Seçim mevsimi
MECLİS kulisi eski milletvekilleri ve kartvizit dağıtan iyi giyimli genç yüzlerce dolmaya başlamış ise seçim mevsimi gelmiş demektir.
Meclis’te, kulisinden grup toplantılarına kadar her yerde seçim mevsiminin ilk işaretleri hâkimdi.
Örneğin, salonlar milletvekillerinden çok aday olmak isteyenlerce doldurulmuştu.
En az sandalyesi olan HDP’den yola çıkarsam...
Kürsüde Eş Genel Başkan Figen Yüksekdağ konuşurken, 27 üyesi bulunan HDP’nin kürsüde görev yapanlarla birlikte salonda 6 milletvekili vardı.
Oysa salon doluydu...
Kuliste HDP’li Hasip Kaplan ile sohbet ederken konuyu kendisi açıp şu tespitle söze girdi:
“2015 Haziran seçimleri öncesi mevcut siyasi partiler parçalanır ve içlerinden yeni siyasi oluşumlar çıkar...”
‘MERKEZ KAYIYOR’
Başbakan Davutoğlu çözüm süreci heyetiyle toplantı yaparken, HDP’lilerin de basın toplantısına hazırlandığı süreçte çözüme nasıl ulaşılacağı soruma yanıtı ilginçti:
“Ankara çözüm merkezi olmaktan çıkıyor. Bence asıl tehlike ve sorun burada başlıyor. Çünkü Ankara çözüm merkezi olmaktan çıkar ise geçmişte de örnekleri görüldüğü gibi merkez kayar, yerini Washington, Brüksel, Erbil alır. O da hükümet için sorunu sıkıntılı noktaya taşır.”
Bu arada iktidarın Batı’daki algısının da iyi olmadığını belirtip uzaklaştı.
MHP’deki hesap ise diğerlerinden farklıydı.
MHP’nin üzerinde durduğu, yerel seçimde aldığı oyları sabit tutup AK Parti’den daha fazla kayma sağlayabilmek ya da tersini engellemek.
Son dönem AK Parti’nin milliyetçi söyleme yönelmesinin gerisinde de “MHP’ye doğru akan erozyon olduğu” kanısı hâkim.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural da kulisteki tespit doğrultusunda şöyle dedi:
“MHP’nin gelişim alanını kısıtlamaya çalışıyorlar. Çünkü en çok geçirgenlik MHP ile AK Parti arasında. Yerel seçimde MHP’ye kayan 2 milyon oyları var, kayma da devam ediyor; önüne geçmek için didiniyorlar. HDP’ye şimdi ‘Parti gibi ol’ diyenler Kandil, İmralı görüşmelerinde onu arabulucu yapanlar değil mi?”
‘ODAK’ SORUNU
Sıraların üzerinde isimleri yazılı olmasına rağmen, milletvekillerinin grup salonunda oturacak yer bulamadıkları CHP’deki sorun ise bunların ötesinde.
Eleştirileri ise “gündeme odaklanma” sorunu yaşadıkları yönünde.
Parti yönetiminde değişiklik yapılmasına karşın, proaktif politika üretemediklerine dönük eleştiri hemen her milletvekilinin sohbet gündeminin ilk sırasını alıyor.
Adının yazılmasını istemeyen parti yöneticisinin tavrı ve şu sözleri de bunun en iyi örneği:
“Dersim konusunda bize yönelen eleştiriler karşısında birimiz de çıkıp, ‘İyi de o halk yıllardır CHP’ye oy verdi, sana değil. CHP onun beklediği modern hayat tarzını ona getireceği için yanında duruyor’ diyemiyoruz.”
Kendisinin neden söylemediğini sorduğumda da verdiği yanıt yine durumu özetliyor:
“Ben söylüyorum ama benimle birlikte birçok kişi söylemeyip üstüne bölge milletvekilimiz de tam tersi görüşü dile getirince anlamı kalmıyor. Voltran bozuluyor.”
TBMM’de seçim mevsimine girilirken tablo yukarıdaki gibi...