2015'te de bağımlıyız
HER yıl sayılarına yenileri eklendi, onlarla birlikte miktarı da arttı.
Sonunda 80 milyar liraya dayandı.
Sözünü ettiğim, her seçim döneminde iki kat artan sosyal yardımlar.
Oysa 2011 yılında zirve yapmış, sonrasında da azalmıştı; seçimlerin ardı ardına geldiği iki yıldır yeniden tırmanışa geçti.
Durum böyle olunca son 5 yılda dağıtılan yardım miktarı 68 milyar 897 milyon liraya çıktı.
Bu yıl ise zirve yapıp 80 milyara dayanması bekleniyor.
Her seçim dönemindeki artışlar dikkate alındığında, bu yıl rakamın 80 milyar lirayı geçmesi de olası.
DEVLETTEN 30 MİLYAR
Vakıfların gelir giderlerini bir yana bırakırsak...
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın verilerine göre, sadece sosyal yardım hizmeti veren kamu kuruluşlarının 2013’te dağıttığı sosyal yardım miktarı 20 milyar 64 milyon 276 lira...
Henüz belli olmayan geçen yılki artış da eklendiğinde, ilk gününü yaşadığımız bu yıl (2015) rakamın 30 milyarın üzerine çıkması da bekleniyor.
Özetle devlet, kömür, gıda, 65 yaş üstü maaş, engellilere destek, evde bakım, kadına yardım gibi isimler altında bu parayı bir şekilde vatandaşına dağıtacak.
16 KALEME ÇIKTI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sencer Ayata, bir sosyolog olarak konuya yaklaşıp ekledi:
“Toplum 10 yıl içinde öyle bir alışkanlık edindi ki, şimdi her adımda ‘Daha ne vereceksin?’, ‘Sen bana ne vereceksin?’ anlayışıyla hareket ediyor.”
Bunun toplumda yeni bir kültürün oluşmasına yol açtığını da belirtti.
“Bu kültürden kurtulmanın yolu halk temelli olmalı” deyip devam etti:
“Bu verilmiş bir bağış değil. Bir bağımlılık yaratan yardıma dönüştü. Asıl tehlike burada. Rousseau, ‘Salt özgürlük değil, bütün bağımlılıktan kurtulma’ der. Toplumu bu bağımlılıktan çıkarmanın yöntemi geliştirilmeli.”
Nedenini de bir muhalefet milletvekili değil, toplumun geleceğini de düşünen bilim insanı yaklaşımıyla sergiledi:
“Ekonomi % 3 büyüyor. Eğer iki sene daha aynı oranda büyürse bütün mekanizma çöker ve sonucu ağır olur.”
Yani devlet, yardımı bir gün veremez hale gelirse yarattığı bağımlıları şoka uğratır, o da kaosu üretir.
Prof. Dr. Ayata’nın verilerine göre, arasında kömürün ve bakım aylığının da bulunduğu bağımlı olunan ürün sayısı her geçen gün arttı ve bugün 16’ya çıktı.
Toplumun % 15-18’i tam bağımlı hale geldi.
BAĞIMLILAR
Daha önemlisi ise bir üst basamakta yer alan, toplumun % 30 ile % 60 arasını bağımlı kılan kredi kartı borçluları.
Onlar da bir kredi kartından alıp diğerine aktarma, arada bir de aldığı yardımları nakde çevirerek borcu ödeme çarkının durmasını istemiyor.
Çünkü durursa bisikletteki gibi düşecek, Ayata’nın altını çizdiği gibi o nedenle, “İstikrar sürsün” diyor.
Bunun en iyi örneklerinden birine önceki gün Ankara İskitler’de bir kahvehanede tanıklık ettim.
Hoşkin oynayan biri, kâğıdı ortaya atıp yanındakine, “Yine iyisin, vurmuşsun parayı” diye takıldı.
Aldığı yanıt, sistemin çalışmasını anlatmaya yeterliydi:
“Belediyeden aldım, kaymakamlığa vardım oradan da aldım, dönerken de vakfa uğradım; Allah bin razı olsun...”
Daha ne demeli ki...
Nice yıllara...