Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MECLİS’te tam anlamıyla anomali bir durum var.

        Doğal olması gerekenin dışında, beklenmedik, öngörülmedik tersliklere her an gebe bir ruh var.

        Önceki gece yaşanan kavga da dün genel kurul salonuna hâkim olan hava da bunun göstergesi.

        Kurnaz, gergin, öfkeli olmakla yetinmeyip bunu bir erdem gibi topluma sunma yarışı içine girmiş bir ruh hali...

        Dilerim benzer sonuçları doğurmaz ama TBMM Genel Kurulu’nda bu ruh hali ne zaman hortlasa acı bitti.

        Her kesimin çok sevdiği DYP Milletvekili Fevzi Şıhanlıoğlu’nu 2001’de yaşanan benzer bir kavga genel kurulun tam orta yerinde alıp götürdü.

        KILIÇ MESAFESİ

        Anomali duruma gelince...

        Normalde karşıtların çatışması beklenirken, müzakere sürecini yürüten, ortak paydalarda buluşmuşların kavgasına tanıklık ediliyor.

        Ortalık karıştığında da kitleler psikolojisinin altın kuralı işliyor; bireyin tek başına asla yapamayacağı davranışlar, kalabalık haline geldiği için yapar hale dönüşüyor.

        Oysa daha birkaç saat önce hepsi tek tek kürsüye gelip siyah elbiseler içinde bir kadına, Özgecan Aslan’a karşı uygulanan bireysel şiddeti kınamıştı.

        Daha önemlisi, kavgaya neden de şiddeti engelleyeceği iddiasıyla getirilen İç Güvenlik Paketi’ydi.

        Kavga 5 yaralı milletvekiliyle sonuçlanınca dün güya yatıştırma arası verilip grup önergeleri gündeme alındı.

        Fark etmedi, gerilim sona ermedi; AK Parti ile HDP arasındaki buzları eriteceğine daha da soğuttu.

        Hatta, bundan sonrasına dönük “yaklaşma mesafesini” tayin eden angajman kurallarını da belirleyerek.

        Çarpışma, düello ile eş anılan “kılıç” mesafesiyle angajman kuralını çizen de hükümetle müzakereleri yürüten heyetin aslarından Sırrı Süreyya Önder idi:

        “Hiçbir vekilimize şiddet amaçlı, bir kılıç mesafesinden fazla yaklaşmayın, pişman olursunuz.”

        BAYKAL’IN BAKIŞI

        Yaşanan bu gerilimli ortamda kuliste karşılaştığım eski Genel Başkan, CHP Milletvekili Deniz Baykal ile sohbete başladık.

        Hükümetin İç Güvenlik Paketi’ni Gezi ve Kobani eylemleriyle ileride karşılaşma korkusuyla getirdiğini belirtti.

        Paketi, her iki eyleme kadar gelinen sürecin iyi okunamamasından kaynaklı sonuç olarak tanımladı.

        “Eğer doğru okumuş olsalardı, demokratik davranışı geliştirerek bu eylemlerin bir daha olmamasının önüne geçmeyi düşünürlerdi” dedi.

        “İktidarda kalmanın bedelinin, iktidardan gitmekten çok daha ağır olduğunu bir gün anlayacaklar” deyip ekledi:

        “Gidilemeyen iktidar, bir süre sonra gidilemeyen demokrasiye dönüşür. Sonucu da gerilim, çatışma olur. Bugün yaşanan bunun ötesinde bir durum değil. Şiddetle iktidarda kalınamayacağını bir gün anlayacaklar. Ama olan o şiddetin etkilediklerine olacak...”

        İç Güvenlik Paketi’ne verilen 24 saatlik aradan sonra bugün tekrar devam edilecek.

        Eğer iktidar dışında parlamentoda partilerin hepsi karşı çıkıyorsa, kendi milletvekilleri de “Anayasa’ya aykırı hükümleri var” diyorsa bu kadar gerilim yerine yapılacak olan bellidir.

        Yumruk yerine, tepki çeken maddeleri sıkmak daha gerçekçidir.

        Yoksa bugün yaşanacaklar da dünden farklı olmaz...

        Diğer Yazılar