Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ankara uzun yıllardır benzer gösteriye tanıklık etmedi.

        En son aynı güzergâhta bayrak yürüyüşü yapılmış, polisin biber gazıyla tamamlanmıştı.

        O günden bu yana seçim mitingleri dışında toplumsal gösteriler yaşanmadı...

        Başkent’te dün yapılan “Teröre Hayır, Kardeşliğe Evet” yürüyüşündeki gözlemlerime gelince...

        Belki de geçmişte yaşananların düşünsel ardıllarda bıraktığı kötü hikâyelerden olsa gerek Sıhhiye Meydanı’na gelenlerde bir kaygı, ürkeklik hâkimdi.

        Buna karşın toplumun hemen her kesiminden insanlar bayraklarını ve kırmızı- beyaz şapkalarını alıp gelmişti.

        Kulağı küpelisi, kısa şort giymişi de vardı, kandurahı (uzun beyaz erkek elbisesi) içinde çember sakallısı da...

        Piercing takılmış göbeği açık olan da vardı, burnunun üzerine kadar başörtüsünü kapatmışlar da...

        Parmak arasına geçirdiği sandaletini sürüyüp gideni de vardı, yaz sıcağında çizmeleri çekmiş olanı da...

        Mardin’den, Edirne’den, Aydın’dan, Trabzon’dan, Hatay’dan geleni de vardı; özetle toplumun bütün kesimi oradaydı.

        Başlangıçta görülen kaygıların hiçbiri de gerçekleşmedi, tam tersine yürüyüşe katılanların hemen hepsi sakin, olaysız bir şekilde yan yana yürüdü, terörü ve şiddeti kınadı.

        Komşusunu alıp gelememiş olan da komşusuna anlatacak çok hikâyeyle döndü.

        BAŞARILIYDI

        Sonuçta dünkü eylem, başlangıçta sosyal medyada bir kesime mal edilmesi, bir diğer kesimin de kendisine karşı yapılıyormuş algısı dolayısıyla istenilen kadarını yaratmamış olabilir ancak oldukça geniş bir kesimi bir araya getirmeyi başardı.

        Sıhhiye’den Ulus Meydanı’na uzanan caddeyi iki yönlü doldurdu.

        TOBB’un önderliğinde 14 sivil toplum örgütünün katılımıyla başlayan yürüyüş adımının, 4 gün içinde 250 sivil toplum örgütüne ulaşması da başarısını anlatmak için yeterliydi.

        Eğer Suruç ve Ceylanpınar saldırılarının hemen ardından gerçekleşmiş olsaydı, bu sayının onlarca katı kalabalığın toplanabileceğini de dünkü yürüyüş bir kez daha ortaya koydu.

        Nitekim, benzer yürüyüş İspanya ve Paris’te gerçekleştiğinde kalabalığın yüksek sayıya ulaşması da tepkinin anında gösterilmesinden kaynaklıydı.

        KİTLE HAREKETİ

        Ancak dünkü yürüyüş de birçok yönden başarılıydı; çünkü birçok insanda var olan kaygıyı ortadan kaldırdı; birlikte kol kola yürüyebileceklerini, ortak payda bayrak altında bütünleşebileceklerini gösterdi.

        Keşke HDP veya onun görüşlerini destekleyen insanlar da dünkü yürüyüşe çekinmeden gelebilselerdi.

        Bununla birlikte bir noktaya daha dikkat etmek gerekir; o da benzer yürüyüş ve mitingler sürekliliğe dönüşürse kendinden beklenen algıyı törpüler.

        O da beraberinde toplumsal olanı, kitle hareketine dönüştürür.

        Kitleler de bütün tahriklerin oyuncağıdır, duyguları zaten abartılı olduğu için zihinlerinde uyarladıklarıyla yaşar; hoşgörüsüzdür; bilinçaltları tarafından yönetilir; vandal kalabalıklar haline dönüşür.

        Aklı yoktur; en eğitimsizi ile en iyi eğitimlisini aynı halüsinasyonda buluşturur.

        Sonrasının nelere mal olduğunu anlamak için yakın geçmişi anımsamak yeterlidir.

        Diğer Yazılar