Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Aday listesinden sandık sonucuna kadar, seçimin tüm aşamalarını yerlisinden çok göçmeninin tayin ettiği tek bölge... Seçim havasının sinmediği bölgede partiler de aday listelerini hangi kesimden daha fazla göç aldıysa ona göre sıralıyor

        ANKARA’daki büyük patlamadan önce dolaştığım bölgede, geçen seçimde büyükkentlerde tespit edilip hemen her partinin ilk kez listesinde yer verdiği Romanlar da Balkan, Batı Trakya ve Kürt seçmenin ardından önemli bir etken olarak dikkate alınmaya başlanmış.

        Geçen seçim “kıl payı” ile kaybeden partiler, bu kez kazanmak için diğer göçmenler kadar Romanları da baş üstünde tutuyor.

        Sandık Yolunda dizisi için yola çıkarken, sosyolojik ve demografik özelliği İç Anadolu’dan çok komşusuna benzeyen Eskişehir’i de Marmara kapsamına aldık.

        Balkan ve Batı Trakya göçmeninin yanı sıra son dönem Kürt seçmenin de etken haline geldiği, HDP’nin 2 milletvekili çıkardığı Eskişehir, Bursa, Yalova, Kocaeli dairesi içinde kalan bölgede seçmenin nabzını tutarken, Manavlar ve Romanlar gibi partilerin ilk kez ihtimam gösterdiği kesimlerle karşılaştım.

        Ayrıca orman köylüleri gibi geçmişte de orada olan ancak tarım nüfusu içinde bütüncül bakılan yeni alanlara partilerin yöneldiklerini gördüm.

        Bir de aynı toplumsal tabandan beslenenlerin birbirinin oyunu kapmak için kıyasıya yarışına tanıklık ettim.

        AK Parti’nin “Baraj altında kalan oylarınız heba olmasın, getirin bize verin, 1 milletvekili daha kazanalım” diye Saadet Partisi seçmenine, MHP’nin BBP’ye, CHP’nin de geçen seçim oy kaptırdığı HDP’ye giden seçmeninin yeniden teveccühünü kazanma uğraşını izledim.

        KİM NE YAPIYOR?

        Alanda görünen ise şöyle; AK Parti bu arada seçmeninin oyunu kendisine çekebilmek için 7 Haziran sonrası yaşananlar nedeniyle MHP Lideri Devlet Bahçeli üzerinden “Her şeye ‘Hayır’ dedi” diyerek yoğun bir propaganda yapıyor.

        MHP ise enerjisinin büyük bölümünü bu algıyı kırmak için harcıyor.

        Geçen seçim CHP’nin tespiti sonrası her partinin 2 ikramiye vermeyi taahhüt edip üzerinde titrediği emekli seçmen ise bu kez maaşının üzerindeki haciz ve kesintilerle boğuşuyor.

        Bölgede emekli maaşları üzerindeki yükü kaldıracağını ilan eden partinin önemli bir kazanım sağlayacağı görülüyor.

        Dövizin yükselişi ithalata dayalı üretim yapan sanayiyi etkilediği için bölgede kapanan veya iflasa sürüklenen şirket sayısını artırmış, Suriyeli ucuz işçi de kapanan işletmelerden çıkarılan işçilerin iş bulma umudunu yarı yarıya düşürmüş.

        Belki de sandık yorgunu olması, herkesin geçim derdiyle uğraşması ve partilerin ilk kez seçim bildirileri, afişlerini çevre kirliliği yaratmayacak şekilde kullanmalarının da etkisiyle bölgeye sanki hiç seçim havası gelmemiş...

        Marmara Bölgesi’nde geçen seçimden çok büyük farklar yaratacak bir sonuç çıkması zor.

        Büyük ihtimalle aynı kalır, sürprizi ise 3 ilde en fazla 1’er milletvekili oynatır. Partilerin durumuna gelirsek...

        ERİŞİLMEZLİK...

        AK Parti açısından bölgedeki en büyük problem, parti teşkilatı yönetiminin erişilemez hale gelmesi.

        Özellikle ilk sıralarında bir eski veya mevcut bakanın yer aldığı 4 ilde de benzer sorunu yaşıyor.

        Buna karşın Bursa 3. sıra adayı Cemalettin Kani Torun gibi çakar lambalı otomobil kullanmayan, halkla iç içe olan, Bursa’nın doğma büyüme yerlisi olduğu için sempati toplayan isimleri de var.

        Ancak partinin il başkanlarından adaylarına kadar hemen hepsinin yanında en az 5 koruma veya bürokrat ile gezmesi, eski veya mevcut bakan adaylarla sürekli birlikteliği, valilerin de neredeyse her programda yanlarında gözükmesi öncelikle kendi seçmeninin tepkisini çekiyor.

        Aday bakanların bir yere giderken beraberinde hareket eden koruma ve bürokrat sayısı ise bazen propaganda yaptıkları alandaki vatandaştan fazla oluyor.

        Buna bir de ithal adaylar ve parti içi çekişme ve küskünlükler ile siyah otomobillerinin önünde yanıp sönen çakar lambalar eklenince seçmendeki tepkiyi yükseltiyor.

        Bizzat partililer, “Elitisti eleştirirken biz erişilmez olduk, halktan koptuk” eleştirisini açıktan söylüyor.

        AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun bir süredir “kibir, şatafat ve güç sarhoşluğundan uzak durmalarına” yönelik uyarılarının nedeni de sahada anlaşılıyor.

        Terör ve ekonomideki sıkıntı da AK Parti’yi olumsuz etkiliyor.

