Her formül aynı kapıya açılıyor
Seçim sonuçları YSK tarafından henüz ilan edilmedi, hükümetin kurulması için 45 günlük sürenin başlamasına da en az 10 gün var.
Çünkü takvimin işlemesi için önce TBMM Başkanlık Divanı’nın oluşması gerekiyor. Durum böyle iken Ankara’da herkesin cebinde bir koalisyon hesabı bulunuyor.
Ancak hiçbirinin de evdeki hesabı, çarşıya uymuyor...
Sonuçta hepsinin hesabı “Büyük Koalisyon” diye de isimlendirilen AK Parti- CHP koalisyonuna gelip dayanıyor.
Bunun için de karşılıklı nabız yoklanıyor.
Nitekim CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Parti Meclisi, AK Parti Genel Başkanı Davutoğlu’nun da bir grup milletvekiliyle toplantısı da nabız yoklama niteliğindeydi.
MHP ve HDP’li formüllerin askıya alındığı süreçte iki partideki tablo şöyle...
‘ÖNCELİK CHP...’
AK Parti’de, MHP ve HDP ile yapılacak koalisyonun Doğu ve Batı’da yeni kırılmalara yol açabileceğine dikkat çekiliyor.
AB ile tıkanan müzakerelerin yeniden işlemesi, çözüm sürecinin devam etmesi, hem de karşılaşılabilecek ağır ekonomik sorunların üstesinden gelinmesi için sayısal açıdan da güçlü büyük koalisyonun yararı vurgulanıp CHP ile olması gerektiği belirtiliyor.
Bir diğer görüş ise, hükümeti diğer üç partiye bırakmak ve kısa süreli restorasyon sürecini partide gerçekleştirerek muhalefette kalıp tekrar iktidara gelmek. Dillendiriliyor olsa da bu görüş AK Parti içinde çok fazla kabul görmüyor; birçok model önerilmekle birlikte bütün kapılar CHP’li koalisyona açılıyor.
CHP’NİN 14 İLKESİ
CHP’deki duruma gelirsek...
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, dün niyetini ortaya koydu, % 60’ı oluşturan üç partinin bir araya geldiği koalisyonu istediğini açıkladı.
Ardından da 14 maddelik ilkeler bütününü sıraladı.
Dikkat çeken ilkeler arasında çözüm sürecine dönük bir ifadenin yer almamasıydı.
CHP’de bu durum, MHP’yi bugünden uzaklaştıran bir davranışa imza atmama taktiği olarak gösterildi.
Kılıçdaroğlu’nun diğer maddeleri de dikkatli okunduğunda, “Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla” mahiyetindeydi.
Dışarı söyleniyor gibi görünse de AK Parti ile koalisyona karşı çıkan, kendi içine dönük mesaj olduğu şu cümlelerinde de açıkça görülüyordu:
“Devlet kinle yönetilmez... Eğer iktidar yolunda önemli adımlar atacaksak aklımızla, mantığımızla hareket etmek zorundayız. Bu bağlamda hiçbir partiyi ve o partiye oy veren yurttaşlarımızı yok sayamayız, yok saymamalıyız...”
Buna karşın aktarıldığına göre CHP Parti Meclisi’nde, AK Parti ile koalisyonun olmaması yönündeki temenniler iletilmiş, hatta bazı milletvekilleri bunun hemen kamuoyuna deklare edilmesini istemiş.
Kılıçdaroğlu ise bu taleplerin hepsine sessiz kalıp yetki almış.
CHP Lideri’nin ne düşündüğüne gelirsek...
Kendisinin de açıkladığı gibi gönlü üç partinin bir araya geleceği koalisyon.
Ancak bir yakınına söylediği şu cümle, sanırım Kılıçdaroğlu’nun gelecekteki tavrını okumak için yeterli:
“Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda CHP’nin hemen kaçacağı varsayıldı. Sonuna kadar giden biz olduk. Koalisyonda da öyle oluruz. İlkelerimizden taviz vermeden sonuna kadar gideriz.”