Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TELEVİZYONUN gece haberlerinin son sıralarında yer aldı.

        Gazetelerin ise mabat sayfalarının bir kenarında yer buldu.

        Şöyle başlıyordu:

        “ABD’ye ait helikopterlerin, Irak’ın Selahaddin kentinde IŞİD militanlarına havadan silah ve mühimmat paketleri attığı iddia edildi.”

        Bununla kalmıyor, İran’ın İngilizce yayın yapan televizyonu “Press TV”ye dayandırılan haber şöyle devam ediyordu:

        “ABD’ye ait helikopterler, Selahaddin kentinin Yesrib ve Balad ilçelerinde IŞİD militanlarına havadan silah ve mühimmat paketleri attı.”

        Amerikan Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın iddiaya yanıtı da veriliyordu:

        “Merkez komutanlığı iddiaları kısmen doğrulayarak, ‘IŞİD’in kontrolündeki bölgeye yanlışlıkla düşen bazı silah ve tıbbi malzemelerin vurularak imha edildiğini’ açıkladı.”

        Bağdat’ın kuş uçuşu 70 kilometre ilerisinde 4 gün önce gerçekleşen bu olay ne ifade ediyor?

        Gerçekten ABD bir yandan IŞİD ile savaşırken diğer taraftan can çekişir halde yaşamasını mı istiyor?

        YABANCI SAVAŞÇILAR

        Sorumun nedeni, hafta başı akademisyen bir arkadaşımla Ankara’nın İsmetpaşa semtindeki turlamamız sırasındaki şu sorusuyla haberin örtüşmesi:

        “Bir İngiliz, Amerikalı gibi düşünürsen, senin için en tehlikelisi hangisidir; El Kaide mi, yoksa IŞİD mi?”

        Yanıt vermemi beklemeden bir İngiliz düşünce kuruluşunun raporundan söz etti.

        ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin “El Kaide’yi yakın, IŞİD’i ise uzak düşman olarak gördüklerini” söyledi.

        Ardından ABD ve İngiliz merkezli kuruluşların verilerini yolladı.

        Verilerden biri, yabancı savaşçı olarak yurttaşı Suriye’ye gitmiş 190 ülkedeki araştırmayı kapsıyor.

        Bir yıllık araştırma, yabancı savaşçıların sosyal medya üzerindeki veri tabanları üzerinde gerçekleştirdiği araştırmaya dayanarak üçte ikisinin Cephetül Nusra ve IŞİD’e katıldıkları tespitini yapıyor.

        TEHLİKE MESAFESİ

        En dikkat çeken veriler ise IŞİD’e katılanlarla ilgili...

        Yabancı savaşçıların üçte biri çatışmada ölüyor, üçte biri macerasını yaşamış olarak ülkesine dönüyor, sadece üçte biri örgütte kalıyor.

        Yani El Kaide’ye katılanların tamamı doğrudan kendisini hedef alırken IŞİD’e katılanların yaratabileceği tehlikenin boyutu 27’de bir seviyesine düşüyor.

        Ayrıca IŞİD savaşını bölgesel olarak sürdürüyor, “Batılı ülkelerden çok Müslümanlığı bozanlara karşı” yapıyor.

        Daha önemlisi popülaritesi artan IŞİD, El Kaide’ye gideceklerin de önünü kesiyor, ona gidecek yabancı savaşçıları emiyor.

        Bir anlamda IŞİD, ABD ve Batılı ülkeler için paratoner görevi üstleniyor.

        Bunlar sıralanırken IŞİD’e katılımların da alınan tedbirler sayesinde büyük oranda azaldığının altı çiziliyor.

        Veriler ilginç...

        Ancak unutulmaması gereken bir nokta daha var; 2001’de yakaladığı açıkların görülüp kapatılması sonrası, El Kaide Batılı ülkelerde 2007’den bu yana çok büyük eylem yapamıyor.

        Uyuyan hücrelerini dahi harekete geçirmekte zorlanıyor, IŞİD ise her geçen gün daha dinamik bir güç halinde bölge ülkelerini de tehdit ederek ilerliyor.

        Ortaya konulan tezler ve yaşanan olaylar, ilginç bir tartışmanın kapısını aralıyor.

        Diğer Yazılar