Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SURUÇ

        İNGİLİZ sinema oyuncusu, Kobani korsanı Michael Enright da eline silahını alıp çatışmaya katıldığına göre bundan böyle sırtları yere gelmez sanmayın.

        Kobani’de geleceğe dönük tahminler hiç umut verici değil.

        Barzani güçlerinin kısa süre önce tamamen geri çekilmeleri sonrası, gittikçe sıkıntılı sürecin de kapısı aralanmış.

        İşin en tehlikeli yanı ise dün de buradan anlattığım gibi Kobani’yi elinde tutan PYD’nin durumun vahametini henüz yeterince kavrayamamış olmasında...

        Çünkü, Kobanili Kürt uygulamasından ve tekçi tutumlarından dolayı geçmişte kendisine destek vermiş birçok kesimi kaybetmiş.

        Anadolu’nun nüfusu az bir kentinden de küçük olan Kobani’de PYD’nin büyük makamlar yaratması kendilerine olan sempatiyi eritmiş.

        Buna bir de geri dönen 56 bin 236 kişinin, tamamen yıkılmış, altyapısı çökmüş kentteki su, kanalizasyon, gıda ihtiyacı ve girenlerin dönüşlerinin engellenmesi eklendiğinde çekim merkezi olma özelliğini kaybetmeye başlamış.

        İçeriden dışarıdakilere, “Gelmeyin, geri çıkarmıyorlar” telefonları açılmaya başlanmış.

        Batı’da başlatılan yardım kampanyasının hızı da belki bu nedenlerden kaynaklı, ilk günlerdekinin oldukça altına düşmüş.

        BOTLARLA GELDİLER

        Bunlar sınırın bu yanından görünen tarafı...

        Bir de içyüzü var.

        Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Kobani’de çatışmalar sürüyor.

        Koalisyon güçlerinin sayısı düşmüş olsa da, devam eden hava operasyonları da olmasa YPG’nin IŞİD karşısında durması daha zor hale gelecek.

        Çatışmaların şiddetinin yüksek olduğunun göstergesi de Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan bazen günde 3-4 cenaze çıkarılıyor olması...

        Anlatıldığına göre bir gün YPG mevzi kazanıyor, ertesi gün IŞİD...

        IŞİD’in 3 ay önce kuzeydekini, bir süre önce de Süleyman Şah Türbesi’nin eski yeri yakınındaki köprüyü yıkması sonrası Fırat’tan batıya ulaşımın tamamen kesildiği bölgede nehir boyunca çatışmalar da var gücüyle devam ediyor.

        Son olayda ise IŞİD’e bağlı 30 kadar militan, botlarla Fırat’ı geçip bir köye saldırmış ve 30-40 kişiyi katletmiş.

        BİRLEŞTİLER

        YPG’nin önem verdiği Afrin bölgesinde de çatışmalar küçümsenmeyecek boyutta.

        Kısa süre önce aralarında Cebhed-ül Nusra’nın da bulunduğu 15 muhalif grup bir araya gelip Esad güçlerine karşı İdlib ve Halep bölgesinde saldırı başlatmıştı.

        Diyarbakır’dan önceki gece kalkan jetlerin, tanker uçaklar desteğinde sınır boyunda önleme uçuşu yapmalarına neden olan gelişme de bundan.

        Çünkü Esad güçleri ittifak yapan muhalifleri havadan vurunca, Türk uçakları da angajmana sadık kalmaları için önleme uçuşu yapmış.

        IŞİD ise bu fırsatta bölgede canlanıyor.

        Bir yıl kadar önce yaşananlar sanki tekrar ediyor.

        O dönemde de muhalifler IŞİD’e karşı bir araya gelmiş, Ahrar-uş Şam’ın bir bölümü “Müslüman’a karşı savaşmayız” diyerek IŞİD’e katılmıştı.

        IŞİD sonrasında kendisine katılan grupların liderlerini ortadan kaldırmış da olsa, hâlâ bölgede kendisine dönük teveccühün yüksekliği vurgulanıyor.

        Bölgede hava gittikçe ısınırken, Türk tarafında yeni bir göçten kaygı duyuluyor...

        Diğer Yazılar