CHP'ye ortak seçim hükümeti önerisi
AK Parti ile CHP liderleri arasında dün yapılan görüşmenin sonucunu kısaca aktarmak gerekirse:
“Perşembe veya cuma yeniden görüşmek için sözleştik. 3 gün içinde kamuoyundan gelecek baskılar koalisyonu belirler...”
Yani zaman içinde kamuoyunun talebinin boyutu ve baskısı, terazinin horozunun hangi yöne kayacağında önemli bir faktör olacak.
AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, şifahi süreci yürüten parti kurmaylarıyla 4 saat 20 dakika süren görüşmesinin özeti böyle.
İçerideki görüşmelere gelirsek...
Üçüncü tarafların aktarımına göre, ele alınması gereken ne varsa hepsini masaya koymuşlar.
Terörden ekonominin içinde bulunduğu zorluklara, sayısal anlamda kritik eşikte duran bir hükümetin sorunların üstesinden ne kadar gelebileceğine kadar geniş bir yelpazede her şey ele alınmış.
Ekonominin içinde bulunduğu durum konusunda her iki taraf da aynı noktada kalmış; daha ağır sonuçlar doğuracak noktaya gidebileceğine ilişkin kaygılar dile getirilmiş.
Liderler, uzlaşmazlık konularında da düşüncelerini samimi bir şekilde birbirlerine aktarmış.
Görüşmeye baştan sona katılan Haluk Koç ile Ömer Çelik ise istikşafi görüşmelerde konunun nasıl ele alındığı hakkında liderlerin takıldığı noktalarda birkaç kez bilgi vermiş.
SEÇİME GÖTÜRELİM
Bu aşamada muhtemel hükümet modelleri üzerinde de durulmuş.
Davutoğlu, azınlık hükümetiyle seçime gitme veya CHP ile birlikte zamanı, sınırı belli bir seçim hükümetinin de alternatifler arasında bulunduğunu söylemiş.
Ancak Kılıçdaroğlu, baştan koyduğu, “Yüksek profilli, geniş tabanlı 4 yıllık bir hükümet istiyoruz” yaklaşımını bozmamış.
Davutoğlu’nun sıraladığı hükümet modellerine bir yanıt vermemiş.
Her iki taraftan da yansıyan hava, görüşmenin olumlu geçtiği, koalisyon ihtimalinin bir önceki güne göre çok daha yakın olduğu yönündeydi.
Ancak başta da vurgulandığı gibi, buna tükenmekte olan 45 günlük zamanın ve kamuoyunun baskısı şekil verecek.
Kamuoyunun talebinin ağırlığı, sadece koalisyonun kurulmasını değil, ömrünü de tayin edecek.
Liderler de buna göre perşembe veya cuma günü son kararını açıklayacak.
Büyük koalisyonu bu ülkenin iki ana damarını teşkil eden toplumsal tabanları şekillendirecek...
MAYIN ÇİÇEK AÇMAZ
Omzunda makaralı teybi, dobra üslubu, insan sevgisiyle tanıdım.
Güneydoğu Anadolu’yu dolaşmış, sorunlarını, türkülerini derlemişti.
Kaseti koyup dinlettiğinde, çocuk yaştaydım...
Teypten gelen sesler yürek burkuyordu.
Yurttaşlarımız hakkında bilmediğimiz bir gerçekle bizleri yüz yüze bırakıyor, çaresizliğimizi gün yüzüne çıkarıyordu.
Güneydoğu Anadolu gerçeğini tüm yönüyle ortaya koyuyor, mayının neden çiçek açmadığını, ayağını, kolunu, yakınını kaybedenlerin ağzından aktarıyor; neden kaçağa gittiklerini tüm gerçekliğiyle gün yüzüne döküyordu.
Birkaç on yıl bıkıp usanmadan Güneydoğu gerçeğini anlattı.
Fikret (Otyam) Ağabey’i uğurlarken dün bir daha görüldü ki mayınlar çiçek açmaz...
Eğer bu anlayışla devam edilirse, daha uzun yıllar boyunca da açmayacak.
Hak yolun açık, mekânın ışık dolsun “baba erenler”...