Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yakın gelecekte çıkabilecek en önemli sorunu 2012’de şu cümleyle açıklamıştı:

        “Erkler arası çatışma kaçınılmaz...” Gerekçesini de “erkler arasındaki dengenin bozuk olması” olarak gösterip yasamanın aleyhine işleyen bu durumun, Anayasa’daki dengeler yeniden ele alınmadığı sürece devam edeceğini belirtiyordu.

        Siyasete yıllarını vermiş biri olarak yanılmadı.

        TBMM’de kurulan soruşturma komisyonunun dün aldığı Yüce Divan’a göndermeme kararı ve öncesinde söylenen sözlerle, erkin erkle çatışması da başladı.

        FEZLEKE SORUNU

        İlk çatışma komisyon raporunda yaşanacak.

        Aktardıklarına göre muhalefet, Meclis Soruşturma Komisyonu Raporu’na karşı koyacağı şerhi 17/25 Aralık operasyonuna zemin oluşturan polis fezlekesinden oluşturmayı hedefliyor. Sonrasında da konuyu Meclis Genel Kurulu gündemine taşıyacak.

        Öncelikle şunu belirteyim, Meclis Genel Kurulu’ndan komisyon kararına aksi bir sonucun çıkacağını kimse beklemesin.

        Çünkü, muhalefet tam kadro gelse bile, 4 eski bakan hakkında Yüce Divan kararı’nın çıkması için en az 55 AK Parti milletvekilinin desteğine ihtiyaç var ki, bunun bulunması olası değil...

        O nedenle sorun sadece muhalefetin rapora koyacağı şerhte yaşanacak.

        Çünkü muhalefet, şerh olarak 17/25 Aralık operasyonuna temel olan polis fezlekesini koyarsa, mahkeme kararı ile yasak olan fezlekenin ve içeriğindeki takip, kayıt gibi belgelerin yayını serbest hale gelecek.

        Bu da yeni bir tartışmanın kapısını aralayacak.

        AYM TEPKİSİ

        Soruşturma komisyonu’nun geride bıraktığı diğer sorun ise bir başka erkle, yargının en yüksek makamlarından biri olan Anayasa Mahkemesi ile çatışma...

        Veya zaten zemini olan bir çatışmayı daha da hızlandıran iktidar partisinden AYM’yi hedef alan şu sözler:

        “Paralel yapıya destek veren bu kadar husumet dolu Anayasa Mahkemesi’ne nasıl güveneceğiz? Biz Yüce Divan’da değil, kendi içimizde çözeriz. Bizim için aslolan Yüce Divan değil Allah’ın divanıdır...”

        Bu sözler başta 4 eski bakana haksızlık. Çünkü, onların suçsuzluğuna dönük bir tek kelime edilmeden, sadece AYM hedef alınıyor, ona güven sorunu dile getiriliyor.

        Oysa çok değil, geçen yıl 3 Nisan’daki Kuveyt gezisi sırasında benim de arasında bulunduğum bir grup yazar ile sohbetinde 11. Cumhurbaşkanı Gül, aynen şöyle demişti:

        “AYM’de bir zamanlar siyasi aidiyetlerine göre kararlar veriliyordu. Memnuniyetle görüyorum ki 17 üyenin 10’unu ben atadım; 2’sini direkt atadım. Eski üyeler ile benim atadığım üyelerin siyasi düşünceleri farklı olsa da önemli konularda kararların oybirliğiyle çıkıyor olması önemli. Benim çok gurur duyduğum olaydır.”

        Gül’ün de söylediği gibi 10 üyeyi kendisi, 1 üyeyi de Cumhurbaşkanı Erdoğan atadı, 2 üye ise AK Parti’nin ağırlıklı oyuyla TBMM’den seçildi.

        Yani 13 üye mevcut iktidar tarafından belirlendi. Eğer bir mesele bir başka erk hedef gösterilerek çözülmeye çalışılırsa o durumda erkin erkle çatışması ortaya çıkar.

        Bu da zaten topal çalışan sistemin çarkını daha da çalışmaz hale getirir.

        Daha önemlisi bu iktidar döneminde atanmış üyeleri yaralar...

        Diğer Yazılar