Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURİYE muhalefeti ile rejimi bir araya getirip çözüm bulmayı hedefleyen Moskova toplantısının üzerinden 19 gün geçti.

        Toplantıdan ikinci kez bir araya gelmenin dışında yol alınmamış olsa da “otel lobisi” kulislerinden yansıyan hava, başka gelişmelere işaret ediyor.

        Nitekim yansıması da alanda görülmeye başlamış.

        Öncelikle Moskova toplantısına göz atarsak...

        26-29 Ocak’taki toplantıya İstanbul merkezli Suriye Muhalefeti Koalisyonu, Türkmen Milli Meclisi, Özgür Suriye Ordusu’nun da arasında bulunduğu muhalifler katılmadı.

        Aralarında Kürtleri temsilen PYD Eşbaşkanı Salih Müslim ile Fransa, Rusya temsilcileri, Suriye Ulusal Çalışma Grubu’nun da arasında bulunduğu 30 muhalif, Şam yönetimiyle masaya oturdu.

        PYD’NİN ŞAM’DAN İSTEĞİ

        Kürtler “Rojava Demokratik Özerk Yönetimi”nin tanınması, askeri kolları YPG/YPJ’nin resmi olarak tanınıp bölge güvenliğinden tek sorumlu olmasının da arasında bulunduğu taleplerini yazılı olarak Şam rejimine iletilmek üzere aracılara verdi.

        Burada önemli olan PYD ile Şam rejiminin ilk kez aynı masada oturarak Suriye’nin geleceğini planlamasıydı.

        Basına kapalı gerçekleşen toplantı, otel lobisi buluşmalarıyla sürdü.

        Suriye Ulusal Çalışma Grubu Başkanı Mahmud Meri toplantıda Cenevre-1’in esas alındığını, askeri gücün sadece Suriye ordusu olması konusunda uzlaşı sağlandığını, anlaşmazlığın “geçiş süreci ve silah kısıtlaması” üzerinde yoğunlaştığını bildirdi.

        Bunları anlatmamın nedeni, dün ziyaretime gelen Suriye Türkmen’inin iki haftadır alanda yaşadıklarını paylaşmak için.

        Anlattıklarına göre Kobani’deki kayıp sonrası IŞİD, elinde tuttuğu Akçakale’nin karşısındaki Telabyad’ı terk etmeye başlamış.

        Onların bıraktıkları alanlara da PYD/YPG güçleri yerleşmiş.

        Serikani-Kobani arasında kalan bölgede 600 silahlı adamla topraklarını IŞİD’e karşı savunmalarına rağmen, YPG güçlerinden Türkmenlere köylerinden çıkmaları baskısı gelmeye başlamış.

        İddiaları o ki, PYD/YPG’nin amacı, ilan ettiği Cezire ve Kobani kantonları arasına bir kama gibi saplanan Telabyad’dan Türkmenleri de çıkararak iki kantonu birbirine bağlayıp Kürtleştirmek.

        Haseke, Deyrizor, Rakka, Afrin, Halep ve Humus bandında kalan bölgede yerleşik Arap nüfustan sonra ikinci yoğunlukta olan 3.5 milyon Türkmen’i diğerlerinin içinde eritmek.

        BEŞ FEDERE

        Moskova toplantısından yansıyan veriler de doğrular nitelikte.

        İleri sürüldüğüne göre anlaşma sağlanırsa Esad yönetimden çekilecek ve Suriye şu 5 bölgeli federasyona dönüşecek:

        1- Kuzey Kürt Federesi: PYD’nin de Şam’a ilettiği talebindeki gibi kuzeyde Kürt federesi kurulacak. Türkmenlerin de yoğun yaşadığı bölgelerle Türkmen Dağı’nı da içine alacak şekilde Akdeniz’e ulaşacak.

        2- Nusayri Federesi: Doğu Akdeniz’de Lazkiye-Baniyas-Dartus hattında bir federasyon.

        3- Sünni Arap Federesi: Türkmenlerin içinde eritileceği Humus, Hama merkezli federe.

        4- Hıristiyan Federesi: Halep’te, Musul gibi özel statülü Hıristiyanların yönetimindeki federe. Şam da özerk yönetim merkezi olacak.

        5- Dürzi Federesi: Güneyde, Golan Tepeleri’nin bir bölümünü de kapsayacak.

        Peki, plan işler mi?

        Ortadoğu’nun görünmez yasası gibi her daim geçerli olan sözle yanıt vereyim:

        “Bölgede herkes her şeyi planlar; Türkiye, Rusya, İran’dan biri istemedikçe gerçekleşmez...”

        Diğer Yazılar