Kim kimden ne koparır?
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kartal mitingiyle seçim de start almış oldu.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Kılıçdaroğlu iyi bir çıkış yaptı.
Baştan ortaya konulan, “Bu seçimin asıl dinamiği ekonomi olacak” söylemine uygun şekilde propagandasını halkın mali işlerine oturttu.
Daha ileri bir adım atıp, AK Parti’nin yıllarca hitap ettiği kesimi bankalara olan kredi kartı borcundan yakalamaya çalıştı.
“Bankaların uyguladığı faiz batağından, borç batağından kurtaracağım” diyerek iki ikramiyeyle teveccühünü kazandığı emeklilerin yanına bir de dar gelirli grubu ekledi.
“Çocuk yemeğini okulda yiyecek” güvencesini vererek de bu kesimin kadınına mesajını yolladı.
Anlaşılan o ki, hem karşı, hem de hemcinsini etkileme gücü olan kadını liste başına koyan CHP, ona dönük projeleriyle de bütünüyle yanına çekmeye çalışacak.
Uyguladığı politikalarla kadını yanında tutma başarısı gösteren AK Parti’nin elinden, “Seni buna bağımlı kılan borçtan kurtaracağım” sözünü vererek tarafına çekmek için uğraşacak.
Seçmen ziyaretinde evlere tek girebilen, aileye ulaşan kadını öne çıkaracak.
Eğer açıkladığı gibi 19 Nisan günü vaatlerinin kaynağını da gösterebilirse CHP’nin bu politikası tutar.
HALKTAN MİLLETE
Kılıçdaroğlu’nun miting konuşmasında dikkat çeken bir başka konu da kullandığı dile yönelikti.
CHP bugüne kadar partisinin de adının içinde yer aldığı “halk” kelimesini kullanır; bunu da parti ideolojisinin gereği görürdü.
CHP Lideri dünkü konuşmasında halk kelimesini kullanmadı, onun yerine en az 20 kez “millet” dedi.
Bu söylem de gösteriyor ki CHP seçim stratejisinde, ekonomik dar gelirli muhafazakâr seçmeni yanına çekme gayreti de var.
Anlaşılan o ki CHP bu girişimiyle “yeni varoş” olarak isimlendirilen, AK Parti’nin merkez sağ seçmeni yakaladığı kentlerin yoksul semtlerine yönelecek.
Öğrenciye okulda yemek vermekten başlayıp kadını gelir sahibi yapmaya kadar uzanan bir dizi projesi gelecek.
Bir zamanlar ANAP, DYP eksenindeki seçmeni kendine çekmek için uğraşacak.
MHP’NİN DE HEDEFİ AYNI
Listelerindeki aday profillerinden yola çıkarsak MHP’nin hedefinde de aynı kesim var.
Milliyetçi kesimi temsil eden tüm partileri çatısı altında toplayacağı haberleriyle yükselen, ancak olmayınca da sabit bir noktada oyu beklemeye geçen MHP’nin hedefinde de aynı kesim var.
Yani, muhafazakâr, dindar, milliyetçi, ülkenin üniter yapısı konusunda hassas kesim...
AK Parti bu kesimi geçen seçim, “Öcalan biz iktidardayken yakalanmış olsaydı asardık” söylemiyle yanına çekmişti; bu kez MHP’nin aynı düzlemde söylemle yanına çekme çabası olacağı görülüyor.
Siyaset biliminin değişmez kuralı burada da işliyor, egemen tek parti üç kanattan kemiriliyor.
MİT Müsteşarı’nın adaylık süreci, Cumhurbaşkanı’nın çözüm sürecindeki icraatlara dönük çıkışı, Başbakan Yardımcısı ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın sert tartışmasını yeni yatıştıran AK Parti’nin, nasıl bir karşı politika izleyeceğini de yakında göreceğiz...
Ancak bütün bu başlangıçların ışığında şunu söyleyebilirim ki, bol rakamlı, çok değişkenli bir seçim dönemi izleyeceğiz.