Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇÖZÜM sürecinde eylülden bu yana ileri sürülen takvimlerin biri hariç hiçbiri gerçekleşmedi.

        Önce HDP Genel Merkezi’nin, dün de KCK Yürütme Konseyi’nin açıklamasıyla yeni bir aşamaya geçildi.

        Gelinen bu noktadan sonra kulaklara fısıldandığı gibi Nevruz’da silahların bırakılması yönünde çağrı gelir mi?

        Meclis’te dün hem iktidar, hem de HDP kanadından yansıyan söylemlere bakarak, sürecin süregelenden farklı olmayacağını söyleyebilirim.

        Nedeni de tarafların beklentilerinin kâğıda dökülenden farklı olmasından ve seçim beklentilerinin umulduğu gibi olmamasından kaynaklanıyor.

        Buna Meclis’te görüşülen İç Güvenlik Yasası da eklenince Ada’da yapılan hesap karaya uymuyor.

        Çünkü HDP tarafı, her iki tarafın altına imza koyduğu 10 maddelik yol haritasında hükümetin atması gereken adımları yerine getirmesini istiyor.

        İç Güvenlik Yasası’nın ise verilen sözleri çok daha geriye götürdüğünü söylüyor.

        Hükümet ise “2013’te çekileceği sözünü verdiğin kadrolar yol kesmeye devam ediyor, önce kadrolarını çekip iyi niyetini göster” diye bastırıyor.

        Sonuçta yol haritasında ciddi tıkanıklık yaşanıyor.

        PLANDA NE VARDI?

        Bu noktaya gelinmesinin temel nedeni de, 8 aydır üzerinde konuşulan ancak uzlaşmaya varılamayan yol haritasının uygulamadan kaynaklı çıkmazları.

        Üzerine, mutabakat sağlanmamış olmakla birlikte sanki varmış gibi sunulan algı oyalı, toplumsal popülizm binince açmaz daha da derinleşiyor.

        “Az sonra olacak...” merkezli söylemler, yapılabilecek olanları dahi yapılamaz hale dönüştürüyor.

        Şöyle ki...

        2014 Mart’ından itibaren yol haritası üzerinde çalışılmaya başlandı.

        Öcalan’ın yol haritası üzerinde Kandil ve HDP mutabakat sağladı.

        Bu aşamada hükümet kanadı da 6 maddelik uygulama planı çıkardı.

        Karşılıklı olarak bir noktada uzlaşı sağlanmak üzereyken, IŞİD Kobani’ye saldırdı.

        Sonrasında da 6-8 Ekim olayları geldi.

        Kasım ayının ortasına kadar temaslar kesildi ve olayların yatışmasıyla süreç kaldığı yerden yeniden başladı.

        Hem hükümet, hem de HDP çevresinden verilen bilgiler aynı maddeleri işaret ediyordu.

        Buna göre Kandil heyetine yeni isimler eklenecek, Öcalan’a sekretarya hizmeti de sunmak üzere yanındaki mahkûmlar değiştirilecek, Kamu Güvenliği ve MİT gözetiminde izleme heyeti oluşturulacak, Bakanlar Kurulu kararı gereği 9 ayrı komisyon kurulacak, PKK/KCK silahlı güçlerini yurtdışına çekecek, bunların sonucu olarak 2015 Nevruz’unda Öcalan kalıcı barış için büyük çağrısını yapacak.

        NEREYE GELİNDİ?

        HDP’nin etkin isimleriyle dün sohbet ederken şu noktaya dikkat çektiler:

        “Sadece heyete iki isim eklendi. Biz mahkûmlar niye değişmedi noktasında da değiliz. Hiç değilse izleme heyeti oluşturulmuş olsaydı diye çabalarken, üzerine İç Güvenlik Yasası geldi...”

        Bundan sonra sürecin nasıl yürüyeceğini sorduğumda ise verdiği yanıt dikkat çekici oldu:

        “İç Güvenlik Yasası’nın geri çekilmesi belki bir yumuşama sağlar. Ama geri çekilmezse süreç biter...”

        Bu durumu hükümetin konuyla ilgili isimlerine de ilettiklerini söyledi, “Ama izahta zorlanıyoruz” dedi.

        Ankara’da gelinen noktanın özeti bundan ibaret...

        Diğer Yazılar