Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “ŞU gösteriyor ki, Avrupa ülkelerini bir süredir ihmal etmişiz...”

        AB Bakanı Volkan Bozkır ile Oslo’daki sohbetimizde can alıcı cümle böyle geldi.

        Devamındaki sözü de Türkiye-AB ilişkilerinin durumunu özetliyordu:

        “İhmal ettiğimiz için bazı algıların oluşması kaçınılmaz. Olguları uzun süre anlatarak bazı algıları değiştirmemiz gerekecek...”

        Bu noktaya neden gelindiğine ilişkin görüşü de cesurdu.

        Sorunun önce AB’den başladığını vurguladı.

        Türk liderlerin “aile fotoğraflarında yer almaması”, Fransa’nın önceki yönetiminin “tahrik edici yaklaşımları” ve Türkiye’de de AB ile ilgili adımların atılmamış olmasının meseleyi bu noktaya taşıdığını belirtip ekledi:

        “Biz de bu nedenlerle sık buluşmamaya başladık...”

        BERLUSCONI GİDİNCE

        İlişkilerin ihmal düzeyine gelmesi konusunda bir tespiti daha oldu:

        “Avrupa’daki önemli ülkelerde liderler değişti. Mevcut arkadaşlıkların olduğu liderler yönetimlerden uzaklaştı. İtalya, İngiltere, İspanya başbakanları ve Almanya Şansölyesi gibi...”

        Sorumuz gecikmedi...

        “Berlusconi’nin gidişi olumsuz o zaman, öyle mi?” dedik, yanıtı samimiydi:

        “Olumsuz demeyeyim, ama bir arkadaşlık vardır. Liderler arası ilişki ötesinde. İtalya yine destekliyor ama o ölçüde arkadaşlıklar bugün yok. Tabiatıyla liderler arasında böyle bir durum olunca bütün kademelerde de aynı isteksizlik oluştu. Şu anda tamamen tersine dönmüş bir tablo var.”

        Çözüm sürecindeki aksama ve Diyarbakır olaylarının AB ile olan ilişkilere etkisini de sorduk.

        Hükümetin çözüm sürecine olan inancını olaylar sırasında dahi açıkladığını söyledi.

        “Türkiye mevzi kaybediyor diyenlerin kendi mevzilerini sorgulamaları lazım” dedi.

        Tablonun eskiye döndürülmesi için aralık başı itibarıyla yeni bir süreci çalıştıracaklarını bildirdi.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fransa, Letonya ve Estonya gezisinin bunun ilk adımı niteliğinde olduğunu ve iyi geçtiğini, özellikle Fransa’da karşılaştıkları havanın ilişkilerin düzeldiğinin göstergesi olduğunu söyledi.

        AB ATAĞI

        Yeni göreve gelen AB Komisyonu ve Konseyi’nin 1 Aralık’ta göreve başlaması sonrası Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Brüksel’e gideceklerini de açıkladı.

        Fransa’nın fasıllara koyduğu engellemenin kalkmasını umduklarını, bu amaçla açılmasını bekledikleri 23 ve 24’üncü fasıllar yerine, daha önce bloke konulmuş 17’nci faslın açılması üzerinde durduklarını bildirdi.

        “Çünkü 23 ve 24’üncü fasılların bu yıl sonuna kadar yetişmesi imkânsız ama 17’nci faslı hemen açabiliriz” dedi.

        ABD’nin Ukrayna, Suriye ve Irak dolayısıyla konsantrasyonunun Güney Kıbrıs üzerine kurduğu baskıyı azalttığını ve sürecin aksadığını söyleyip ekledi:

        “Çözüme ulaşmadığı takdirde ne Türkiye’de ne KKTC’de artık bu işi çözmek için daha fazla enerji kaldığını düşünmek güç... Eğer bu kitap bitecekse tabii, sabrın bittiği yerde yeni senaryolar ortaya çıkar.”

        Son 3 yılda yaşananlara karşın AB desteğinin Türk halkında hâlâ devam ettiğini de anımsattı.

        Bir arkadaşımız, “AB üyeliğini görecek miyiz?” dediğinde verdiği yanıt gülümsetti:

        “Valla ben görecek olduktan sonra siz rahat rahat görürsünüz...”

        Diğer Yazılar