Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Siyasette nedeni anlaşılmaz şekilde meşruiyet dışı arayışlara merak saranlar çoğaldı.

        Mesela AK Parti ile CHP’nin pazartesi buluşup koalisyona karar verecekleri açıklanmışken, ara yollarla veya kanun arkadan dolanılarak AK Parti’nin tek başına seçime götürme yöntemi tartışılıyor.

        Veya bir seçim hükümetinin ortaya çıkması halinde, HDP’nin içinde yer almasını önlemek için yol aranıyor.

        CHP’nin çekimser kaldığı Anayol hükümetinin güven oylaması, 367’yi garantilemeden yola çıkılması ve 1 Mart tezkeresi unutulmuş görünüyor.

        ÇEKİMSER OYLAR

        Unutulmamalı ki biri Anayasa Mahkemesi’nden döndü, diğeri kapı önünden geçmekte olan milletvekilinin bile sobelendiği görüntülere sahne oldu.

        1 Mart tezkeresinin maliyeti de ortada.

        Dikkat çeken ise MHP’nin her gün AK Parti azınlık hükümetine destek vermeyeceğini, seçim hükümetinde bulunmayacağını açıklamasına karşın, bu konudaki ısrarın sürmesi...

        Bunun son örneği dün AK Partili Meclis Başkanvekili Prof. Dr. Naci Bostancı’nın açıklamasıyla gündeme geldi.

        Bostancı, “seçim hükümeti” yerine, AK Parti hükümetiyle seçime gidilmesi için Meclis’te seçim kararının alınabileceğini söyledi.

        MHP’nin koalisyon ortağı iken Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırıp önergeyle 2002 seçimine götüren kararın alınmasına benzeyen bir yola gitme görüşünü dile getirdi.

        Aslında bu düşünce yeni değil, 3 hafta önce AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un aynı yöndeki düşüncesini bu satırlarda aktarmıştım.

        ERDEM VE DEĞER

        Peki AK Parti’de ortaya atılan bu görüş uygulamaya konulur mu?

        AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun seçimden sonra sergilediği, en son örneğini Meclis Başkanlığı seçiminde gösterdiği “erdem ve değerler sistemi” üzerinden yürüttüğü davranışına bakarak bunun olası olmadığını söyleyebilirim.

        Bu durumu saklı tutarak, diyelim ki AK Parti Meclis’i toplantıya çağırdı ve seçim önergesini verdi.

        Kabulü için öncelikle AK Parti’nin, 18 milletvekilinin oyuna; bir partinin desteğine ya da Meclis Genel Kurulu’na girmemesine ihtiyacı var.

        Bir de İçtüzük 95 gereği Anayasa Komisyonu’nun oluşturulup toplanmasına.

        MHP, böyle bir yola gitmeyeceğini, ret oyu kullanacağını günlerdir söylüyor.

        Haydi diyelim ki MHP girdi ve çekimser kaldı...

        Bu da yetmiyor, çünkü Anayol hükümetinin devamını sağlamak amacıyla CHP’nin 1997’de verdiği çekimser oyları da Anayasa Mahkemesi ret olarak kabul etti ve hükümetin düşmesini sağladı.

        Benzer durum 1 Mart tezkeresi sürecinde de yaşandı, ret oyları ile çekimser oyların sayısı “Eve” oylarından fazla olduğu için tezkere reddedildi.

        Partilerin duruşu devam ettiği sürece AK Parti’de aranan yöntemle yola devam olanaksız.

        HDP’siz seçim hükümeti arayışına gelirsek..

        Şurası unutulmamalı ki demokratik toplumlarda siyasi partiler meşruiyetini sandıktan ve hukuktan alır.

        Sandıkta 6.5 milyon seçmen oy vermişken, kimse meşruiyet vizesi verme hakkına sahip olamaz.

        Bu ancak dağdakini ovaya indirmek için uğraşıldığı dönemde, ovadakine “Dağa git” demek olur.

        Geçmişte bu davranışı gösterenlerin nasıl bir siyasi sonuçla yüz yüze kaldıkları da ortadadır...

        Diğer Yazılar