Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yığınla analiz, yorum yapılacaktır.

        Bunların içinden en doğru olanı, seçmenin 7 Haziran’da verdiği şansı değerlendiremeyen muhalefeti cezalandırıp kendi hükümetini kurmasıdır.

        Verdiği şansı değerlendiremeyen muhalefete, bu seçimde gösterdiği teveccüh oranı da bunun en iyi verisidir...

        Haziran sonrası performansını değerlendirdiği muhalefetin, tekrar başarabilme şansının olmadığını gördü; terör ve ekonomideki kötü gidişe de bakıp ikbalini riske atmak istemedi.

        Çünkü acil çözüm bulunması ve istikrar ortamına dönülmesi gerekiyordu.

        Bunun da gereğini yerine getirdi, vakit kaybetmeye de tahammülü olmadığı için alışkın olduğu partiyi tercih etti.

        Ayrıca tercih etmemiş olsaydı, bir koalisyon ihtimalinde AK Parti’nin içinde olmadığı bir hükümetin çıkma olasılığı da yoktu.

        Koalisyonun kurulma sürecindeki zorluklar ve işlemesindeki güçlükleri de görerek AK Parti’ye tek başına hükümeti teslim etti.

        Bunda kim ne derse desin başarı AK Parti Lideri Ahmet Davutoğlu’nundur.

        Çünkü geçen seçimin dinamiği ağırlıklı olarak “başkanlık sistemi”, “17/25 Aralık” tartışması üzerine kuruluydu.

        Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan da sahadaydı.

        Ancak bu seçimde Erdoğan televizyonları daha çok kullandı, bir defa hariç miting meydanlarına çıkmaktan uzak durdu.

        Davutoğlu seçimi neredeyse tek başına sürükledi, ağır ve ciddi bir program çıkardı, inandırıcılığını, samimiyetini ve dürüstlüğünü de yanına koyunca sonucunu aldı.

        YIKILAN BEKLENTİLER

        Bu seçim AK Parti’yi tek başına iktidar yapmakla kalmadı, seçim sonrasına yönelik birçok beklentiyi de yerle yeksan etti.

        Şöyle ki:

        - AK Parti içinde yeni bir lider arayışını bitirdi, Davutoğlu’nu lider yaptı.

        - Seçimin hemen ardından TBMM’de 5. partinin çıkacağı beklentisini bitirdi.

        - “Meclis’e 4 parti girerse muhakkak koalisyon olur” teorisini bitirdi.

        - MHP oylarının aslında ne kadar kaymaya müsait olduğunu ortaya çıkardı.

        - Kürt milliyetçiliğinin birlikte yükselip düştüğünü, ikisinin birbirine paralel hareket ettiğini gösterdi.

        - Strateji ve proje üretmenin yetmediğine, bunun yanına “yapılabilir inancını” da koymak gerektiğine işaret etti.

        - 7 Haziran tartışmalarını sonlandırdı.

        - PKK/KCK çizgisinin dayatmasından ve gençlik hareketinin lümpen, goşist davranışlarından usandığını, şiddetin bundan sonra kaybettireceğini sergiledi.

        - CHP’ye dönük “inanç, devleti idare, teröre karşı mücadele refleksi” konusundaki bakışını farklılaştırdı, ancak o noktada bıraktı, prim vermedi.

        - MHP yönetimine politik anlayışını sorgulaması gerektiğini gösterdi; baraj sıkıntısıyla yüz yüze kalabileceğini sergiledi.

        - HDP yönetimine kendisini de rahatsız eden PKK davranışlarına karşı gerektiğinde daha güçlü duruş sergilemesi gerektiğine işaret etti. Özyönetimin hendek ve kepenkle olmayacağını gösterdi.

        - Yeni dünya düzeninin miting meydanının, kent merkezleri değil, televizyon olduğuna bir kez daha işaret etti; sosyal medyayı da Anadolu halkının henüz ağırlıkla kullanmaya başlamadığını gösterdi.

        - Seçmen beklentilerini karşılayacak olana, inandığı Davutoğlu’na destek verdi...

        Diğer Yazılar