Gözaltının 'makulü'
TÜRKİYE gözaltılar konusunda ölçüyü her dönem kaçırdı.
On yıllarca bu konuda AİHM’de mahkûm oldu.
Üstelik bu lekeden kurtulmak için çıkardığı yasalara da uymama ısrarını her dönem devam ettirdi.
Üstelik, sonuncusu da çok uzak değil bu yılın mart ayında gerçekleşti.
İktidar gözaltılar konusunda yapılan yanlışları gidermek için Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) değişiklik önerdi, Meclis’te de aynen yasalaştı.
O gün değişen kanun da yürürlükte.
Yani torba kanunla aramalara getirilen “makul şüphe” kavramı, CMK’nın gözaltılarla ilgili maddesini etkilemedi.
AKILDA KALAN
Kanun değişirken iktidar partisi temsilcilerinin kürsüde eleştirdikleri geçmiş de öyle çok uzun zamana dayanan geçmiş değildi.
DEP Milletvekili Avukat Orhan Doğan’ın, 1994 Mart’ında Meclis’te boğazı sıkılıp başına bastırılarak gözaltına alınmasınaydı sitem...
Sabahın ilk ışığında milletvekilliği geçerli kabul edilmeyen Merve Kavakçı’nın evinin basılıp sorguya götürülmesineydi hayıflanma.
Güneydoğu’da kaydı tutulmayan, sadece karakola girdiğinden çevredekilerin tanıklığıyla haberdar olunan ve bir daha da kendisinden haber alınamayan onlarca insan içindi öfke...
Kanser hastası, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın üretilmiş gerekçeyle gözaltına alınmasınaydı yüreklerde kabaran tepki.
Ya da Mustafa Balbay’ın, Nedim Şener’in, Ahmet Şık’ın, onlarca üst rütbeli subayın, generalin sabaha karşı evlerinin basılıp aranmasına, çocuklarının önünde kelepçelenmesineydi kızgınlık...
Şimdi söyler misiniz o günden bu güne akıllarda ne kaldı?
Kim hatırlar merhum Orhan Doğan’ın hangi suçlamayla gözaltına alındığını?
Ya da diğerlerini..
Akıllarda sadece gözaltına alınma yöntemi kaldı.
Bir telefonla savcılığa gelmeleri olası kişilerin zorla götürülmesi ise hafızalara kazındı.
SOMUT DELİL
İşte bütün bunlardan dolayı bu yılın mart ayında CMK’nın gözaltıları düzenleyen 91’inci maddesinin 2’nci bendi değiştirildi.
“Kişinin bir suçu işlediğini düşündürebilecek emareler” ifadesi metinden çıkarılıp, yerine “somut delil” şartı konularak madde şu hale dönüştürüldü:
“Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.”
Başta da belirttiğim gibi CMK aynen yürürlükte.
Şimdi gelelim önceki gün yaşananlara...
Haklarındaki iddianın ne olduğu, hangi verilere dayanılarak gözaltına alındığı konusunda bir veriye sahip değilim; o nedenle bir şey söyleyemem...
Ama gözaltına alınma yöntemine söylenecek çok şeyim var.
Öncelikle, önem verilen bir operasyon yaptıklarını söylediler ama gözaltı evrakındaki eksikliği Zaman Gazetesi’ne vardıklarında avukatlar fark etti.
Eksik evrak tamamlanıp öğleden sonra tekrar gelindi.
Bir telefonla davet yapmak varken, hukukun uygulanması konusundaki tüm olumsuzluklar beş saat canlı izlettirildi.
Yeni Şafak’tan Abdülkadir Selvi’nin dünkü yazısında söylediği gibi:
“Türkiye’yi dünyaya rezil etmekten başka işe yaramadı...”
Üstelik kime yapılırsa yapılmış olsun geçmişin acıları hâlâ tazeliğini korurken...