Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SALONUN yarısından fazlası bir şekilde karşı siyasi kavganın içinde bulunmuş.

        Kendisini iktidar koltuğundan indirmek için mücadele etmiş, 6 kez de yıkmayı başarmış, ama o 7’ncisinde tekrar gelmiş.

        Bazılarının babaları, dedeleriyle kıran kırana söz düellosuna girişmiş...

        Birileri de aynı siyasi oluşumda bulunmasına karşın küsüp uzaklaşmış.

        Şu kadarını söyleyeyim, bu kesimlerin hemen hepsinin bir temsilcisi önceki gün çıkar, ikbal beklentisi olmadan, vicdanlarıyla oradaydı.

        Bunu anlatabilmenin en iyi yolu da kendisine karşı en ağır muhalefeti yapan CHP’nin liderinden, MYK üyelerinin neredeyse tamamının salonda bulunması bir yana, sahnede de yer alıyor olmasıydı.

        CHP Lideri Kılıçdaroğlu yönetimiyle salonda otururken, sahnedeki de yine bir CHP milletvekili, Ege türkülerini en güzel okuyan Tolga Çandar idi.

        ODTÜ’de okuduğu dönemde kendisine karşı en acımasız mücadelenin içinde yer almış Çandar yöre türküleri okumakla kalmadı, bölgenin ağzıyla övgüsünü de dile getirdi:

        “Bu ülke için çok şey yapmışlara bizim buralarda Efe diyoruz...”

        Bugüne kadar Süleyman Demirel’e yüklenen “Çoban”, “Barajlar Kralı”, “Ağa”, “Bir Bilen” unvanlarına Çandar bir yenisini, “Efe Baba”yı ekledi.

        KALICI OLMAK

        Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi ve Külliyesi’nin açılışı bu görüntülerle başladı.

        Aslında 6 kez gidip 7 kez gelen, buna rağmen “Demokrasi ve sandık her sorunun çözümünün en önemli unsurudur” diyen Demirel’in şu sözü 50 yıllık birikiminin bir vasiyeti gibiydi:

        “Bu Cumhuriyet herkese eşit fırsat tanır. Süleyman Demirel’e tanıdığına göre herkese tanır, bana açık olan her şey sizin çocuklarınıza da açıktır. Çocuklarınızı ileri itin, memlekete hizmet edin...”

        Cumhurbaşkanlığı sürecindeki gibi her kesimi kucakladı, siyasi mesaj vermekten uzak durdu...

        Salonda iktidardan bir bakan veya yöre milletvekillerinden biri gözüme çarpmadı.

        Bir tek aynı siyasi akımın evlatlarından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile kapıda karşılaştık.

        O da Manavgat’taki sel baskınıyla boğuşmak için törene katılamadan ayrıldı.

        Oysa keşke tüm siyasi parti yöneticileri orada olsaydı.

        Çünkü yıllardır takip ettiğim siyasette gördüğüm tek şey var; makam mevki varken dolan çevre, onlarla birlikte kaybolur.

        Yakın geçmiş milletvekili, bakan, siyasi parti liderlerini anımsamak da bunun için yeterlidir.

        Birçoğu mevkilerini kaybettikleri gün, önce isimleri sonra yüzleri unutuldu.

        Siyasette kalıcı olmayı ise önceki gün Demirel bize bir kez daha gösterdi.

        Daha da önemlisi, bugüne kadar devletin kendisine yaptığı yatırımı, kazanımı onların tanıklığında doğduğu toprağa, memleketine getirip kalıcı bıraktı.

        JÜBİLE YAPTI

        Demirel dün sadece insanları bir araya toplamakla kalmadı, ömrünce topladığı birikimini; karikatürlerdeki eleştirel mizahtan hakkında yazılanlara kadar, ne varsa hepsini, seçim sandığıyla birlikte İslamköy’e taşıdı; kalıcı kıldı.

        Cumhuriyet ve demokrasinin anlamını bizlere bir daha öğretti.

        İslamköy’de önceki gün bir siyasi liderin, devlet adamının muhteşem jübilesi vardı...

        Diğer Yazılar