        Ancak bu olumsuzluğun getirdiği oy erozyonuna karşı geliştirdiği, “Bahçeli koalisyona yanaşmadı, hükümet boşluğu doğmasına neden oldu; eğer hükümet olsaydı bunlar yaşanabilir miydi?” yönündeki propagandası işe yarıyor.

        Muhafazakâr milliyetçi kesimde, “Elini bir tek AK Parti taşın altına koydu, PKK’ya karşı amansız operasyon başlattı” söylemi ile birlikte etki yaratıyor; erozyonu kesiyor.

        MHP’nin bu söyleme karşı söylemi henüz geliştirememiş olması da AK Parti propagandasının alanda etkili olmasına yarıyor.

        AK Parti, hem listesini güçlü bir isimle takviye yaptığı Eskişehir’de hem de Bursa, Yalova ve Kocaeli’nde oylarının eksilmemesi için çabalıyor.

        Eskişehir adayı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın da salon konuşmalarında dile getirdiği gibi “bu kez Saadet seçmeninin oylarını heba etmemesini, milliyetçi kesimin daha güçlü olması için AK Parti’ye oy vermesini” bekliyor.

        CHP’NİN AVANTAJI

        BÖLGEDE en rahat parti CHP gözüküyor, oy artırıyor; belediyelerinin Eskişehir’de de sergilediği hizmetleri de oy artışına katkı yapıyor.

        Hafta sonu turlarla veya üniversitede okuyan çocuğunu görmek için uzak kentlerden gelenleri, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kente kazandırdığı park, müze ve nehir ıslahı etkiliyor.

        Ciddi nüfusa sahip orman köylüsünü ilk kez seçim bildirgesinde tespit edip onlara dönük propaganda yapıyor olması da bölgede ağırlığı olan bu kesimi CHP’ye yöneltiyor.

        Benzer şekilde çok sayıda üniversitesi ve öğrencisi bulunan bölgede seçim bildirgesi ile öne çıkardığı genç seçmen de CHP’ye yöneliyor; daha ilerisi genç MHP’lilerden oy alıyor.

        Lideri Kılıçdaroğlu’nun, her kesim ve öteki parti lideri ile görüşebilen tek kişi olduğu imajı ve yapıcı muhalefet görüntüsü de CHP’ye kazandıran başka bir unsur.

        Ayrıca ilk kez, geçen sandık öncesi önseçimle belirlediği listesini değiştirmeden yola çıkmış olmasının da yarattığı etki nedeniyle küskünlükleri bir kenara bırakmış.

        Ancak seçmeninin aktifliği ve cevval çalışması hâlâ teşkilatının önünde gidiyor; belki de bundan il yönetimleri en büyük eleştiriyi yükü sırtlamış toplumsal tabandan alıyor.

        Seçmen kendi gücüyle işlerin yürüdüğünü gördüğü için parti il yönetimine bir mürebbiye edasıyla davranıyor.

        MHP’NİN DİNAMİZMİ

        AK Parti ve CHP’nin oy tırtıklamak için her propagandayı yaptığı MHP’nin en önemli kazanımı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın koalisyon görüşmeleri sırasındaki tutumuna dönük karşı propagandası, terördeki yükseliş, şehitler ve ekonomideki durum...

        Çözüm sürecine baştan karşı çıkması, AK Parti’nin ise başlattığı süreçten “Yanlış yaptık” diye vazgeçmesi; süreç içinde PKK’nın silahlandığını açıklaması, MHP’ye kazandıran en önemli unsurlar.

        Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “400 vekil verilseydi bunlar olmazdı” söylemini de MHP propagandasının motor gücü yapmış.

        Geçen seçim HDP’nin Bursa ve Kocaeli’nde 2 milletvekilini MHP’den kıl payı almış olması da seçmenini bileylemiş; bu seçim yine kıl payı milletvekili kaptırmamak için daha aktif hale getirmiş.

        Özellikle 7 Haziran’daki seçmen sayısı sürpriz bir şekilde 18 bin 587 kişi artarak 1 milyon 240 bin 535’e çıkan Kocaeli’nde her parti seçmeninin, hatta HDP’ye oy verdiğini söyleyen simit satıcısının, “Seçilseydi iyi olurdu” dediği göçmen evladı Lütfü Türkkan, MHP açısından önemli bir güç. Ancak Kocaeli’nin Gündoğdu Köyü’nden olan Meral Akşener de göçmen nüfus açısından MHP için bir o kadar olumsuz etken.

        Akşener’in başvuruda bulunmuş olmasına karşın aday gösterilmemiş olmasını, bölgeye hâkim göçmen nüfus kendine yapılmış gibi hissediyor; MHP teşkilatı da tepkiye sessiz kalmanın ötesinde bir cümle söyleyemiyor.

        HDP SABİTLEMİŞ

        MARMARA Bölgesi’nde, Güneydoğu’daki çatışmalardan en çok etkilenen ve seçmenini konsolide eden parti HDP...

        Bölgeye tarım işçisi olarak gelmiş Kürt nüfus bir zamanlar sadece mahallelerin belirli kesimlerinde yaşam bulurken, örneğin Kocaeli, Gebze ve Dilovası gibi şimdi ilçelerin isimleri ile anılır olmuş.

        Bölgede çok önemli etki yaratmış, partiler de listelerini yaparken Kürt nüfustan alacağı oyları dikkate alıp aday sıralamasını buna göre yapar hale gelmiş.

        Ötekilerin bu tavrı ve çatışmalar Kürt seçmeni HDP’ye yakınlaştırmış, oylarını konsolide etmiş.

        YARIN: ESKİŞEHİR VE KOCAELİ’NDE YİNE ‘KIL PAYI’ KAZANILACAK VEYA KAYBEDİLECEK

        Diğer Yazılar