Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti’nin önünde bugün üç yol var...

        Ya CHP ile süre ve sınır belirlemeden büyük koalisyonun kurulmasının önünü açacak...

        Veya Devlet Bahçeli’nin şartlarını kabullenip MHP ile koalisyona yönelecek.

        Ya da kasımda seçimi tercih edecek.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hükümet arayışlarına ilişkin son açıklamaları da başka bir yol olmadığını gösteriyor.

        Ayrıca Erdoğan’ın konuşmasında sürecin nasıl şekilleneceğine ilişkin de mesajlar var.

        Erdoğan dün koalisyonun kurulmasını istediğini söyledi, ancak önceki akşam görüştüğü Davutoğlu’nun nasıl bir yol izleyeceği konusunda ipucu verdi:

        “45 gün içerisinde kendisinin de partisinin de inandıklarına mütenasip olabilecek bir ortak bulabilirse (Davutoğlu), ama bir tekrar seçim, ama farklı bir anlayışla ortaklık için adım atabilir. Ama o tabii kendi ilkeleriyle de karşı düşüncenin örtüşmesi lazım. Herhalde örtüşmüyorsa, intihar edecek hali yoktur.”

        Burada “Kendi ilkeleriyle karşı düşüncenin örtüşmesi lazım” cümlesinin adresi açık: MHP...

        SEÇİMİN İKİ YOLU

        Erdoğan, bu olmadığı takdirde “yeni görevlendirme sürecinin” başlayacağını söyledi.

        Bunun da iki yolu var.

        İlki, Meclis Başkanı’na danışarak MHP’nin içinde bulunmayacağını açıkladığı, siyasi partilerin sandalye sayıları oranında vereceği bakanlarla seçim hükümeti kurmak...

        Diğeri ise liderlerin hükümet kuramayacağının anlaşılması üzerine, dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in de geçmişte Yalım Erez’e görevi vererek denediği geçici bir hükümet kurulması yolu.

        Bu yolla kurulacak hükümetin de güvenoyu ihtiyacı var.

        Ancak Cumhurbaşkanı görev verdiği için güvenoyu alamasa bile ülkeyi 45 gün içinde seçime götürecek hükümet olacak.

        Ama Erdoğan’ın, Davutoğlu’nu dışlayan böyle bir yan yola sapması olanaklı görülmüyor.

        KILIÇDAROĞLU ZEMİNİ

        Peki, “Erken seçim gündemi artık tedavülden kalktı” diyen MHP Lideri Bahçeli, seçimin kapısını kapatıp süreci tersine çevirebilir mi?

        MHP’de “AK Parti, MHP’nin şartlarını kabul ediyorsa neden koalisyon olmasın?” diyenlerin sayısı oldukça fazla.

        Hatta, yumuşamanın sağlanması için önlerinde bir örnek bulunduğunu belirtiyorlar.

        İşaret ettikleri, AK Parti’nin de “Bizim için iyi bir tecrübe ve kazanım oldu” diye açıkladığı CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun istikşafi görüşme sürecinde yarattığı zemin.

        Anımsanırsa CHP Lideri de meydanlarda, “17/25 Aralık’ın hesabı sorulacak, Cumhurbaşkanı anayasal sınırına çekilecek” demiş, sonrasında 17/25 Aralık sürecini başlatmanın yasal zorluklarına işaret ederken, Cumhurbaşkanı’nın anayasal sınırları içinde kalması halinde bir sorunları olmadığını belirtmişti.

        MHP’deki bir grubun hedefi de Kılıçdaroğlu’nun yarattığı bu zemini kullanmak.

        “Koalisyon protokolüne yolsuzluk ve rüşvetle mücadele edileceği konulur, devletin kurul ve kurumlarının da anayasal sınırları içinde kalacağı vurgulanırsa neden olmasın?” yaklaşımı da buradan kaynaklanıyor.

        Ancak MHP’de karar vericinin Bahçeli olduğu anımsanırsa bu beklentilerin çok da kolay olmadığı görülür.

        Sonuç olarak hükümet arayışlarında bir alternatifin kaderi bugün netleşecek...

        Diğer Yazılar