Tutkuyla gelen trajedi
Başrolünde Kate Winslet’in oynadığı, 1950’li yıllarda Coney Island’da geçen yeni Woody Allen filmi “Dönme Dolap” (Wonder Wheel), yasak aşkı nedeniyle kıskançlığa ve mutsuzluğa sürüklenen bir kadının hikâyesini anlatıyor
Amerikan tiyatrosundaki gerçekçilik akımının öncüsü Eugene O'Neill (1888-1953). “Dönme Dolap”ın da esin kaynağı... Öte yandan, Tennessee Williams'ın (1911-1983) oyunlarının havası da var filmde. Tutku dolu karakterler, her iki yazarın oyunlarından çıkıp gelmiş gibiler... İlk bölümde, Humpty'nin (Jim Belushi) balık avından eve döndüğü ve yıllardır görmediği kızı Carolina (Juno Temple) ile karşılaştığı sahne, bir tiyatro oyunundan alınmış gibi...
RENGÂRENK BİR ATMOSFER
Görüntü yönetmeni Vittorio Storaro'nun aydınlatma tekniği de tiyatro sahnesinin yoğun ve güçlü ışıklarını hatırlatıyor. Ama bu, kuşkusuz biraz da filmin geçtiği yerle ilgili.. Öykünün büyük bölümü, lunaparkın sıcak sarı ya da parlak mavi ışıklarıyla aydınlanan iç ve dış mekânlarda geçiyor. Karakterlerin ruh hali gibi, ışığın gücü ve renklerin tonu da sürekli değişim içinde. Filme Carolina'nın elinde valiziyle Coney Island'a geldiği güneşli bir günde başlayan Woody Allen, lunaparkın sıcak sarı ışığını giderek daha kasvetli, bunaltıcı bir hale dönüştürüyor. Coney Island da kuşkusuz tesadüfi bir seçim değil. New Yorkluların eğlenmeye, denize girmeye, güneşlenmeye, iyi vakit geçirmeye geldiği Coney Island'ın rengârenk atmosferiyle ana karakter Ginny'nin (Kate Winslet) iç dünyası arasındaki kontrast filmi de şekillendiriyor.
Eğlence dolu kalabalık bir mekânda mutsuz ve yalnız olmak üzerine bir öykü bu... Her şey Ginny'nin tutkuları nedeniyle yaşadığı trajediyle ilgili... Ginny ihanet ettiği ilk kocası tarafından terk edilmiş bir eş; hayal kırıklığına uğramış bir oyuncu... Gün geliyor, piroman oğluyla birlikte yanına sığındığı Humpty'ye de ihanet etmekten kaçınmıyor ve oyun yazarı olma hayalleri kuran romantik cankurtaran Mickey'ye (Justin Timberlake) âşık oluyor. Ama tanışmalarına vesile olduğu Mickey ile üvey kızı Carolina'nın birbirinden hoşlanması, Ginny'nin dengelerini bozuyor. Özellikle Carolina'nın onu bir sırdaş olarak görüp her şeyini paylaşması, peş peşe gelen kıskançlık nöbetlerini tetikliyor.
KOLAY TAHMİN EDİLİYOR
Bir noktadan sonra Ginny'nin sinir krizleri, duygusal gelgitleri ve kontrolden çıkan bencillikleri damga vuruyor filme. Dolayısıyla, finaldeki kararı, bizi pek şaşırtmıyor. “Dönme Dolap”ın en zayıf yanı, kolay tahmin edilebilir hikâye akışı... Karakterlerin sürekli en az bir iki adım önünde gidiyor ve olayların nereye doğru kıvrılacağını hissediyoruz. Yine de inandırıcı karakterleri ve oyuncularıyla ayakta durmayı başaran bir film.
82 yaşındaki Allen, önceki filmi “Cafe Society”de olduğu gibi görsel atmosferi yine titiz bir çabayla oluşturmuş. Oyunculuğu öne çıkaran uzun planlardan da vazgeçmemiş. “Dönme Dolap”, O'Neill, Williams gibi oyun yazarlarına selam çakması ve Vittorio Storaro'nun görüntüleriyle sevdiğim bir film oldu. Ne var ki, finali itibarıyla üzerimde bir “Suçlar ve Kabahatler” (Crimes and Misdemeanors) kadar derin etki bırakamadığını, Ginny'nin de “Mavi Yasemin”deki Jasmine kadar çarpıcı bir karakter olmadığını söylemek zorundayım.
Filmin Notu:6.5