Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KANUN üzerinde görüş bildirmek için Meclis Komisyonu’na gelen hocamın sözü kulağımdadır:

        “Kerpiç ile kanun yapmak birbirine benzer. Her ikisinin de içindeki karışıma önem verilir, çünkü birinden ev, diğerinden devlet inşa edilir. Yanlış malzeme çökertir.”

        Meclis’te son dönem yapılan kanunlarda bu kurala uyulduğunu söylemem olası değil.

        Bunun için de çok uzağa gitmeyeceğim.

        Kanun çıkarma yönteminden hoşnut olmayan Meclis 2011’de bu amaçla sempozyum düzenledi.

        “Kanun Yapım Süreci Sempozyumu”nun iktidar ve muhalefetten konuşmacılarının hepsinin şikâyeti de aynı oldu.

        “Kanunun ilk çıktığı haliyle, sonraki arasında irtibat kuramamaktan” yakınan kişi ise Cemil Çiçek’ten başkası değildi.

        Bugün de kavgaya neden “İç Güvenlik” gibi “torba ve temel yasa” uygulamasına eleştirisi şöyleydi:

        “TBMM hakikaten yasa mı yapıyor, yoksa yönetmelik mi çıkarıyor bunun tartışılması lazım... Kanaatimce, uzunca bir zamandan beri, Türkiye’de adeta yönetmelik çıkarılıyor kanun adı altında...”

        Burada kalmayıp çıkan yasaların da daha çıkmadan bir daha değişikliğe uğramasından yakınıyordu.

        Dönemin TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in eleştirisi de farklı değildi, bir İngiliz atasözüne de atıf yapıp şöyle diyordu:

        “O kadar geç, o kadar geç ki erken sayabiliriz...”

        Onun da yakınması yasaların sürekli değişmesi üzerineydi.

        ÖRNEKLERİ ORTADA

        Sonra ne oldu?

        Düzeleceği yerde, yakınılan konular sanki önerilen uygulama alanları gibi kabul edilip yürürlüğe konuldu; daha da girift hal aldı.

        Çünkü uzun süredir TBMM’ye gelen yasaların ağırlıklı bölümünü milletvekilleri hazırlamıyor.

        Bir yerlerde toplu hazırlanıp yollanıyor, “İllaki çıkacak” diye bastırılıyor; bir iki milletvekili de altına imza koyup “torba yasa” aldı altında teklif olarak sunuyor.

        Yükselen tepkinin, muhalefetin altında kalan da Meclis oluyor.

        Bunun örneklerini yakın geçmişte; kürtaj düzenlemesinde, Facebook, Twitter ile ilgili internet yasalarında, eğitimle ilgili 4+4+4 kanununda, 2B yasasında, yargı paketlerinde de yaşadık.

        Biri toplumsal muhalefetin ve AB’nin baskısıyla, diğeri dönemin Cumhurbaşkanı ve Anayasa Mahkemesi’nin direnişiyle, bir diğeri 5 yaşındaki çocukların uyumsuzluğuyla, yargı paketi ise yerine yenilerinin getirilmesiyle değişti.

        AYNI AKIBET

        Bu açıdan bugün tartışması süren İç Güvenlik Paketi’nin akıbetinin de diğerlerinden farklı olmayacağını söyleyebilirim.

        Nedeni de, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de önceki günkü uyarısında yer alan hususların AK Parti milletvekillerinin büyük bölümünde de hâkim olması.

        Yakın gelecekte bu yasanın büyük sorunları beraberinde getireceğine olan inançları.

        Çünkü, üzerinde günlerdir konuşulan ve bu sütundan da birkaç kez belirttiğim gibi bu yasa önleme ve adli aramayı iç içe geçiriyor.

        Sınırlayıcı düzenlemeyi kaldırıyor; orantılılık ilkesini yok sayıyor.

        Yasallık ve belirlilik ilkesini de kale almıyor.

        Yasa bu haliyle çıkarsa, ki zor gözüküyor; şimdiden söyleyeyim bundan en çok çıkaranların başı ağrıyacak.

        Çıkardıklarını bir daha değiştirmek zorunda kalacaklar.

        Diğer Yazılar