Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Şeref Bey’in şerefiyle Baba Hakkı’nın hakkıyla, Süleyman Seba’nın onuruyla, Metin-AliFeyyaz’ın ruhuyla yazıyordu tribünlerin tam orta yerinde. Öyle de oldu. Şerefiyle, hakkıyla, onuruyla, ruhuyla, gururuyla sezonu şampiyonlukla taçlandırdı Beşiktaş.

        Bu yönetimin de, bu kadronun da bu şampiyonluğa ihtiyacı vardı. Bu kadronun artık bir eşik atlaması gerekiyordu ki o sene işte bu sene oldu. Yıllardır kaçan şampiyonlukların ardından üstüne koya koya geldi bu takım. Samet Aybaba kıvılcımı yaktı. Bilic de tecrübesini arttırdı. Şenol Hoca’yla da gerçek kimliğini buldu.

        Şampiyonluğun başmimarı futbolcular olsa da başkan ve yönetimi de kutlamak gerekir. Göreve geldiklerinde Beşiktaş neredeydi, şimdi nerede. Şenol Hoca’ya teşekkür etmek gerekir. Göze hoş gelen, seyir zevki veren bir futbolu sezon boyu bizlere izlettirdiği için.

        Böyle günlerde maçın içine fazla dalmaya gerek yok. İlk golün geldiği dakikaya kadar sahada tutuk bir takım, tribünlerde de gıkını bile çıkarmayan 45 bin Beşiktaşlı vardı. Stres, gerginlik öylesine tavan yapmıştı ki, Arena’daki herkesin ruh hali adeta gözlerinden okunuyordu. Gol geldi, tribünlerdeki, sahadaki endişeyi stresi aldı götürdü. Zordur tabi böyle maçları oynamak, hele hele kadron şampiyonluk yaşamamış oyuncularla doluysa.

        Şampiyonluk haftasında işin içine şaibe katmaya kalkanlar olsa da acısıyla tatlısıyla bir sezon geride kaldı. Ve bu şampiyonluk inanıyorum ki Beşiktaş’ı çok başka seviyelere taşıyacak. Şenol Hoca’ya da, futbolculara da, başkan ve ekibine de helal olsun. Hayırlı uğurlu olsun. Şampiyonluk kutlu olsun. Beşiktaşlı, bu takımla gurur duysun.

        Diğer Yazılar