bir film.
Filmin notu: 8