Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TAM bir deja vu durumu var.

        30 yıl önce ne yaşandıysa bugün de neredeyse aynısına tanıklık ediyor.

        İster Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun kaderinden deyin, ister demokratikleşme konusundaki kazanımların terk edilmek istenmemesine bağlayın.

        Nasıl ki 30 yıl önce ANAP iktidarı da aynı kanunu tepkilere karşın getirerek yasalaştırmak istediğinde merhum Cüneyt Canver, Fikri Sağlar ve Ali İhsan Elgin’in başı çektiği grubun direnişi sonucu üzerinde düzenlemeler yapmak zorunda kaldı, bugün de benzer bir durum yaşanıyor.

        Kendileri de kabul ediyor ki iktidar partisi yöneticileri, muhalefetin bu denli sert tepki ve direniş göstereceğini öngörmemişti.

        Akademisyenlerle birlikte kamuoyunun görüşlerini önemsediği hukukçuların kanunla ilgili çekincelerini sıralaması da direnişe katkı sağladı.

        Hatta AK Parti milletvekillerini de etkiledi.

        Nitekim kuliste sohbet ettiğinizde, torba kanun üzerindeki eleştirileri sıralayıp gelecekte aynı şikâyetleri kendilerinin de yapar duruma gelebileceklerine dönük kaygılarını dile getirmekten kaçınmıyorlar.

        Kanunun çıkması sonrası özellikle polise verilen yetki kaynaklı sorunların, seçim meydanlarını olumsuz etkileyeceğinden de kaygı duyuyorlar.

        Ancak hem seçim döneminde bulunmaları, hem de parti büyüklerinden gelen aşırı ısrar, eleştirilerini sınırlıyor, suskun kalmalarına yol açıyor.

        YÖNTEM ARIYOR

        Anlaşılan o ki AK Parti Meclis yönetimi de bu durumun farkında.

        Muhalefetin baskın tutumu, içeriden gelen niyetsiz oylamaya katılım, kanunun planlanan sürede Meclis’ten geçmesinin önüne engel çıkarıyor.

        Hafta sonu AK Parti’nin illerde yapacağı temayül yoklamaları için bölgelerine gidecek olması nedeniyle Meclis’in çalışmayacak olmasını da buna eklemek gerekiyor.

        Ayrıca gelecek haftadan itibaren 14 gün boyunca da muhalefet partilerine mensup Meclis başkanvekilleri oturumu yönetecek.

        Birinci bölümü bir haftada bitirilip ancak 20 maddesi tamamlanmış olan 5 bölümlü yasanın geride kalan 112 maddesinin ne kadar sürede geçeceğine dönük hesaplar da muhtelif.

        Dolayısıyla 7 Nisan’da aday listeleri açıklandıktan sonra Meclis’te milletvekili kalmayacağı için bu büyüklükte yasayı geçirmenin güçlüğü de ortada duruyor.

        O nedenle tam da polise ve valilere yüksek yetkiler tanıyan maddeleri oylanıp geçmiş iken bir orta yol bulunup bulunamayacağının formülü aranıyor.

        ÇEKİN ÇIKARALIM

        Bu amaçla önceki akşam ve dün iktidar ile muhalefet yöneticileri arasında temas kuruldu.

        İktidar tarafı bugüne kadar geçen maddeler hariç, diğerlerinin üzerinde uzlaşı sağlamanın yöntemini aradı.

        Muhalefet ise tümü kabul edilmediği için, görüşmesi tamamlanan bazı maddeler üzerinde tekriri müzakere (yeniden görüşme) yaparak düzeltilmesi şartıyla öneriyi kabul etmeye hazır.

        Bunun için de ister komisyona çekip, istenirse de Meclis’e ara verip önergelerle ilgili düzeltmelerin yapılabileceği kanaatinde.

        Aslında 132 maddelik kanunda, muhalefetin itiraz ettiği madde sayısı da 15’i geçmiyor.

        Meclis’te önceki gün ortaya çıkan bu hava bugün bir müzakereyle sonuçlanır mı?

        Onu da AK Parti üst yönetiminin bu konudaki ısrarı tayin edecek.

        Diğer Yazılar