Parti kapatma
ÜÇ hafta sonra yasama dönemini kapatacak Meclis, parti kapatmayla ilgili Anayasa değişikliğini yapabilir mi?
Dört yıl boyunca bu konuda bir tek metin dahi gelmeyen Meclis, son dakika teklifini yasalaştırır mı?
Üzerinde hiç tartışılmamış, 2010 referandumuna sunulan paketten Meclis oyuyla çıkarılmış maddeyi aynen getirip, “Haydi oylayalım” demekle bu iş olur mu?
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün bunun olabileceğini belirterek şöyle dedi:
“Ben geçenlerde Başbakan’a da söyledim. Meclis’e getirin bu işi. Buyurun gelin bir hafta içerisinde hemen birlikte yasa teklifini getirelim. Fazla bir şey değil, 3-5 maddelik iş.”
İKTİDARIN VAKTİ YOK
Peki seçim meydanına üç hafta sonra çıkacak milletvekilleri, bir hafta içinde çıkmasını sağlayabilir mi?
Bunun olması için öncelikle iktidar partisinin vakti yok.
Çünkü, 7 Nisan’da çalışmasına son verecek Meclis’te bir yandan İç Güvenlik Yasası’nı çıkarmak için didinirken, diğer yandan çıkmaz ise memur maaşlarının ödenmesini sıkıntıya sokacak ekonomik paketi geçirmek istiyor.
Dolayısıyla bırakın bir haftayı, bir gün ekstra zamanı yok.
Ayrıca böyle bir tartışmaya getiren sürece bakıldığında da muhalefetin herhangi bir katkısı olmayan böyle bir metne destek olanağı yok.
Eski Genelkurmay Başkanı Özkök, böyle durumlar için, “Son anda akla gelmiş parlak fikirlerden korkarım” demişti.
Muhalefet de bu nedenle teklife kaygıyla yaklaşıyor.
SON KARAR KİMİN?
Ayrıca gelen metin de yargı ve yasama erklerinin görev ve yetkilerinin kullanımı açısından hukuki değil.
Çünkü, getirilen sistem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi üzerine, parlamentoda grubu bulunan her partinin vereceği beşer üyeden oluşacak.
Komisyonun üçte ikisi o partinin kapanmasına karar verirse, Anayasa Mahkemesi’ne kapatın görüşü bildirilecek.
Eğer komisyon izin vermez ise de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın talebi yok olacak.
Teklif bu haliyle Meclis’in son karar verici makamı Genel Kurul’u devre dışı bırakıyor; otorizasyonunu ortadan kaldırıyor.
Yetkiyi milletvekilinden alıp parti yönetimi tarafından seçili komisyona terk ediyor; Genel Kurul onayını ortadan kaldırıyor.
Bağımsız seçilmiş veya grup kuracak sayıya ulaşmamış üyelere ve partilere oy hakkı tanımıyor.
Daha ilerisi Meclis’te bazı konulardaki oylamalarda “grup kararı” dahi alınamazken, bir siyasi partinin kaderini komisyonda görev yapacak üyenin vicdanına bırakıyor.
Ayrıca o üyenin parti grubunun görüşünü ne kadar yansıtacağı da şüpheli.
Nitekim bunun en iyi örneği yakın geçmişte Anayasa Komisyonu’nda yaşandı.
CHP’li üyelerden biri, parti grubundaki milletvekillerinin ağırlıklı görüşünün aksine tutum sergiledi.
Benzer bir yansıması komisyonda olursa ne yapılacak?
Üzerinde tartışılacak zamanı dahi olmayan, % 10 barajını bir maddelik kanun değişikliğiyle değiştirmekte zorlanan parlamentodan Anayasa değişikliği nasıl geçecek?
Daha önemlisi AK Parti’de getirilen metne sıcak bakmayan çok sayıda milletvekilinin bulunduğu gerçeği de bir yanda dururken...
Dolayısıyla son anda gelmiş metnin Meclis’ten geçmesi zor...